|
İstanbul Mahkemesi 18 Numaralı Sicil (H. 1086-1087/M. 1675-1676) cilt: 18, sayfa: 282 Hüküm no: 258 Orijinal metin no: [64a-1] Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Nablus’taki bazı vakıfların mütevellisi olan Mehmed b. Nasreddin’in vekili ve oğlu Hüseyin Bey ile eski Şam kadısı Abdülbâki Efendi’nin haksız yere aldığı harçlar dolayısıyla vâki olan davada sulh sağlandığı
Husûs-ı âti’l-beyânın mahallinde tahrîri için bi’l-iltimâs cânib-i şer‘-i enverden Mevlânâ Abdullah Efendi irsâl olunup ol dahi sâbıkan Şâm-ı şerîf kadısı olan a‘lemü’l-ulemâ’i’l-izâm efdalü’l-fuzalâ’i’l-fihâm yenbû‘ü’l-fezâ’il metbû‘ü’l-efâzıl Abdülbâkī Efendi’nin Dârü’s-saltanati’l-aliyye Kostantıniyye el-mahmiye Sinan Ağa mahallesinde vâki‘ sa‘âdet-hânelerine varıp zeyl-i sahîfede mastûrü’l-esâmî olan müslimîn huzûrunda akd-i meclis-i şer‘-i mübîn eyledikde Kudüs-i şerîf kazâsına tâbi‘ Nablus nâm kasabada vâki‘ Ebülvefâ ve Ebülbekā ve Sermeddin evkāfının bi’l-fi‘l meşrûtiyyet üzre mütevellîsi olan el-Hâc Mehmed b. Nasreddin’in sulbî kebîr oğlu olan Hüseyin Bey kendi tarafından asâleten ve babası merkūm el-Hâc Mehmed tarafından husûs-ı âti’l-beyâna vekâlet iddi‘â etmekle vekâleten meclis-i ma‘kūd-ı mezbûrda mûmâ-ileyh Abdülbâkī Efendi mahzarında ikrâr ve takrîr-i kelâm [edip] târih-i kitâbdan on bir sene mukaddem mûmâ-ileyh Abdülbâkī Efendi Kudüs-i şerîf kadısı iken zikr olunan evkāfın mürtezikalarının bizim ile ve halîfelerine müte‘allika da‘vâları olmağla fasl-ı da‘vâ ve kat‘-ı husûmet olunup tarafeyne hüccet-i şer‘iyye verildikden sonra mûmâ-ileyh Abdülbâkī Efendi benden ve babamdan bi’d-defe‘ât mahkeme mahsûlü nâmına her onar para bir guruşa olmak üzre üç yüz guruşumu ahz etmekle meblağ-ı mezbûr ecr-i mislinden ziyâdedir deyû bundan akdem mûmâ-ileyh Abdülbâkī Efendi’den ziyâdesini taleb ve da‘vâ eylediğimde, ol dahi inkâr edip beynimizde münâza‘ât-ı kesîre vâkia olmuş idi el-hâletü hâzihî beynimizde muslihûn tavassut edip mûmâ-ileyh Abdülbâkī Efendi ile beynimizde meclis-i sulhde mevcûd ve müşârün-ileyh inâyet ta‘bîr olunur on top Şam kumaşı üzerine inşâ-i akd-i sulh ettiklerinde ben dahi asâleten ve vekâleten sulh-i mezbûru kabûl ve bedel-i sulh olan sâlifü’z-zikr on [top] kumaşı mûmâ-ileyh Abdülbâkī Efendi yedinden ahz u kabz ettiğimden sonra husûs-ı mezbûra müte‘allika âmme-i da‘vâdan bi’l-asâle ve bi’l-vekâle mûmâ-ileyh Abdülbâkī Efendi’nin ve kethüdâsının ve sâir müte‘allikātının zimmetlerini ibrâ-i âmm-ı kātı‘ü’l-hısâm ile ibrâ ve iskāt eyledim ba‘de’l-yevm eğer babam mezbûr el-Hâc Mehmed gelip benim vech-i muharrer üzre vekâletimi inkâr edip tekrâr meblağ-ı mezbûr üç yüz guruşa müte‘allika mûmâ-ileyh Abdülbâkī Efendi’den bir nesne da‘vâ ve isbât edip sizden bir nesne alırsa aldığı meblağa ben kefîl ve zâminim dedikde gıbbe’t-tasdîki’ş-şer‘î husûs-ı mezbûru Mevlânâ-yı mezbûr mahallinde tahrîr ve ba‘dehu ma‘an ba[‘]s olunan Ahmed Efendi b. Mehmed ile meclis-i şer‘a gelip alâ vukū‘ihi inhâ ve takrîr etmeğin mâ vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu. [64b] Fi’l-yevmi’r-râbi‘ ve’l-ışrîn min Saferi’l-hayr li sene seb‘a ve semânîn ve elf.
Şuhûdü’l-hâl: Fahrü’l-müderrisînü’l-kirâm Abdülkerim Efendi, fahrü’l-kuzât Hüseyin Efendi el-münfasıl bi kazâ-i Tırhala, Ahmed Efendi b. Mehmed, Halil Çelebi b. Mehmed, Ahmed Efendi Memizâde ve gayruhüm.
|