İstanbul Mahkemesi 10 Numaralı Sicil (H. 1072-1073 / M. 1661-1663) cilt: 51, sayfa: 381 Hüküm no: 388 Orijinal metin no: [49a-5] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Edirne’de ölen oğlu Ebubekir’in terekesini kendisine getirmeleri için Mehmed Efendi tarafından Musa ve Ali’nin vekil tayin edilmesi
Vekâlet.
Vilâyet-i Anadolu’da Ladik kazâsında Koğa mahallesinden Mehmed Efendi b. Müstecâb tarafından husûs-ı âtîye vekâlet iddi‘â eden Musa ve Ali nâm kimesneler meclis-i şer‘-i hatîrde sâbıkā Yeniçeri Efendisi olan umdetü’l-e‘âzım ve’l-e‘âlî câmi‘ü’l-mehâmid ve’l-meâli Yusuf Efendi b. ( ) tarafından zikri câ’î da‘vâda husûmet ve redd-i cevâba vekîl olup nehc-i şer‘î ve vech-i mer‘î üzere vekâleti sâbite olan Mahmud Ağa b. Mehmed mahzarında üzerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edip müvekkil-i mezbûrun sulbî kebîr oğlu olup merkūm Yusuf Efendi’nin hizmetinde iken mahmiye-i Edirne’de fevt olan Ebûbekir nâm kimesnenin terekesinden merkūm Yusuf Efendi bir kontoş ve iki dolama ve bir mühürlü sepet sandığı kabz etmiş idi. Hâlâ mezbûr Mehmed Efendi merkūm Ebûbekir’in babası ve hasran vârisim olmağla terekesine vâzı‘u’l-yed olanlardan da‘vâ ve taleb ve kabz ve kendiye îsâle tarafından bizi vekîl nasb ve ta‘yîn etmiş iken mezbûr Yusuf Efendi teslîmden imtinâ‘ eder suâl olunup kasr-ı yedine tenbîh olunmak murâdımızdır dedikde gıbbe’s-suâl vekîl-i mezbûr Mahmud Ağa cevâbında müvekkil-i mûmâ-ileyhin tereke-i müteveffâ-yı mezbûru kabzını inkâr lâkin mezbûr Mehmed Efendi tarafından husûs-ı mezbûra merkūmânın vekîli oldukları ma‘lûmum değildir deyü inkâr etmekle udûl-i Müslimînden olup mahalle-i mezbûre sükkânından Mehmed b. Ömer ve Mehmed b. Hızır nâm kimesneler li-ecli’ş-şehâde meclis-i şer‘de hâzırân olup isre’l-istişhâd fi’l-vâki‘ mezbûr Mehmed Efendi sulbî oğlu mezbûr Ebûbekir’in terekesini vâzı‘u’l-yed olanlardan da‘vâ ve taleb ve ahz u kabz ve kendiye îsâle tarafından bizim huzûrumuzda merkūmân Musa ve Ali’yi vekîl nasb ve ta‘yîn eyledikde onlar dahi kabûl ve merâsimini edâya ta‘ahhüd eylediler biz bu husûsa bu vech üzere şâhidleriz şehâdet dahi ederiz deyü her biri edâ-yı şehâdet-i şer‘iye eylediklerinde gıbbe ri‘âyet-i şerâ’iti’’l-kabûl şehâdetleri makbûle olmağın mûcebince ba‘de’l-hükm mâ hüve’l-vâki‘ bi’t-taleb ketb olundu.
Fi’l-yevmi’s-sâbi‘ aşer min-Ramazani’l-mübârek li-sene isneyn ve seb‘în ve elf.
Şuhûdü’l-hâl: Abdi b. Hüseyin, Mehmed b. Ramazan, Hüseyin b. Bayram, Rasûl bin Rıdvan.
|