|
İstanbul Mahkemesi 10 Numaralı Sicil (H. 1072-1073 / M. 1661-1663) cilt: 51, sayfa: 696 Hüküm no: 832 Orijinal metin no: [105b-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Fâtıma Hatun bt. Şaban’ın sekiz bin akçe ile bazı eşyalarını vakfettiğine dair vakfiyesi
Vakfiye.
Elhamdü li-veliyyihî ve’s-salâtü alâ-nebiyyihî Muhammed ve alâ-âlihî ve sahbihî ecma‘în ve ba‘d dâ‘î-i taharrî-i vesîka-i sahîha ve bâ‘is-i tenmîk-i varaka-i enîka budur ki Dârü’s-saltanati’s-seniyye Kostantıniyyeti’l-mahmiye’de Gül Câmi‘i kurbünde Çukur mahalle[sinde] sâkine sahibetü’l-hayrât Fâtıma Hatun bt. Şaban tarafından vech-i âtî üzere vakıf ve tesbîli ikrâra ve ba‘dehû da‘vâ-yı rücû‘ ve istirdâda vekîl olup mezbûrenin zâtını ma‘rifet-i şer‘iye ile ârifân olan Receb Halîfe b. Hüsameddin ve Mehmed b. Rıdvan nâm kimesneler şehâdetleri ile şer‘an vekâleti sâbite olan el-Hâc Ramazan b. Mehmed meclis-i şer‘-i hatîrde li-ecli’t-tescîl mütevellî nasbeylediği mahalle-i mezbûrede İmâm Hüseyin Efendi b. Abdülfettah mahzarında bi’l-vekâle ikrâr ve takrîr-i kelâm edip müvekkil-i müşârün-ileyhâ atyeb-i mâl ve ahlas-ı menâlinden sekiz bin akçeyi mümtâz ve li-ecli’l-vakf ihrâc ve ifrâz ve dahi bir kaliçe ve bir on vakıyye kazganı vakf ve habs edip şöyle şart eyledi ki nükūd-ı mezbûre nehc-i mübâh üzere mu‘âmele-i şer‘iye ile onu on bir ziyâde olmak üzere istirbâh olunup hâsıl olan rıbh ve nemâsından yevmî bir akçesi mahalle-i mezbûrede Karabaş mescidinde her kim imâm olursa ona verilip ol dahi mukābelesinde huzûrunda külle yevm Kur’ân-ı azimden bir cüz’-i şerîf tilâvet ve sevâbını rûh-ı vâkıfeye ihdâ ede ve yevmî bir akçesi dahi mescid-i mezbûrda her kim mü’ezzin olursa ona verilip ol dahi külle yevm huzûrunda bir cüz’-i şerîf tilâvet edip sevâbını rûh-ı vâkıfeye ihdâ ede ve her re’s-i senede seksen akçesi vazîfe-i tevliyet ola ve vakf-ı mezbûrun tevliyeti mescid-i mezbûrda imâm olanlara meşrûta ola ve zikrolunan kaliçe mescid-i mezbûrda bast oluna ve kazgan-ı mezbûr dahi yed-i mütevellîde mazbût olup mahalle-i mezbûrede vâki‘ mevtânın suyun ıssı edeler ve mesârif-i mezkûreye sarf müte‘azzir olursa mutlaka fukarâ-i Müslimîne meşrûta ola deyü vakf ve şart ve sene-i mukaddem meblağ-ı mezbûr ile kaliçe ve kazganı mütevellî-i mezbûra teslîm edip ol dahi sâir evkāf mütevellîleri tasarruf eyledikleri gibi mutasarrıf eyledi dedikde vekîl-i mezbûr kelimât-ı meşrûhasında mütevellî-i mesfûr bi’l-muvâcehe tasdîk eyledikden sonra vekîl-i mezbûr mütevellî-i mesfûr mahzarında takrîr-i da‘vâ edip vakf-ı nükūd eimme-i selâse-i nehârîr katlarında bâtıl ve ona mübtenî olan şurût hilye-i sıhhatden âtıl ve menkūl ve muhavvel kısmının vakfiyeti dahi câiz ve sahîh olmadığı kütüb-i mu‘teberede mastûr ve sarîh olmağın vakf-ı mezbûrdan rücû‘ ve müvekkilemin mülküne istirdâda şürû‘ eyledim meblağ-ı mezbûru ve kazgan ve haliçeyi ve bir senede cihet-i tevliyet için aldığı seksen akçenin elli akçesini ecr-i mislinden zâyid olmağla ziyâde-i merkūmeyi taleb ederin dedikde mütevellî-i mezbûr cevâb-ı bâ-savâba tesâddî edip nükūd-ı pür-sûd ve meblağ-ı ma‘hûdun vakfı imâm-ı mu‘teber Hazret-i İmâm Züfer’den merhûm İmâm Ensârî rivâyeti üzere sahîh ve câiz ve fî zamâninâ kuzât-ı İslâm ol rivâyet ile hükme müvellâ oldukları tuğrâ-yı garrâ-yı sultanî ile mücellâ olan menşurlarında mastûrdur deyü ber-mûceb-i şart-ı sahîh vazîfe-i tevliyet için aldığım meblağ-ı mezbûr hakk-ı sarîhimdir ve evânî-i mezkûrenin vakfı müte‘ârif ve ma‘rûf olmağla menkūl-i müteârifin vakfı dahi İmâm-ı Rabbânî Muhammed b. Hasan eş-Şeybânî katında ba‘de’t-teslîm ile’l-mütevellî vakf-ı lâzım kabîlinden olmuşdur deyü redd ü teslîmden imtinâ‘ ve husûmet ve nizâ‘ edip i‘lâ-yı kitâbı tevkī‘-i müstetâbı ile muvakkı‘ olan hâkim-i âdil hazretlerine müterâfi‘ân ve fasl ü hasma râgıbân olduklarında hâkim-i mûmâ-ileyh teemmül-i lâyık etdikden sonra cânib-i vakfa nazar ve mubtil-i hayr olmakdan hazer edip nükūd-ı mezkûre vakfının re’y-i imâm-ı mezbûr üzere sıhhatine ve alâ-re’yi men-yerâhu mine’l-eimmeti menkūlât-ı mezkûrenin sıhhat lüzûmuna ve ziyâde-i merkūmenin zamanından mütevellî-i mezbûrun berâet-i zimmetine hükm-i sahîh-i şer‘î edecek vekîl-i mûmâ-ileyh inân-ı kelâmını semt-i âhara atf edip sıhhat-i vakf-ı nükūd eğerçi imâm-ı ma‘hûd kavli üzere müsellemdir lâkin İmâm-ı A‘zam ve hümâm-ı akdem Ebû Hanifetü’l-Kûfî cüziye hayrü’l-cezâ ve kûfiye katında sıhhat lüzûmu müstelzim olmayıp rücû‘ meşrû‘ olmağın vekâletim hasebiyle vakf-ı ma‘hûddan tekrar rücû‘ eyledim meblağ-ı mezbûru teslîm eylesin dedikde mütevellî-i mezbûr tekrar cevâb verip eğerçi re’y-i imâm-ı mezbûr üzere sıhhat müfârıkan ani’l-lüzûm idiği meşhûd ve ma‘lûmdur lâkin İmâm Ebû Yusuf re’y-i münîrinde mücerred vakaftü demekle ve İmâm Muhammed mezheb-i hatîrinde teslîm ile’l-mütevellî olmağla vakfa lüzûm ârız olmağın re’y-i imâmeyn üzere lüzûmuna dahi hüküm taleb ederim dedikde hâkim-i mûmâ-ileyh hazretleri dahi temhîd-i kavâ‘id-i hayrı evlâ ve teşyîd-i mebânî-i vakfı ahrâ görüp re’y-i imâmeyn üzere nükūd-ı merkūmenin vakfiyetinin lüzûmuna dahi hükmedip min-ba‘d vakf-ı mezbûr vakf-ı sahîh ve lâzım ve habs-i sarîh-i mütehattim olup nakz u nakīza mecâl muhâl oldu. “Fe men beddelehû ba‘demâ semi‘ahû fe-innemâ ismühû ale’l-lezîne yübeddilûnehû innallâhe semî‘un alîm” ve ecrü’l-vâkıfeti hayyü’l-cevâdi’l-kerîm cerâ zâlik ve hurrirre
Fi’l-yevmi’l-âşir min-Zilka‘deti’ş-şerîfe li-sene isneteyn ve seb‘în ve elf.
Şuhûdü’l-hâl: Mehmed Çelebi b. Mahmud kâtib-i muhâsebe, Abdi Çelebi b. Hüseyin, el-Hâc Mustafa b. İbrahim, el-Hâc Selim b. ( ), Mahmed Beşe b. Mehmed, Süleyman b. Abdullah, Ahmed b. Hüseyin, Receb b. Hasan, el-Hâc Yunus b. Nuh, es-Seyyid Salih Çelebi b. ( ) el-attar, Hayyât Mehmed b. ( ).
|