.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 18 Numaralı Sicil (H. 1086-1087/M. 1675-1676)
cilt: 18, sayfa: 115
Hüküm no: 60
Orijinal metin no: [15b-2]
Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.


İbrahim Beşe b. Hasan’ın ve Firuze bt. Abdullah’ın Atik Ali Paşa mahallesine avârız vakfı

Elhamdü lillâhi’l-vâkıfi alâ küllî hâli’l-muttali‘ alâ mâ câle bi’l-bâl ve’s-salâti ve’s-selâmü alâ nebiyyihi’l-mevsûf bi mekârimi’l-hısâl ve alâ âlihî ve sahbihî hayre sohbetin ve âl ve ba‘dehu sebeb-i inşâ-i kitâb-ı şer‘î ve bâ‘is-i imlâ’-i hitâb-ı mer‘î oldur ki Mahmiye-i İstanbul’da Ali Paşa-yı Atîk mahallesinde sâkin İbrahim Beşe b. Hasan nâm kimesne kendi tarafından asâleten ve mahalle-i mezkûrede sâkin Fîrûze bt. Abdullah nâm hâtun tarafından vakf-ı âti’l-beyâna ba‘dehu da‘vâ-yı rücû‘ ve istirdâda vekîl olduğu zâtı ma‘rifet-i şer‘iyye ile ârifân Mehmed b. Hasan ve Ali b. Halil nâm kimesneler şehâdetleriyle şer‘an sâbit olmağla vekâlet[en] meclis-i şer‘-i şerîf-i enver ve mahfil-i dîn-i münîf-i ezherde, vakf-ı âti’l-beyân li ecli’t-tescîl mütevellî nasb ve ta‘yîn eylediği mahalle-i mezbûre avârızına mevkūfe nukūda bi’l-fi‘l mütevellî olan Siyavuş Bey b. Abdullah nâm kimesne mahzarında ikrâr ve takrîr-i kelâm edip kendi malımdan iki bin akçe müvekkile-i mezbûrenin malından dahi kezâlik iki bin akçe min haysi’l-mecmû‘ dört bin cedîd râyic fi’l-vakt akçeyi asâleten ve vekâleten ifrâz ve kemâl-i imtiyâz ile mümtâz kıldığımdan sonra hasbeten lillâhi te‘âlâ ve taleben li merzâti’r-rabbi’l-a‘lâ vakf-ı sahîh-i muhalled ve haps-i sarîh-i müebbed ile asâleten ve vekâleten vakf ve haps edip şöyle şart eyledim ki meblağ-ı mezbûr senede anı on bir buçuk hesâbı üzre yed-i mütevellî ile rehn-i kavî ve kefîl-i melî ve lede’l-iktizâ bu ikisinden biriyle alâ vechi’l-helâl istirbâh ve istiğlâl olunup hâsıl olan ribh ve nemâsı zikr olunan Ali Paşa-yı Atîk mahallesi avârızına verile ve fazla kalırsa asl-ı mâla zam oluna ve zikr olunan Ali Paşa-yı Atîk mahallesi avârızına mütevellî olanlar vakf-ı mezkûre dahi hasbî mütevellî olalar ve vakf-ı mezkûre ahâlî-i mahalle-i mezbûre hasbî nâzır olalar deyû meblağ-ı mezbûru asâleten ve vekâleten mütevellî-i mezkûre teslîm ol dahi minvâl-i muharrer üzre tesellüm ve kabz eyledi dedikde gıbbe’t-tasdîki’ş-şer‘î mezbûr İbrahim Beşe asâleten ve vekâ[leten] inân-ı kelâmını cânib-i vakıfdan semt-i şikāka sârif olup vakf-ı nukūd ve ona müteferri‘ olan şurût [16a] ve kuyûd inde’l-eimmeti’s-selâse meşrû‘ olmamağla vakf-ı mezbûrdan asâleten ve vekâleten rücû‘ edip meblağ-ı mezbûru istirdâd ederim dedikde isre’l-istintâk mütevellî-i merkūm cevâba mütesaddî olup eğerçi hâl inde’l-eimmeti’s-selâse bast olunan minvâl üzredir, lâkin vakf-ı nukūd Hazret-i İmâm-ı Züfer’den İmâm-ı Ensârî rivâyeti üzre sahîh ve câiz olmağla vakf-ı nukūd-ı mezbûrenin sıhhatine hüküm taleb ederim deyû teslîmden imtinâ‘ edip hâkimü’ş-şer‘ huzûrunda müterâfi‘ân olduklarında hâkim-i müşârün-ileyh hazretleri dahi mubtıl-ı hayr olmakdan hazer edip vakf-ı nukūd-ı ma‘hûdun sıhhatine hükm eyledikden sonra merkūm İbrahim Beşe inân-ı kelâmını semt-i âhara atf edip eğerçi hükm-i mezkûr ile vakf-ı mezbûre sıhhat hâsıla oldu lâkin Hazret-i İmâm-ı A‘zam mezheb-i hatîrinde sıhhat müstelzim-i lüzûm olmamağın nukūd-ı merkūmun vakfiyetinden asâleten ve vekâleten tekrâr rücû‘ eyledim dedikde mütevellî-i mersûm dahi tekrâr cevâba mütesaddî olup rivâyet-i mezkûre üzre sıhhatine hükm olunmağla sâir eimme kavilleri üzre dahi vakf-ı mezbûr sahîh olmuş olur, sıhhat ise lâ-siyemâ ba‘de’t-teslîm ile’l-mütevellî İmâmeyn-i Hümâmeyn katında müstelzim-i lüzûm olmağla lüzûmuna dahi hüküm taleb ederim deyicek hâkim-i mûmâ-ileyh hazretleri dahi imâmeyn-i müşârün-ileyhimâ kavilleri üzre vakf-ı mezbûrun lüzûmuna dahi hükm etmeğin ba‘de’l-yevm vakf-ı mezbûr sahîh ve lâzım olup naks ve nakzına mecâl muhâl oldu cerâ zâlike ve hurrire fi’l-yevmi’s-sânî ve’l-ışrîn mine’l-Muharremi’l-harâm li sene seb‘a ve semânîn ve elf min hicreti men lehü’l-izzi ve’ş-şeref.


Şuhûdü’l-hâl: El-Hâc Hüseyin b. Mehmed, Mehmed Efendi b. Ahmed el-İmâm, Mehmed Efendi el-Müezzin, Mehmed b. Mehmed, Mehmed Ağa b. Receb ve gayruhüm mine’l-hâzırîn.