|
İstanbul Mahkemesi 18 Numaralı Sicil (H. 1086-1087/M. 1675-1676) cilt: 18, sayfa: 355 Hüküm no: 345 Orijinal metin no: [89b-1] Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Öldürülen Ümmühâni bt. Mehmed’in vârislerinin, katil zanlısı Seyyid Süleyman Çelebi b. Yusuf ile sulh oldukları
Husûs-ı âti’l-beyânın mahallinde tahrîri için bi’l-iltimâs savb-ı şer‘-i şerîf-i enverden irsâl olunan Mevlânâ es-Seyyid Muharrem Efendi b. es-Seyyid İsmail Efendi mahmiye-i İstanbul hısnı ebvâbından Yenikapı hâricinde Abdi Subaşı mahallesinde sâkine iken bundan akdem maktûlen vefât eden Ümmühâni bt. Mehmed Efendi’nin veresesinin mahalle-i mezbûrede vâki‘ yalı ta‘bîr olunur menzillerine varıp zeyl-i kitâbda muharrerü’l-esâmî olan udûl-i müslimîn ve sikāt-ı muvahhidîn mahzarlarında akd-i meclis-i şer‘-i mübîn eyledikde müteveffâ-yı mezbûre Ümmühâni Hâtun’un verâseti zevc-i metrûkü Ali Beşe b. Mehmed ile sadrî sagīr oğlu İbrahim Çelebi’ye ve sadrî kebîr oğlu Mehmed Çelebi’ye ve vâlidesi Gevher bt. İbrahim nâm hâtuna münhasıra olduğu şer‘an zâhir ve mütehakkik oldukdan sonra mezbûr Ali Beşe kendi tarafından asâleten ve sagīr-i mezbûr İbrahim Çelebi’nin babası ve velîsi olmağla velâyeten ve mezbûr Mehmed Çelebi dahi asâleten ve mezbûre Gevher Hâtun tarafından husûs-ı âti’l-beyâna vekîl olduğu mezbûre Gevher Hâtun’un zâtını ma‘rifet-i şer‘iyye ile ârifân umdetü’l-eimmeti’l-kirâm Mehmed Efendi b. Mehmed Efendi ve Hasan Ağa b. Bayram nâm kimesneler şehâdetleri ile şer‘an sâbit olan el-Hâc Yusuf b. Bünyad nâm kimesne vekâleten meclis-i ma‘kūd-ı mezbûrda, bâ‘is-i hâze’l-kitâb es-Seyyid Süleyman Çelebi b. Yusuf nâm kimesne tarafından kezâlik husûs-ı câ’i’z-zikre vekîl olduğu kıdvetü’l-emâcid ve’l-ekârim es-Seyyid Mehmed Çavuş b. es-Seyyid Yusuf ve es-Seyyid Mustafa Çavuş b. es-Seyyid Nasûh şehâdetleri ile şer‘an sâbit olan Hüseyin Ağa b. Şaban nâm kimesne mahzarında her biri ikrâr ve takrîr-i kelâm edip bundan akdem mezbûre Ümmühâni Hâtun menzil-i mezbûrda katl olunup ve eşyâsından yüz elli guruş ve bir çift zümrüd küpe ve yirmi guruş kıymetli hurda altın düğme ahz olundukdan sonra müvekkil-i mezbûr es-Seyyid Süleyman Çelebi menzil-i mezbûrun kurbunda vâki‘ mahzende müste‘cir olmağla mezbûre Ümmühâni’yi katl eyledin deyû mezbûre Ümmühâni’nin diyetini ve eşyâ-i mezbûreyi bundan akdem taleb ve da‘vâ eylediğimizde, müvekkil-i mezbûr es-Seyyid Süleyman Çelebi bi’l-külliye inkâr edip ve bizim dahi müdde‘âmızı isbâtdan aczimiz olup ve mezbûr es-Seyyid Süleyman Çelebi’nin dahi yemîn etmesi mukarrer olmağla sulh sagīr-i mezbûr İbrahim Çelebi hakkında dahi enfa‘ olmağla beynimizde muslihûn tavassut edip da‘vâ-yı mezkûremizden yüz seksen esedî guruş üzerine mezbûr es-Seyyid Süleyman Çelebi ile beynimizde inşâ-i akd-i sulh ettiklerinde biz dahi sulh-ı mezbûru asâleten ve vekâleten kabûl ve bedel-i sulh olan meblağ-ı mezbûr yüz seksen esedî guruşu vekîl-i mezbûr Hüseyin Ağa yedinden [90a] her birimiz tamâmen ahz u kabz ettiğimizden sonra müteveffâ-yı mezbûre Ümmühâni Hâtun’un diyetini ve eşyâ-i mezkûreye müte‘allika âmme-i de‘âvâdan her birimiz asâleten ve vekâleten ve velâyeten müvekkil-i mezbûr es-Seyyid Süleyman Çelebi’nin zimmetini ibrâ-i âmm-ı kātı‘ü’l-hısâm ile ibrâ ve iskāt eyledik ve vekîl-i mezbûr Hüseyin Ağa dahi bedel-i sulh olan meblağ-ı mezbûr yüz seksen esedî guruşa ve müvekkil-i mezbûr es-Seyyid Süleyman’ın mahzen-i mezkûr içinde zâyi‘ olan bir kara kılıç ve bir köhne çuka serhaddî ve iki çuka mintan ve bir hilâlî kaftana müte‘allika âmme-i de‘âvâdan bizim zimmetimizi ve müvekkile-i mezbûre Gevher’in zimmetini ibrâ ve iskāt eyledi dediklerinde gıbbe’t-tasdîki’ş-şer‘î husûs-ı mezbûru Mevlânâ-yı mezbûr mahallinde tahrîr ve ma‘an irsâl olunan Mehmed Çelebi b. Abdullah ile meclis-i şer‘a gelip alâ vukū‘ihi inhâ ve takrîr etmeğin mâ vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu. Fi’l-yevmi’s-sâlis aşer min şehri Rebî‘ilevvel li sene seb‘a ve semânîn ve elf.
Şuhûdü’l-hâl: Es-Seyyid Mehmed Efendi b. es-Seyyid Hasan, Yağkapanı’nda Cum‘a Şeyhi olan umdetü’l-meşâyih Üveys Efendi b. Hasan, es-Seyyid Mustafa Çavuş b. es-Seyyid Mehmed, Mehmed Çelebi b. Hasan tâbi‘-i nakībü’l-eşrâf, Abdülkādir Efendi b. Hüseyin.
|