|
İstanbul Mahkemesi 18 Numaralı Sicil (H. 1086-1087/M. 1675-1676) cilt: 18, sayfa: 313 Hüküm no: 295 Orijinal metin no: [75a-2] Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.
İbrahim Beşe b. Osman’ın öldükten sonra malının üçte birini hayrına harcaması için kardeşi Hüseyin’i vasî tayin ettiği
Mahmiye-i İstanbul’da Bıçakçı mahallesinde sâkin bundan akdem Karadeniz’de garîkan vefât eden İbrahim Beşe b. Osman’ın verâseti? zevce-i metrûkesi Ayşe bt. Hüseyin [ve] vâlidesi Raziye hâtunlara [ve] li ebeveyn er karındaşları el-Hâc Hüseyin ve Ebûbekir ve li ebeveyn kız karındaşı Fâtıma’ya münhasıra olduğu şer‘an sâbit oldukdan sonra mezbûre Ayşe’nin li ebeveyn er karındaşı ve tarafından husûs-ı âti’l-beyâna vekîl olduğu nehc-i şer‘î ve tarîk-i mer‘î üzre sâbit olan Mehmed b. Hüseyin nâm kimesne meclis-i şer‘-i şerîfde müteveffâ-yı mezbûrun vasiyy-i muhtârı olmağla terekesine vâzı‘ü’l-yed olan bâ‘is-i hâze’l-kitâb mezbûr el-Hâc Hüseyin nâm kimesne mahzarında bi’l-vekâle üzerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edip mezbûr el-Hâc Hüseyin müteveffâ-yı mezbûrun terekesinden ber mûceb-i defter-i kassâm elli dört bin akçenin otuz altı bin akçesinden müvekkile-i mezbûre Ayşe[’nin] hisse-i şer‘iyyesini ahz u kabz edip on sekiz bin akçesinden hisse-i şer‘iyye olan dört bin beş yüz akçe mezbûr el-Hâc Hüseyin yedinde kalmağla hâlâ mezbûr Hüseyin’e suâl olunup meblağ-ı mezbûr dört bin akçeyi bana teslîme tenbîh olunmak matlûbumdur dedikde gıbbe’s-suâl mezbûr el-Hâc Hüseyin cevâbında karındaşım İbrahim Beşe hayâtında bi emrillâhi te‘âlâ dâr-ı fenâdan [dâr-ı] ibkāya intikāl ettiğimde sülüs malımı kabz edip vücûh-ı hayrâta sarf eyle deyû beni vasiyy-i muhtâr nasb [ve] ihtiyâr edip ben dahi vesâyet-i mezbûreyi kabûl ettiğimden sonra mezbûr İbrahim Beşe musırran fevt olmağla meblağ-ı mezbûr on sekiz bin akçeyi müteveffâ-yı mezbûrun vasiyyeti mûcebince ahzetmiş idim deyû def‘ ile mukābele edicek gıbbe’l-istintâk ve’l-inkâr mezbûr el-Hâc Hüseyin’den def‘-i mezbûru mübeyyine beyyine taleb olundukda mahalle-i mezbûre sükkânından Mehmed b. Musa ve Ebûbekir b. Osman ile Fâtıma bt. Osman ve Emine bt. Oruc nâm hâtunlar li ecli’ş-şehâde meclis-i şer‘a hâzırûn olup istişhâd olunduklarında fi’l-hakīka müteveffâ-yı mezbûr İbrahim Beşe hayâtında dâr-ı fenâdan dâr-ı bekāya intikāl eylediğimde sülüs malımı kabz edip vücûh-ı hayrâta sarf eyle deyû mezbûr el-Hâc Hüseyin’i bizim huzûrumuzda vasiyy-i muhtâr nasb ve ihtiyâr edip mezbûr el-Hâc Hüseyin dahi vesâyet-i mezbûru kabûl ettiğinden sonra mezbûr İbrahim Beşe musırran vefâtetmiş idi biz bu husûsa bu vech üzre şâhidleriz, şehâdet dahi ederiz deyû her biri edâ-i şehâdet-i şer‘iyye ettiklerinde ba‘de’t-ta‘dîl şehâdetleri makbûle olmağın mûcebince müdde‘î-i mezbûr ber vech-i muharrer mu‘ârazadan men‘ olunup mâ vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu. Fi’l-yevmi’s-sâdis min şehri [Rebî‘i]levvel li sene seb‘a ve semânîn ve elf.
Şuhûdü’l-hâl: El-Hâc Musa b. Oruc, el-Hâc Ahmed b. Osman, Ahmed Beşe b. Mehmed, el-Hâc Fazlullah b. Mehmed, Mustafa Çelebi b. Ali, Mustafa Beşe b. Mehmed ve gayruhüm mine’l-hâzırîn.
|