|
İstanbul Mahkemesi 10 Numaralı Sicil (H. 1072-1073 / M. 1661-1663) cilt: 51, sayfa: 347 Hüküm no: 344 Orijinal metin no: [43a-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Derviş Ali mahallesinden Mehmed Çelebi b. Ebubekir’in vakfiyesi
Vakfiye.
El-hamdü lillâhi li-veliyyihî ve’s-salâtü alâ-nebiyyihî Muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecma‘în. Ammâ ba‘d işbu kitâb-ı sıhhat-nisâbın tahrîrine bâ‘is ve bâdî budur ki Dârü’s-saltanati’s-seniyyeti’l-Kostantıniyyeti’l-mahmiye mahallâtından Derviş Ali mahallesinde sâkin Mehmed Çelebi b. Ebûbekir tarafından vech-i âtî üzere vakf ve tesbîli ikrâra ve ba‘dehû da‘vâ-yı rücû‘a ve istirdâda vekîl olup mahalle-i merkūmeden Receb Çelebi b. Murad ve İbrahim Çelebi b. Mustafa şehâdetleri ile alâ-vechi’l-hasm vekâleti sâbite olan sulbî oğlu Mehmed Çelebi nâm kimesne meclis-i şer‘-i kavîm ve mahfil-i dîn-i müstakīmde li-ecli’t-tescîl mütevellî nasbeylediği Ali Bey b. Mehmed mahzarında bi’l-vekâle ikrâr-ı sahîh-i şer‘î ve i‘tirâf-ı sarîh-i mer‘î müvekkil-i mezbûr Mehmed Çelebi bu dünyâ-yı deniyyeye ayn-ı i‘tibâr ve dîde-i bî-dâr ile nazar edip te‘allüm-i ma‘raz-ı zevâlde ve makber-i şerefe irtihâlde idiğini fikr ve mülâhaza eyleyip ve mâ tukaddimû li-enfüseküm min-hayrin tecidûhu indallâh âyet-i kerîmesi mefhûm-ı şerîf ve ma‘nâ-yı münîfin hayr ve’s-sadakati fidye-i li’l-me‘âsî yevme yü’hazü’l-mücrimûn bi’n-nevâsî sadâ-yı gûş-hevesinde cây-gîr olup efdal-i sadakāt …? kavâyidi müstemirre ve avâ’id ve müstakirra olan sadaka-i câriye olduğuna binâen silk-i mülkünde münselik olup mahalle-i merkūmede vâki‘ bir tarafı Ahmed Efendi mülkü ve bir tarafı Medîne-i Münevvere Vakfı ve bir tarafı vâkıf-ı mezbûrun mülkü ve bir tarafı tarîk-i âm ile mahdûd bir bâb fevkānî oda ve bir bâb tahtânî oda ve tûlen on sekiz zirâ‘ ve arzan on iki zirâ‘ bi-hisâb-ı şatrancî iki yüz on altı zirâ‘ bahçeyi ve kenîfi müştemil menzilini hasbeten lillâhi te‘âlâ vakf ve habs edip şöyle şart eyledi ki menzil-i mezbûrda hayatda oldukca evvelâ kendi sâkine ve mutasarrıf ola bi-emrillahi’l-meliki’l-müte‘âl bu dâr-ı fenâdan dâr-ı bekāya intikāl ve irtihâl eyledikde menzil-i mezbûrda zevcesi Bağmadir? bt. Abdullah sâkine ola ba‘de vefâtihâ kendi evlâdı ve evlâd-ı evlâdı neslen ba‘de nesl ve fer‘an gıbbe aslin sâkine olalar ba‘de’l-inkırâzi’l-evlâd menzil-i mezkûr mahalle-i merkūmede Şeyhülislâm Hüseyin Efendi Mescidi’ne her kim imâm olursa ona meşrûta ola ve içinde sâkine olan kimesne günde bir Sûre-i Mülk kırâet edip sevâbını vâkıfın rûhuna ihdâ ede ve imâret ve meremmet lâzım geldikde sâkin olanlar kendi malları ile teberru‘an imâret ve meremmet eyleyeler ve menzil-i mezkûrda her kim sâkin olursa tevliyeti ona meşrûta ola ve merreten ba‘de uhrâ tebdîl ve tağyîri ve taklîl ve teksîri yedinde ola deyü menzil-i mezkûru fâriğan ani’ş-şevâgil mütevellî-i mezbûra teslîm ol dahi kabz ve tesellüm ve mütevellîler sâir evkāfda tasarrufları gibi tasarruf eyledi dedikde, gıbbe’t-tasdîk vekîl-i mezbûr kelâmını semt-i rücû‘a âtıf olup vakf-ı akār eğer ki imâm-ı muhtâr olan pişvâ-yı gül ve reh-nümâ-yı sübül İmâm-ı Azam ve efhâm ve hümâm-ı akdem ve ekrem Ebu Hanife el-Kûfî- cûziye hayrü’l-cezâ ve kûfîye- hazretlerinin mezheb-i hatîrlerinde sahîh ve câiz lâkin menzili âriyette olmağla şeref-i lüzûmu câiz olmayıp husûsan vâkıf menâfi‘-i vakfı nefsine şart etmekle âlim-i Rabbânî İmâm Muhammed b. el-Hasan eş-Şeybânî re’y-i hatîrleri üzere vakf-ı mezbûr ve eğer nefsini? olan şurût ve kuyûd bâtıl olup rücû‘ emr-i meşrû‘ olmağın menzil-i mezbûrun vakfiyetinden rücû‘ edip kemâ-kân müvekkilimin mülküne idhâl murâdımdır dedikde mütevellî-i mezbûr cevâb-ı bâ-savâba âzim olup eğer ki hâl bast olunan minvâl üzere olduğu cây-ı eşkâl değildir lâkin fâzıl-ı samedânî İmâm Ebu Yusuf eş-şehîr bi’l-imâmi’s-sânî re’y-i münîrleri üzere şart-ı mezkûr sahîh olup ve vâkıf mücerred vakaftü demekle lüzûm dahi ifâde edip istirdâd muhâl olmuşdur deyü redden imtinâ‘ ve husûs-ı kazıyyede fasl-ı hasme tâlibân olduklarında hâkim-i muvakkı‘-ı sadr-ı kitâb tûbâ leh ve hüsnü-meâb hazretleri dahi ol cânibe nazar ve mennâ‘un li’l-hayr olmakdan hazer edip alâ-kavl-i men yerâhu vakf-ı mezbûrun sıhhat-i lüzûmuna hükmetmeğin min-ba‘d vakf-ı mezbûr sahîh ve lâzım oldu fe-men beddelehû ba‘de-mâ semi‘ahû innallâhe semî‘un alîm ve ecrü’l-vâkıf ale’l-hayyü’l-cevâdi’l-kerîm cerâ zâlik
Ve hurrire fi’l-yevmi’s-sânî min-şehr-i Ramazani’l-mübârek li-sene isnâ ve seb‘în ve elf.
Şuhûdü’l-hâl: Ahmed Efendi b. Hudâverdi el-imâm, Mehmed Efendi b. Abdullah el-imâm, Mehmed Çelebi b. Ahmed el-müezzin, Mehmed Bey b. Mehmed el-cündî, Ali Çelebi b. Abdullah er-râcil, Receb Çelebi b. Murad, İbrahim Çelebi b. Mustafa, Ahmed Halîfe b. İbrahim, Ramazan b. Mustafa, Mehmed Çelebi b. Süleyman, Ali Çelebi b. Hasan er-râcil, Ali b. İshak er-râcil, Abdi Çelebi b. Hüseyin.
|