İstanbul Mahkemesi 12 Numaralı Sicil (H. 1073-1074/M. 1663-1664) cilt: 16, sayfa: 777 Hüküm no: 1051 Orijinal metin no: [106b-1] Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Sâliha Hâtun’un vakf ettiği evin kullanım hakkının Meryemşah’a ait olduğu
Zikri âtî da‘vâya kıbel-i şer‘den me’zûnlar olup kendi nefislerinden asâleten ve li ebeveyn karındaşları Mustafa Çelebi b. Yusuf tarafından husûs-ı âtîye vekîl olup vekâleti nehc-i şer‘î ve vech-i mer‘î üzre sâbite olan Fâtıma ve Ayşe bintey Yusuf nâm hâtunlar mahfil-i kazâda, zikri âtî menzile meşrûtiyyet üzre vâzı‘atü’l-yed olup câi’z-zikr da‘vâda husûmet ve redd-i cevâba kıbel-i şer‘den kezâlik me’zûn olan Meryemşah bt. Abdullah mahzarında her biri üzerine takrîr-i da‘vâ edip mahmiye-i İstanbul’da es-Seyyid Ömer mahallesinde sâkine Sâliha Hâtun bt. Pîrî bin yetmiş iki senesi Cemâziyelevvel’in yirminci gününde silk-i mülkünde münselik olup mahalle-i mezbûrede vâki‘ bir tarafı Hüsam Efendi odalarına ve bir tarafı ba‘zan mahalle-i mezbûre imâmına meşrût vakıf menzil ve ba‘zan Havva Hâtun mülküne ve ba‘zan İmâm Ahmed Efendi mülküne ve bir tarafı ba‘zan Mehmed Çelebi b. İbrahim mülküne ve ba‘zan Meryem Hâtun mülküne ve ba‘zan vakıf menzile ve bir tarafı tarîk-i âma müntehî bir beyt-i ulvî ve bir cihân-nümâ ve iki beyt-i süflî ve iki sofa-i süfliyye ve bir su kuyusu ve cüneyne ve kenîfi hâvî bir mülk menzili hasbeten lillâhi te‘âlâ vakf ve haps ve süknâ ve tasarrufunu evvelâ nefsine ba‘dehâ rabîbesi mezkûre Meryemşah’ın evlâdına ve evlâd-ı evlâd-ı evlâdına ba‘de’l-inkırâz ecr-i misliyle îcâr olunup icâresi Medîne-i Münevvere -alâ münevverihâ efdalü’t-tahiyye- fukarâsına irsâl oluna ve tebdîl ve tağyîri ve min ba‘d âharı yedinde olmak üzre şart ve mütevellî nasb ve ta‘yîn ettiği işbu hâzır bi’l-meclis Yahya Efendi b. Ali’ye teslîm edip bu vech üzre tescîle Davudpaşa mahkemesinde nâibü’ş-şer‘ olan Ali Efendi b. Derviş vekâlet-i mahkiyyesi hasebiyle tescîl edip lâkin tebdîl ve tağyîri vâkıfe-i mezbûre Sâliha yedinde koduğu şartı sehven kayd ettirmemekle ba‘zı şurûtu tağyîr ve tebdîl murâd ettikde, hâzır-ı mezkûr mütevellî Yahya Efendi mâni‘ olduğu ecilden vâkıfe-i mezbûre Sâliha bin yetmiş üç Saferü’l-hayrı’nın on üçüncü gününde mahmiye-i mezbûrede Davudpaşa mahkemesinde nâib olan es-Seyyid Mustafa Efendi b. Mehmed’i Sarıgez kurbunda vâki‘ menziline götürüp huzûrunda mütevellî-i mezbûr Yahya Efendi ile müterâfi‘ân ve vech-i muharrer üzre tebdîl ve tağyîri merreten ba‘de uhrâ yedinde koyup ve bu vech üzre tescîle mezbûr Mehmed Efendi’yi tarafından vekîl edip vakfiyede sehven kayd olunmadığı Sarıgez kurbunda Kethüdâ câmi‘i müezzini İsmail b. Osman ve İskender Paşa mahallesi sâkinlerinden Mustafa Çelebi b. Nesimî şehâdetleri ile mütevellî-i mezkûr Yahya Efendi muvâcehesinde isbât ettikden sonra vâkıfe-i mezbûre Sâliha mezkûre Meryemşah’a ba‘dehâ evlâdına ve evlâd-ı evlâdına ve evlâdına şartından rücû‘ edip ihrâc eyledikden sonra menzil-i mezkûrun süknâ ve tasarrufunu kendiden sonra müvekkil-i mezbûr Mustafa Çelebi ile ikimize bizim vefâtımızdan sonra evlâdlarımıza ve evlâd-ı evlâdlarımıza ve meşrûtun-lehümden gelen vefât edenlerin hissesine hayâtda olanlar mutasarrıf olup şurût-ı bâkiye-i merkūme alâ mâ kânet aleyhi mukarrer ola deyû nâib-i mezbûr es-Seyyid Mustafa Efendi’ye tahrîr ettirip bize işbu hücceti aldım deyû târih-i mezkûr ile müverraha ve nâib-i mezbûr es-Seyyid Mustafa Efendi imzâsıyla mümzâ ve hâtemi ile mahtûme ve mazmûnu fî külli’l-vücûh takrîr-i meşrûhlarını nâtıka bir hüccet ibrâz ve mezbûre Meryemşah ile hâzır-ı mezbûr mütevellî Yahya Efendi muvâcehelerinde feth ve kırâ’at olunup mezkûre Meryemşah istintâk [ve] cevâbında vâkıfe-i mezbûre Sâliha Hâtun hayâtında bâlâda tafsîli mürûr ettiği vech üzre tebdîl ve tağyîr şartını yedinde koyduğunu isbâtın aslı olmayıp hattâ mütevellî-i mezkûr Yahya Efendi nâib-i mezbûr es-Seyyid Mustafa Efendi hazretlerini vâkıfe-i mezbûre ile müterâfi‘ân olmamış iken zikr olunan rücû‘ ve tebdîl-i şart-ı mezkûr sahîh olmak için zikr olunan isbât-ı şart-ı mezbûr hîle ve tezvîrdir, dediğinden gayrı mütevellî-i mezbûr Yahya Efendi ben dahi mürâfa‘a-i mezbûre ile vech-i muharrer üzre nâib-i mezbûr huzûrunda müterâfi‘ân ve ben hâzır olmayıp ben gāib iken olmuşdur deyicek mezbûrân Ayşe ve Fâtıma’dan suâl olundukda fi’l-hakīka mütevellî-i mezkûrun vâkıfe-i mezbûre Sâliha nâib-i mezbûr es-Seyyid Mustafa Efendi huzûrunda vâkı‘a olmayıp ancak rücû‘-ı mezkûr ile şart-ı mesfûr sahîh olmak için nâib-i mezbûr işbu isbât-ı şart hüccetini peydâ edip yedimize vermişdir, ol vechile hüccet-i mesfûrenin aslı olmayıp peydâ eylediğine her biri mu‘terife olmağın hüccet-i mesfûre ilgā ve menzil-i mevkūf-ı mezkûr mezbûre Meryemşah yedinde ibkā olunmağın, mâ vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu. Hurrire fi’t-târihi’l-mezbûr.
Şuhûdü’l-hâl: Ahmed Efendi b. Nûreddin, Ahmed Efendi b. Halil, Umdetü’l-a‘yân Süleyman Ağa, Abdülkādir Ağa b. ( ), Mahmud b. Murad, Nasûh b. Süleyman.
|