|
İstanbul Mahkemesi 10 Numaralı Sicil (H. 1072-1073 / M. 1661-1663) cilt: 51, sayfa: 855 Hüküm no: 1044 Orijinal metin no: [146b-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Macar asıllı Ahbunuş’un şahitlerin ifadesiyle hür bir kadın olduğunu ispat ettiği
İşbu açık kaşlı gök elâ gözlü Macariyyü’l-asl râfi‘atü’l-vesikâ Ahbunuş bt. Abdullah mahfil-i kazâda kendüye rık olmak üzere vâzı‘atü’l-yed olan fahrü’l-muhadderât Sâkine Hanım bt. el-merhûm İbrahim Paşa tarafından zikri âtî da‘vâda husûmet ve redd-i cevâba vekîl olup mezbûreyi ma‘rifet-i şer‘ ile ârifân Mustafa b. İsa ve Abdülbaki Çelebi b. Ömer şehâdetleriyle şer‘an vekâleti sâbite olan Mehmed Efendi b. Süleyman mahzarında üzerine da‘vâ ve takrîr edip mahmiye-i İstanbul’da Sarrâc İshak mahallesinde sâkine iken bundan akdem vefât eden Saraylı Anber bt. Abdullah[‘ın] câriye-i memlûkesi olup hâl-i hayatından beni tahrîr ve i‘tâk ve silk-i harâ’ir-i asliyâta ilhâk edip ve sâir harâyir-i asliyât gibi hürre olup hatta minvâl-i muharrer üzere hürre olduğumu zevci Şâtır Hüseyin Bey b. Abdullah vefât eyledikde bi’l-verâse alâ-re’si’l-işhâd ikrâr ve işhâd edip bu vech üzere hürre olmuş iken müvekkile-i mezbûre Sâkine Hanım bana rık olmak üzere vaz‘-ı yed eder suâl olunup müvekkilesi kasr-ı yed edip sebîli tahliye olunmasını taleb ederim dedikde gıbbe’s-suâl vekîl-i mezbûr cevâbında müvekkilem mezbûre Sâkine Hanım müdde‘iye-i mezbûreyi gāib ani’l-meclis Haydar nâm Yahûdiden on beş bin akçe semen-i makbûza iştirâ ve tesellüm edip câriye-i memlûkesi olmak üzere müvekkilem vaz‘-ı yed eder vech-i muharrer üzere mu‘taka olduğu ma‘lûmum değildir deyü inkâr edicek müdde‘iye-i mezbûreden müdde‘âsını mübeyyine beyyine taleb olundukda udûl-i Müslimînden olup dergâh-ı âlî kapıcılardan Mustafa Bey b. İlyas ve Ahmed Bey b. Abdullah ve Receb Bey b. Mahmud nâm kimesneler li-ecli’ş-şehâde meclis-i şer‘a hâzırûn olup istişhâd olunduklarında fi’l-vâki‘ müteveffât-ı mezbûre Saraylı Anber Hatun hâl-i hayatında müdde‘iye-i mezbûreyi tahrîr ve i‘tâk ve silk-i harâ’ir-i asliyâta ilhâk edip hatta mezbûreyi minvâl-i muharrer üzere mâlikesi mezbûre Saraylı [Anber] Hatun[‘un] i‘tâk eylediğini zevci mezbûr Şâtır Hüseyin Bey dahi vefâtından sonra bizim huzûrumuzda bi’d-defa‘ât ikrâr ve bizi işhâd eyledi biz bu husûsa bu vech üzere şahidleriz şehâdet dahi ederiz deyü her biri edâ-i şehâdet-i şer‘iye eylediklerinde gıbbe ri‘âyeti şerâ’iti’’l-kabûl şehâdetleri makbûle olmağın mûcebince müdde‘iye-i mezbûre Ahbunuş’un hürriyetine hüküm olunup mâ-vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu.
Fi’l-yevmi’s-sânî ve’l-işrîn min-Zilhicceti’ş-şerîfe li-sene isneteyn ve seb‘în ve elf.
Şuhûdü’l-hâl: Hacı Mehmed ağa-yı serdârân-ı sultanî, Kenan Ağa b. Abdullah Ağa yayabaşı, Abdülbaki b. Ömer, Hacı Mehmed b. Yakub kâtib-i saray-ı atîk, Şükrullah b. Mustafa, el-Hâc Ahmed b. Mahmud, Mehmed Ağa b. Mehmed ser-muhzırân, Abdi Çelebi b. Hüseyin, Resûl b. Rıdvan.
|