|
İstanbul Mahkemesi 18 Numaralı Sicil (H. 1086-1087/M. 1675-1676) cilt: 18, sayfa: 374 Hüküm no: 370 Orijinal metin no: [96b-2] Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.
İsmihân bt. Abdüssamed’in vefat eden babasından düşen miras hisseleri konusunda kardeşi Mehmed’in zimmetini ibrâ ettiği
Dârü’l-hilâfeti’l-aliyye Kostantıniyye el-mahmiye’de Çerağī Hamza mahallesi sükkânından olup medîne-i Siroz’da misâfir iken bin yetmiş altı senesi Rebî‘ulâhiri’nde vefât eden Abdüssamed Efendi b. Mehmed’in verâseti, zevce-i metrûkesi Şahbaz bt. Abdullah nâm hâtun sulbiye kebîre oğlu merkūm Mehmed Efendi’ye ve hâlâ bülûğuna mu‘terife sulbiye kızı İsmihân’a münhasıra olup ba‘dehu mezbûr Şahbaz dahi vefât edip verâseti, oğlu mezbûr Mehmed Efendi’ye münhasıra ve tashîh-i mes’eleleri bi tarîki’l-münâsahati’ş-şer‘iyye yirmi dört sehimden olup sihâm-ı mezbûreden on yedi sehimi merkūm Mehmed Efendi ve yedi sehimi dahi mezbûre İsmihân’a isâbet eylediği şer‘an sâbit ve mütehakkik oldukdan sonra mezbûre İsmihân Hâtun tarafından husûs-ı âti’l-beyâna vekîl olduğu es-Seyyid Mehmed Çelebi b. Mehmed ve Receb Çelebi b. Ali nâm kimesne şehâdetleri ile şer‘an sâbit olan Mehmed Çelebi b. Ali meclis-i şer‘-i şerîfde müvekkile-i mezbûrenin hâl-i sıgārında kıbel-i şer‘den mansûb vasîsi olup tereke-i müteveffâ-yı evvele vâzı‘ü’l-yed olan li eb karındaşı bâ‘is-i hâze’l-kitâb mezbûr Mehmed Efendi mahzarında bi tav‘i’s-sâf ikrâr ve i‘tirâf edip müteveffâ-yı evvel-i mezbûrun terekesinden olup mahalle-i mezbûrede vâki‘ lede’l-ahâlî ve’l-cîrân ma‘lûmü’l-hudûd hâriciyye ve dâhiliyyesinde büyût-ı adîdeyi müştemil menzil ve cins nakid ve menkūlât ber mûceb-i defter-i kassâm, ol târihde beher guruşu yüz kırk akçeye râyic olmak üzre yedi yük on bin yedi yüz akçeden ve defter-i kassâmdan hâric beş yüz elli guruş ile ve on dört bin dokuz yüz seksen [97a] hurda akçeden ve yüz guruş kıymetli bir cevheri altın kuşakdan ve cüz’î ve küllî ve kalîl ve kesîr eşyâ-i menkūle ve sâir cins terekeden bi tarîki’l-münâsahati’l-mezbûre müvekkilem mezbûre İsmihân’a isâbet eden yedi sehim hisse-i şer‘iyyesinden karındaşım mezbûr Mehmed Efendi vesâyet-i mahkiyesi hasebiyle yevmî yirmişer akçe nafaka-i mefrûzası ve sâir levâzım-ı zarûriyyesi için târih-i mezbûrdan bu âna gelince on sene ile sekiz ayda harc ve sarf eylediğinden sonra bâkī kalan menzil-i mezbûr ve nukūd ve sâir menkūl terekesinden bi tarîki’l-münâsaha ile mezbûra isâbet eden hisse-i şer‘iyyesi mukābelesinde, şerâit-i sıhhat-i sahhı cârî bi tarîki’t-tehârüci’ş-şer‘î nukūd-ı terekeden hissesinden ezyed bin dört yüz kıt‘a esedî guruşa mezbûra Mehmed Efendi ile sulh olduğundan sonra müvekkilem mezbûre İsmihân bedel-i sulh olan meblağ-ı mezbûr bin dört yüz esedî guruşu mezbûr Mehmed Efendi yedinden tamâmen ahz u kabz eyledim deyip tereke-i müteveffâ-yı mezbûrdan ve sâir cüz’î küllî ve kalîl ve kesîr nukūd ve menkūl terekesine ve Ayasofya-i kebîre vakfından olup icâre-i mu‘accele ve yevmî iki buçuk akçe müeccele ile babamız müteveffâ-yı mezbûrun ile’l-vefât taht-ı tasarrufunda olup ba‘de vefâtihî intikāl-i âdî ile bize intikāl etmekle ale’l-iştirâki’s-seviy taht-ı tasarrufumuzda olup mahmiye-i mezbûrede Karaman-ı kebîr’de vâki‘ lede’l-ahâlî ve’l-cîrân ma‘lûmü’l-hudûd bir bâb ketenci dükkânı ve bir bâb pirinççi dükkânı ücretlerinden hisseme isâbet eden mikdâra müte‘allika âmme-i de‘âvî ve mütâlebâtdan ben karındaşım mezbûr Mehmed Efendi’nin zimmetini ibrâ-i âmm-ı kātı‘ü’n-nizâ‘ ile ibrâ ve iskāt eyledim ba‘de’l-yevm müteveffâ-yı mezbûrun terekesine müte‘allika karındaşım mezbûr Mehmed Efendi ile vechen mine’l-vücûh da‘vâ ve nizâ‘ım yoktur ve yine zikr olunan dükkânlar ke’l-evvel beynimizde iştirâk-i seviy üzre kalmışdı ve mezbûr Mehmed Efendi dahi müteveffâ-yı mezbûrun nukūd terekesinden ve kendi malından bu âna gelinceye değin ber vech-i muharrer bana infâk ve iksâ eylediği akçeye ve sâir hukūk-ı ma‘lûme ve mechûleye müte‘allika cemî‘ de‘âvî ve mütâlebâtdan benim zimmetimi ibrâ-i âmm-ı râfi‘ü’l-hisâm ile ibrâ ve iskāt eyledi deyip bedel-i sulh-ı mezbûr bin dört yüz guruşu henüz ahz u kabz eyledim deyû ikrâr edip hüccet dahi tahrîr olunmuşdu lâkin hâlâ bedel-i sulh-ı mezbûrun dört yüz guruşun müvekkilem mezbûre İsmihân mezkûr Mehmed Efendi yedinden nakid bin doksan üç guruş kabz edip ve elli yedi guruşu için beynlerinde ma‘lûm esâs-ı beyt ve evânî-i nühâsiyye ahz u kabz edip bâkī iki yüz elli guruşu için mezbûr Mehmed üzerine zikr olunan kebabçı dükkânından ve şerbetçi dükkânından hissesini izn-i mütevellî ile iki yüz elli guruşa müvekkilem mezbûre İsmihân’a ferâğ ve tefvîz ve bedel-i ferâğ-ı merkūmu meblağ-ı bâkī-i mezbûre takās mezbûra İsmihân dahi tefevvüz ve kabûl edip mukāssa eyledi hâlâ zikr olunan kebabçı dükkânının ve şerbetçi dükkânının cümlesi müvekkilem mezbûre İsmihân’ın hakk-ı müfevvezi olmuşdur dedikde gıbbe’t-tasdîki’ş-şer‘î mâ vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu. Fi’l-yevmi’l-âşir min Saferi’l-hayr li sene seb‘a ve semânîn ve elf.
Şuhûdü’l-hâl: Şeyh Mehmed Çelebi b. Mehmed, Hasan Çelebi b. Abdullah, Mustafa Çelebi b. İbrahim, Yahya Çelebi b. Receb, Yusuf Çelebi b. Abdullah, Mehmed Çelebi b. ( ), Şeyh Mehmed b. ( ), Abdülhalim Efendi b. Ahmed, Ahmed Zeki Efendi b. Abdülganî, Abdullah Efendi b. Zünnûn.
|