.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 18 Numaralı Sicil (H. 1086-1087/M. 1675-1676)
cilt: 18, sayfa: 339
Hüküm no: 326
Orijinal metin no: [84a-2]
Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Mustafa Ağa b. Abdurrahman’ın İstanbul Kaymakamı İbrahim Paşa’nın adamı Saraç Mustafa’da olan alacağını tahsil ettiği

Mahmiye-i İstanbul’da Mimar Ayas mahallesi sâkinlerinden fahrü’l-akrân bâ‘is-i hâze’l-kitâb Mustafa Ağa b. Abdurrahman dîvân-ı kāimmakām-ı hazret-i sadr-ı a‘zamîde akd olunan meclis-i şer‘-i şerîfde sâbıkan cezîre-i Girit’de Dergâh-ı âlî yeniçerileri ağası oldukdan sonra bin yetmiş sekiz senesinde mahmiye-i mezbûrede kāimmakām-ı sadr-ı a‘zamî olan düstûr-ı ekrem müşîr-i efham İbrahim Paşa’nın emir kethüdâsı olan sarrâc Mustafa nâm kimesne mahzarında ikrâr ve takrîr-i kelâm edip sene-i mezbûrede cedîd semeninin anı bir guruşa râyic iken sâbıkan başbâkīkulu olan Mehmed Ağa’nın zimmetinde Paşa-yı müşârün-ileyh[e] cihet-i karz-ı şer‘îden bin guruş deyni olmağla mûmâ-ileyh Mehmed Ağa meblağ-ı mezbûr için Paşa-yı müşârün-ileyhe bin guruş mukābelesinde bin guruşluk semeni edâya tarafından beni vekîl edip sene-i mezbûre şehri Ramazâni’l-mübâreki ile müverrah hat ve hatmini hâvî temessük irsâl ettiğinden meblağ-ı mezbûr için târih-i mezbûrede râyic olan müvekkil-i mezbûr malından on bin cedîd semeni Paşa-yı müşârün-ileyhin sâbitü’l-vekâle vekîli olan merkūm sarrâc Mustafa’ya sene-i mezbûre Şevvâli’nde edâ ve teslîm ol dahi kabûl ve ahz u kabz edip temessük-i mezbûrun zahrına tahrîr ve meblağ-ı mezbûru bi’t-tamâm ahz u kabz ve müvekkilimin zimmetini ibrâ edip vech-i meşrûha üzre vekîl olduğunu i‘tirâf edip ba‘dehu iki sene mürûr eyledikde cedîd semen kâsid olduğundan sonra Paşa-yı müşârün-ileyh mahmiye-i mezbûrede kāimmakām-ı sadr-ı a‘zamî oldukda, merkūm sarrâc Mustafa merkūm Mehmed Ağa’nın deyni için ber vech-i muharrer bana edâ eylediği cedîd semen kâsid oldu deyû beni haps ettirip cebren kendi malımdan bin esedî guruşumu tarafımdan Yeğen Mehmed Ağa yediyle merkūm sarrâc Mustafa [84b] ahz u kabz etmekle hâlâ yedimde olan emr-i hümâyûn-ı sa‘âdet-makrûn ve fetvâ-yı şerîf mûceblerince merkūm sarrâc Mustafa’ya suâl olunup ber vech-i muharrer ahz u kabz eylediği meblağ-ı mezbûr bin esedî guruşu bana edâ ve teslîme mezbûr sarrâc Mustafa’ya tenbîh olunmak matlûbumdur deyû bu fakīre hitâben bin seksen altı senesi Zilhiccesi’nin evâhiri ile müverrah emr-i âlîşân ibrâz edip mazmûnunda Niğbolu sancağına mutasarrıf olan vezîr İbrahim Paşa’nın tarafından vekîli olan sarrâc Mustafa nâm yeniçeriye müslimîn muvâcehesinde mezbûr Mustafa meblağ-ı mezbûru bi’t-tamâm edâ ve mezbûr Mehmed Ağa’nın deyn-i temessükünü ahz ve zahrına tahrîr ve mühürleyip, lâkin iki sene mürûrundan sonra kâsid olmağla mezbûr şiddete sülûk edip müşârün-ileyh Âsitâne-i sa‘âdetimde kāimmakām iken bunu ihzâr-ı şer‘ eyledikde edâ lâzım gelmez deyû yedinde şeyhülislâm’dan fetvâsı var iken müşârün-ileyh istinâd ile hilâf-ı inhâ haps ettirmekle, cebren bin guruşu dahi alıp gadr etmekle bundan akdem meblağ-ı mezbûr geri kendiye alıverile deyû fermân-ı şerîfim verilmişiken mezbûr sarrâc Mustafa firâr edip kendiye gadr ve hayf eylediğin ve bu bâbda fetvâ-yı şerîf verildiğin bildirip, mûcebince amel olunup şer‘le görülüp meblağ-ı mezbûr geri kendiye alıverilip ihkāk-ı hak olunmak bâbında hükm-i hümâyûnum ricâ etmeğin vech-i meşrûh üzre amel olunmak emrim olmuşdur deyû buyurulup ve dahi sâbıkan şeyhülislâm olan Yahya Efendi hazretlerinin imzâ-yı şerîfleri ile mümzât olup mazmûnunda cedîd semenin revâcı eyyâmında Zeyd Amr’a olan şu kadar guruş deyni mukābelesinde Amr’a şu kadar cedîd semeni verip Amr dahi rızâsıyla deyn-i mezbûru mukābelesinde alıp bir birinin zimmetlerini ibrâ ile ba‘dehu iki sene mürûrunda cedîd semen kâsid oldukda Amr aldığı semenleri hâlâ râyic değildir deyip redde kādir olur mu, el-cevâb olmaz deyû buyurulan bir kıt‘a fetvâ-yı şerîfe ibrâz ettiğinde, mezbûr sarrâc Mustafa’ya suâl olundukda ol dahi cevâbında müvekkil-i merkūm Mehmed Ağa’nın zimmetinde Paşa-yı müşârün-ileyhe deyni olan bin esedî guruş için müdde‘î-i mezbûr yedinden bi’l-vekâle sene-i mezbûre Şevvâli’nde on bin cedîd semen râyic iken alıp semen-i mezbûrun zahrına tahrîr ve merkūm Mehmed Ağa’nın zimmetini bi’l-vekâle ibrâ ettiğini ikrâr, lâkin iki sene sonra meblağ-ı mezbûr bin guruşu vech-i meşrûh üzre ahz u kabz ettirdiğini inkâr etmeğin müdde‘î-i merkūm Mustafa Ağa’dan müdde‘âsını mübeyyine beyyine taleb olundukda mahmiye-i mezbûrede Molla Gürânî mahallesi sâkinlerinden Süleyman Efendi b. Murad ve Dülgerzâde mahallesi sâkinlerinden Ebûbekir Bey b. Maksud nâm kimesneler li ecli’ş-şehâde meclis-i şer‘a hâzırân olup istişhâd olunduklarında fi’l-hakīka Paşa-yı müşârün-ileyh mahmiye-i mezbûrede kāimmakām-ı sadr-ı a‘zamî oldukda sarrâc Mustafa merkūm Mehmed Ağa’nın Paşa-yı müşârün-ileyhe olan deyni için ber vech-i muharrer bana edâ eylediğin cedîd semen kâsid oldu deyû müdde‘î-i mezbûru haps ettirip mezbûrun bin esedî guruşunu merkūm Yeğen Mehmed Ağa yediyle bizim huzûrumuzda cebren ahz u kabzetmiş idi biz bu husûsa bu vech üzre şâhidleriz, şehâdet dahi ederiz deyû her biri edâ-i şehâdet-i şer‘iyye ettiklerinde şâhidân-ı mezbûrânın keyfiyyet-i hâllerini suâl için savb-ı şer‘-i şerîfden irsâl olunan Mevlânâ Mustafa Beşe b. Resûl diğer Mustafa Beşe b. Şaban, Hüseyin Çelebi b. Ahmed ve Ali Beşe b. Kenan ve Halil Çelebi b. İlyas nâm kimesnelerden şâhid-i mezbûr Süleyman Efendi’nin keyfiyyet-i hâlini suâl edip ve sâniyen zikr olunan Dülgerzâde mahallesine varıp ahâlîsinden Attâr Ali Beşe b. Mehmed ve Ahmed Çelebi b. Mehmed ve Müezzin Hasan Çelebi b. Abdullah ve Ali Çelebi b. Ahmed ve İbrahim Çelebi b. Süleyman ve Ferruh Beşe b. Bayram ve kîse-[85a] dâr Ali Efendi ve Ali Beşe b. Mehmed ve Altıncı el-Hâc Mehmed b. Şaban nâm kimesnelerden şâhid-i mezbûr Bekir Bey’in keyfiyyet-i hâlini suâl eyledikde her biri şâhidân-ı mezbûrân için adl ve makbûlü’ş-şehâdedir velev aleynâ deyû haber verdiklerini Mevlânâ-yı mezbûr mahallinde tahrîr, ba‘dehu ma‘an irsâl olunan Mustafa b. Şaban ile meclis-i şer‘a gelip alâ vukū‘ihi inhâ ve takrîr etmekle sırren ve alenen ta‘dîl ve tezkiyye olunduklarından sonra şehâdetleri makbûle olmağın mûcebince meblağ-ı mezbûr bin esedî guruşu müdde‘î-i mezbûr Mustafa Ağa’ya edâ ve teslîme merkūm sarrâc Mustafa’ya tenbîh olundukdan sonra merkūm Mustafa Ağa meclis-i şer‘-i şerîfde merkūm sarrâc Mustafa [huzûrunda] ikrâr ve takrîr-i kelâm edip bâlâda bana edâsına tenbîh olunan meblağ-ı mahkûmun-bih bin esedî guruşu merkūm sarrâc Mustafa bana edâ ve teslîm ben dahi tamâmen ahz u kabz eyledim. Min ba‘d meblağ-ı mezbûrdan merkūm sarrâc Mustafa zimmetinde bir akçe ve bir habbe bâkī kalmadı dedikde gıbbe’t-tasdîki’ş-şer‘î mâ vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu. Fi’l-yevmi’s-sâbi‘ min şehri Rebî‘ilevvel li sene seb‘a ve semânîn ve elf.


Şuhûdü’l-hâl: Umdetü’l-emâcid ve’l-ekârim mecma‘ü’l-mehâsin ve’l-mekârim Mustafa Ağa Ağa-yı Yeniçeriyân-ı Dergâh-ı âlî hâlâ, mefharü’l-kitâb Ali Efendi, İbrahim Beşe b. Hüseyin, Hasan Beşe b. Mehmed, Mehmed Ağa b. Hüseyin, Ali Bey el-Eyyûb ve gayruhüm mine’l-hâzırîn.