.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 18 Numaralı Sicil (H. 1086-1087/M. 1675-1676)
cilt: 18, sayfa: 356
Hüküm no: 346
Orijinal metin no: [90a-1]
Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Vefat eden Abdullah Efendi’nin vârisleri Hatice ve Afife bt. Abdullah’ın diğer vâris Ayşe bt. Mehmed’in elindeki evden kendilerine hisse düştüğü iddiasıyla açtıkları davada haksız oldukları

Mahmiye-i İstanbul’da Harrat Kemal mahallesinde sâkin iken vefât eden Abdullah Efendi b. Abdurrahman’ın verâseti, zevce-i metrûkesi Hatice bt. Mehmed ile sulbiye kebîre kızı Afîfe’ye ve vâlidesi Ayşe bt. Mehmed’e ve li ebeveyn kız karındaşı Râbia nâm hâtunlara münhasıra olduğu şer‘an mütehakkik oldukdan sonra mezbûretân Hatice ve Afîfe taraflarından husûs-ı âti’l-beyâna vekîlleri olduğu mezbûretânın zâtlarını ma‘rifet-i şer‘iyye ile ârifân mahalle-i mezbûre sâkinlerinden Ali Çelebi b. Hasan ve Şâhin Çelebi b. Abdullah nâm kimesneler şehâdetleri ile şer‘an sâbit olan el-Hâc Receb b. Mustafa meclis-i şer‘-i şerîfde mezbûre Ayşe Hâtun’un tarafından husûs-ı âti’l-beyâna vekîl olduğu kezâlik mezbûre Ayşe’nin zâtını ma‘rifet-i şer‘iyye ile ârifân şâhidân-ı mezbûrân Ali Çelebi ve Şâhin şehâdetleri ile şer‘an sâbit olan Hüseyin Çelebi b. İbrahim nâm kimesne mahzarında bi’l-vekâle üzerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edip müteveffâ-yı mezbûr Abdullah Efendi’nin terekesinden olup mahmiye-i mezbûrda Neslişah mahallesinde vâki‘ bir tarafdan kireçhâne ve bir tarafdan Sâliha Hâtun mülkü ve bir tarafdan mezbûre Rabi‘a hâtun mülkü ve bir tarafdan tarîk-i âm ile mahdûd olup fevkānî iki bâb oda ve bir sofa ve tahtânî iki oda ve bir ahır ve bir su kuyusu ve bir kenîf ve bir cüneyneyi müştemil mülk menzile, müvekkile-i mezbûre Ayşe Hâtun bi gayri hakkın vaz‘-ı yed eder hâlâ vekîl-i mezbûr Hüseyin Çelebi’ye suâl olunup menzil-i mahdûd-ı mezbûrdan müvekkilelerim mezbûretân Hatice ve Afîfe’ye isâbet eden hisse-i şer‘iyyelerinin alıverilmesi bi’l-vekâle matlûbumdur dedikde gıbbe’s-suâl vekîl-i mezbûr Hüseyin Çelebi cevâbında müteveffâ-yı mezbûr Abdullah Efendi hayâtında târih-i kitâbdan iki sene mukaddem menzil-i mahdûd-ı mezbûru müvekkile-i mezbûre Ayşe Hâtun ba‘de’t-tahliyyeti’ş-şer‘iyye hibe-i sahîha-i şer‘iyye ile hibe ve teslîm ol dahi meclis-i hibede ittihâb ve kabûl etmekle vaz‘-ı yed eder [90b] deyû def‘ ile mukābele edicek gıbbe’l-istintâk ve’l-inkâr vekîl-i mezbûr Hüseyin Çelebi def‘-i mezbûrunu mübeyyine beyyine taleb olundukda zikr olunan Neslişah mahallesi imâmı olan Mustafa Efendi b. Ali ve Ali Çelebi b. Abdullah nâm kimesneler li ecli’ş-şehâde meclis-i şer‘a hâzırân olup istişhâd olunduklarında fi’l-hakīka müteveffâ-yı mezbûr Abdullah hayâtında târih-i kitâbdan iki sene mukaddem zikr olunan Neslişah mahallesinde vâki‘ menzil-i mahdûd-ı mezbûru vâlidesi müvekkile-i mezbûre Ayşe Hâtun’a ba‘de’t-tahliyyeti’ş-şer‘iyye bizim huzûrumuzda hibe-i sahîha-i şer‘iyye ile hibe ve teslîm ol dahi meclis-i hibede ittihâb ve kabûl eyledi biz bu husûsa bu vech üzre şâhidleriz, şehâdet dahi ederiz deyû her biri edâ-i şehâdet-i şer‘iyye eylediklerinde şâhidân-ı mezbûrânın keyfiyyet-i hâllerini suâl için savb-ı şer‘den Mevlânâ es-Seyyid Muharrem Efendi zikr olunan Neslişah mahallesine varıp ahâlîsinden Ali Efendi b. Süleyman ve Mehmed Çelebi b. Abdullah ve İbrahim Çelebi b. Halil ve Sinan b. Ahmed ve Numan b. Abdullah ve Murtaza Çelebi b. Mehmed, Mustafa ve İbrahim Çelebi b. Ahmed ve Şeyh Mehmed Çelebi b. Mehmed nâm kimesnelerden suâl olundukda her biri şâhidân-ı mezbûrân Mustafa Efendi ve Ali Çelebi için adl ve makbûlü’ş-şehâdedir deyû haber verdiklerini Mevlânâ-yı mezbûr mahallinde tahrîr ve ma‘an irsâl olunan İsmail b. Mehmed ile meclis-i şer‘a gelip alâ vukū‘ihi inhâ ve takrîr etmeğin sırren ve alenen ta‘dîl ve tezkiyye olunduklarından sonra şehâdetleri makbûle olmağın mûcebince vekîl-i mezbûr el-Hâc Receb bî-vech mu‘ârazadan men‘ olunup mâ vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu. Fi’l-yevmi’l-âşir min Rebî‘ilevvel li sene seb‘a ve semânîn ve elf.


Şuhûdü’l-hâl: Ali Efendi b. Süleyman, el-Hâc Mustafa b. Tevekkül, Mehmed Ağa kethüdâyü’l-muhzırân, Osman Çelebi b. Ömer, Şeyh Mehmed Efendi b. Mehmed, Musa Efendi b. Ahmed, Ebûbekir b. Hüseyin ve gayruhüm mine’l-hâzırîn.