.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 18 Numaralı Sicil (H. 1086-1087/M. 1675-1676)
cilt: 18, sayfa: 270
Hüküm no: 243
Orijinal metin no: [60b-1]
Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Emine bt. Osman b. Mustafa’nın vârisleri arasında sulh sağlandığı

Hâlâ medîne-i Edirne’de nâibü’ş-şer‘i’ş-şerîf olan Mehmed Efendi b. Mustafa b. Veli tarafından hat ve hatmini hâvî ve târih-i kitâb senesi Muharremü’l-harâmı’nın yirmi dokuzuncu günü ile müverrah nakl-i şer‘î vârid olup mazmûnu mine’l-asl vilâyet-i Anadolu’da kasaba-i Divriği sâkinlerinden olup hâlâ başbâkīkulu Mehmed Ağa’nın hizmetinde olan nâkil-i kitâb Ömer b. Ali b. Mustafa b. Musa nâm kimesneden vech-i âtî üzre da‘vâ-yı sahîha-i şer‘iyye ile mesbûk istişhâd-ı şer‘î sudûrundan sonra udûl-i ahrâr-ı ricâlden olup kasaba-i mezbûrede Kaya mahallesinden olup hâlâ mahmiye-i Edirne’de [i]kāmet vechi üzre sâkin olan Ahmed b. Mehmed b. Ali ve yine kasaba-i mezbûrede Debbâğhâne mahallesinde olup mahmiye-i Edirne’de misâfir olan el-Hâc Ali b. Ahmed b. Şaban nâm kimesneler nakl ve tahvîl için mahall-i cerh ve ta‘dîle hâzırân olup her biri şöyle edâ-i şehâdet-i şer‘iyye ile der ki fi’l-asl kasaba-i mezbûrede Mercan tepesi mahallesi sâkinelerinden olup bundan akdem mahrûse-i İstanbul’da Terkim? câmi‘i kurbunda sâkine iken bundan akdem fevt olan Emine bt. Osman b. Mustafa nâm hâtunun babası mezbûr Osman ile müsteşhid-i mezbûr Ömer’in babası mezbûr li ebeveyn karındaş olup babaları ismi mezbûr Mustafa ve dedeleri ismi merkūm Musa ve anaları ismi Ayşe ve maskat-ı re’sleri kasaba-i mezbûrede Kaya mahallesidir, müteveffât-ı mezbûrenin verâseti usûbet-i nesebiyye cihetinden müsteşhid-i mezbûra münhasıradır bundan gayrı vârisi ve terekesine müstahıkk-ı âhar olduğu ma‘lûmumuz değildir biz bu husûsa bu vech üzre şâhidleriz, şehâdet dahi ederiz deyû her biri edâ-i şehâdet-i şer‘iyye ettiklerinde ba‘de’t-ta‘dîl ve’t-tezkiyye şehâdetleri makbûle olduğunu hâvî bulunmağın kitâb-ı mezbûr nâkil-i mezbûr Ömer’in taleb ve da‘vâsıyla müteveffât-ı mezbûre Emine’nin zevci olup terekesine vâzı‘ü’l-yed olan Ahmed Ağa b. Mehmed nâm kimesne ile ve li üm er karındaşı kızı olup zî-rahm cihetinden vârisesi olmak üzre kezâlik müteveffât-ı mezbûr terekesine vâzı‘atü’l-yed olan Fâtıma bt. Ömer taraflarından husûs-ı âti’l-beyâna vekîlleri olduğu mezbûre Fâtıma’nın zâtını ma‘rifet-i şer‘iyye ile ârifân Mehmed b. Ali ve Mehmed Bey b. Ömer nâm kimesneler şehâdetleri ile şer‘an sâbit olan Hasan Bey b. Ali nâm kimesne mahzarında feth ve kırâ’at ve istintâk olundukda mezbûr Hasan Bey dahi müvekkilleri mezbûrân Ahmed Ağa ve Fâtıma müteveffât-ı mezbûrenin terekesine vâzı‘ü’l-yed olduklarını ikrâr, lâkin kitâb-ı mezbûrun hâlâ medîne-i Edirne’de nâibü’ş-şer‘i’ş-şerîf olan merkūm Mehmed Efendi tarafından vürûdunu inkâr etmeğin müdde‘î-i mezbûrdan kitâb-ı mezkûr hâlâ medîne-i Edirne’de nâibü’ş-şer‘i’ş-şerîf olan merkūm Mehmed Efendi tarafından vârid olup zeylinde olan hat ve hatim merkūm Mehmed Efendi’nin hat ve hatmi olduğun beyyine taleb olundukda kitâb-i mezkûrun zeylinde isimleri mastûr olup yol şâhidleri olan mahmiye-i İstanbul’da misâfir Evliyâ Efendi odalarında sâkin Kasım Halîfe b. Mehmed b. Kasım ve İmâm Ali odalarında sâkin Ali b. İbrahim b. Sultan nâm kimesneler li ecli’ş-şehâde meclis-i şer‘a hâzırân olup istişhâd olunduklarında fi’l-hakīka hâlâ medîne-i Edirne nâibü’ş-şer‘i’ş-şerîf olan Mehmed Efendi b. Mustafa b. Veli kitâb-ı mezkûr bizim üzerimize kırâ’at ve isimlerimizi zeyline tahrîr ve huzûrumuzda imzâ ve mühürleyip hat ve hatmine bizi işhâd etmiş idi biz kitâb-ı mezkûrun zeylinde olan hat ve hatm, hâlâ medîne-i Edirne’de nâibü’ş-şer‘ olan merkūm Mehmed Efendi’nin hat ve hatmi olduğuna şâhidleriz, şehâdet dahi ederiz deyû her biri edâ-i şehâdet-i şer‘iyye ettiklerinde ba‘de’t-ta‘dîl ve’t-tezkiyye şehâdetleri makbûle olmağın mûcebince ba‘de’l-hükmi’ş-şer‘î mezbûr Ömer meclis-i şer‘-i şerîfde vekîl-i merkūm Hasan Bey mahzarında ikrâr ve takrîr-i kelâm edip müteveffât-ı mezbûrenin terekesinden hisse-i şer‘iyyemi vâzı‘ü’l-yed olan mezbûrân Ahmed Ağa ve Fâtıma Hâtun’dan taleb ve da‘vâ ettiğimde beynimizde nizâ‘-ı küllî vukū‘undan sonra muslihûn tavassut edip müteveffân-ı mezbûrân Ahmed Ağa ve Fâtıma Hâtun ile beynimizde altı yüz elli esedî guruş üzerine inşâ-i akd-i sulh ettiklerinde ben dahi sulh-i mezbûr kabûl ve bedel-i sulh olan meblağ-ı mezbûr altı yüz elli guruşu yedlerinden ahz u kabz ettiğimden müteveffât-ı mezbûrenin terekesine müte‘allika âmme-i da‘vât[dan] mezbûrân Ahmed Ağa ve Fâtıma Hâtun’un zimmetini ibrâ ve iskāt eyledim dedikde gıbbe’t-tasdîki’ş-şer‘î mâ vaka‘a [61a] bi’t-taleb ketb olundu. Fi’l-yevmi’s-sâlis ve’l-ışrîn min Saferi’l-hayr li sene seb‘a ve semânîn ve elf.


Şuhûdü’l-hâl: Ço[r]bacı Mehmed Ağa b. Ahmed, Hasan Efendi el-Müezzin, el-Hâc İsmail b. Hüseyin, el-Hâc Mustafa b. Ali, Receb b. Abdullah el-Bevvâb, Resûl Efendi el-İmâm, Sâlih Çelebi b. Mustafa, Mustafa b. Hasan, Ali b. Mustafa ve gayruhüm.