.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 12 Numaralı Sicil (H. 1073-1074/M. 1663-1664)
cilt: 16, sayfa: 874
Hüküm no: 1197
Orijinal metin no: [126b-2]
Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Fâtıma Hâtun bt. Abdünnebi’nin vakfı ve mütevellî nasbı

Husûs-ı âti’l-beyânın mahallinde tahrîri için bi’l-iltimâs kıbel-i şerî‘at-ı mergūbeden irsâl olunan Mevlânâ Mustafa Efendi mahmiye-i İstanbul’da Çıkrıkçı Kemal mahallesinde umdetü’l-muhadderâti’l-mükerreme Fâtıma Hâtun bt. Abdünnebî nâm hâtun sâkine olduğu menzile varıp zeyl-i rakīmde isimleri mastûr olan müslimîn huzûrlarında akd-i meclis-i şer‘-i hatîr eyledikde umdetü’l-müderrisîni’l-kirâm Resûl Efendi b. Musa ve Atâullah Çelebi b. Osman ta‘rîfleri [ile] mu‘arrefe olan mezkûre Fâtıma hâtun meclis-i ma‘kūd-ı mezbûrda, işbu kitâb-ı sıhhat-nisâb yed-i kerîmelerine vusûl ile şeref-yâb olup sâbıkan Sofya kadısı olan umdetü’l-ulemâ’i’l-izâm, kıdvetü’l-fuzalâ’i’l-kirâm Hasan Efendi b. Süleyman mahzarında takrîr-i kelâm edip cemî‘ eşyâ-i memlûkem on müsta‘mel atlas kaftan ve iki müsta‘mel atlas zıbın ve tahmînen otuz miskāl inci ve beş kıt‘a inci çapraz ve altı kıt‘a inci saçlık ve bir inci enselik ve incili on ayak altın saçbağı ve köhne yirmi beş Bursa yasdığı ve üç müsta‘mel orta keçesi ve bir kaliçe ve üç müsta‘mel acem keçesi ve altı kumaş yorgan ve ikisi kebîr biri sagīr üç tencere ve bir kebîr sini ve mezkûr Hasan Efendi’ye bey‘ eylediğim hâriciyye ta‘bîr olunur menzil semeni olan yüz bin akçe ve altı minder ve iki döşek ve on bir sahan ve bir güğüm ve bir leğen ma‘a ibrik ve bir köhne kürk ve bir sîm ön kuşak olup bu eşyâdan gayrı ism-i mal ıtlâk olunur bir şeyim ve bir habbem yoktur, bi emrillâhi te‘âlâ vefât eylediğimde meblağ-ı mezbûr yüz bin akçeden yirmi dört bin akçe ifrâz olunup dört bin akçesini iskāt-ı salât ve mâ‘adâsı techîz ve tekfîn ve levâzım-ı vakf ve eyyâm-ı mu‘tâdede tabh-ı ta‘âma harc u sarf oluna ve eşyâ-i mezbûrenin cümlesi semen-i misilleri ile bey‘ ve müctemi‘a olan esmânını meblağ-ı bâkī-i mezkûr yetmiş altı bin akçeye zam ve ilhâk olundukdan sonra hasbeten lillâhi’s-samed vakf-ı sahîh-i mü’ebbed ile vakf ve hasb edip yed-i mütevellî ile alâ vechi’l-helâl istirbâh ve istinmâ olunup hâsıl olan nemâsından otuz cüz’-i şerîf iştirâ ve Ebü’l-feth Sultan Mehmed Hân -aleyhi’r-rahmeti [127a] ve’l-gufrân- câmi‘-i şerîfi’nde vaz‘ ve her gün ba‘de edâ-i salâti’z-zuhr kırâ’at olunup yevmî vefâ ettiği mertebe vazîfe verile ve yevmî iki akçe vazîfe-i tevliyyet ola ve yevmî bir akçe vazîfe-i cibâyet olup bu vakfımın tevliyyeti mezkûr Hasan Efendi’ye şart ola ba‘de vefâtihî re’y-i hâkimü’ş-şer‘le müfevvaz ola ve mezkûr Atâullah Çelebi b. Osman nâzır ola deyû vasiyyet ve bu vesâyâsını tenfîze mezkûr Hasan Efendi’yi vasiyy-i muhtâr nasb ve ta‘yîn eyledim dedikde mezbûr Hasan Efendi dahi vesâyet-i mezbûreyi kabûl ve merâsimini edâya müte‘ahhid olduğunu Mevlânâ-yı mezbûr mahallinde ba‘de’t-tahrîr, ma‘an ba‘s olunan çukadar Nasûh Beşe b. Yusuf ve Ali ile meclis-i şer‘a gelip alâ vukū‘ihi inhâ ve takrîr etmeğin mâ vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu. Hurrire fi’t-târihi’l-mezbûr.


Şuhûdü’l-hâl: Es-Sâbikūn.