|
İstanbul Mahkemesi 10 Numaralı Sicil (H. 1072-1073 / M. 1661-1663) cilt: 51, sayfa: 356 Hüküm no: 355 Orijinal metin no: [44b-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Abdülmümin b. Mehmed’in zevce-i metrukesi Fâtıma bt. Mehmed’le Saime Hatun bt. Behram’ın alacak davasında sulh oldukları
Sulh ibrâ.
Mahmiye-i İstanbul’da Arpaemini mahallesinde sâkin iken bundan akdem vefât eden Abdülmümin b. Mehmed’in verâseti zevce-i metrûkesi Fâtıma bt. Mehmed’e ve sulbî oğlu Hüseyin’in kızı Emine’ye ve li-ebeveyn kız karındaşı Fati bt. Mehmed’e münhasıra olduğu ve tashîh-i mes’elesi sekiz sehimden olup sihâm-ı mezbûreden bir sehmi zevcesine dört sehmi oğlu kızı mezbûre Emine’ye ve üç sehmi kız karındaşına intikāl ve isâbet eylediği şer‘an zâhir ve mütehakkık oldukdan sonra mezbûre Emine meclis-i şer‘de müteveffâ-yı mezbûrun terekesinden olup mahalle-i mezbûrede vâki‘ iki tarafdan Kurnacı Osman Ağa mülküne ve bir tarafdan mezbûre Fâtıma mülküne ve bir tarafdan tarîk-i âmma müntehî bir bâb fevkānî oda ve bir sofa ve altında havluyu ve zât-ı eşcâr-ı müsmire ve cüneyneyi müştemil olan cemî‘ menzile bi-tarîkı’ş-şirâ vâzı‘atü’l-yed olan işbu râfi‘u’l-kitâb Saime Hatun bt. Behram mahzarında tâyi‘aten ikrâr ve takrîr-i kelâm edip mecmû‘ menzil-i mezbûru babanın vefâtından sonra hâl-i sıgārımda kendünün mülkü olmak üzere iki sene mukaddem zevcesi mezbûre Fâtıma merkūme Saime’ye altı bin akçeye bâtten bey‘ u teslîm edip kabz-ı semen eylemiş idi hâlâ ben âkıle ve bâliğa ve sinn-i sedâda nâile olmağla menzil-i mezbûrda olan nısf şâyi‘ hissemi müşteriye-i mezbûre Saime’den da‘vâ ve taleb etmekle beynimizde münâza‘ât-ı kesîre ve muhâsamât-ı şedîde vâkı‘a olmuş idi el-hâletü hâzihî vesâtet-i Müslimîn ve muslihîn ile da‘vâ-yı meşrûhamdan mezbûre Saime benimle altı yüz elli akçe üzerine inşâ ve akd-i sulh eyledikde ben dahi sulh-i mezbûru kabûl ve bedel-i sulh olan meblağ-ı mezbûru tamamen mezbûre Saime yedinden alıp kabz edip husûs-ı mezbûra müte‘allika cemî‘ de‘âvîden zimmetimi ibrâ-i âmm-ı kātı‘u’’n-nizâ‘la ibrâ ve ıskāt eyledim ba‘de’l-yevm benden veyâ vekîlimden bi’l-vekâle da‘vâ dahi sudûr ederse lede’l-hükkâmi’l-kirâm mesmû‘a ve makbûle olmasın dedikde gıbbe’t-tasdîkı’ş-şer‘î mâ-vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu.
Fi’l-yevmi’s-sâdis min-şehr-i Ramazani’l-mübârek li-sene isnâ ve seb‘în ve elf.
Şuhûdü’l-hâl: Veli b. Mahmud, Mustafa b. Mehmed, Hasan b. Mustafa, Pîrî b. Hüseyin, Osman b. Abdullah, Hasan Efendi b. Himmet el-imâm, Ali b. Mustafa el-müezzin, Receb b. Musa, Bayram b. Sadi.
|