İstanbul Mahkemesi 18 Numaralı Sicil (H. 1086-1087/M. 1675-1676) cilt: 18, sayfa: 395 Hüküm no: 398 Orijinal metin no: [104a-1] Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır. Ahyolu Tuzlası’nda üretilen tuzun ilgili yerlere dağıtılmasıyla ilgili ferman kaydı Hâzihî emr-i şerîf-i âlîşân mastûrun fî evrâkı erba‘a mi’e Akzâ kuzâti’l-müslimîn evlâ vülâti’l-muvahhidîn ma‘denü’l-fazl ve’l-yakīn vâris-i ulûmi’l-enbiyâ ve’l-mürselîn hüccetü’l-hak ale’l-halki ecma‘în el-muhtas bi mezîdi inâyeti’l-meliki’l-mu‘în Mevlânâ İstanbul kadısı -zîdet fezâ’iluhû-tevkī‘-i refî‘-i hümâyûn vâsıl olıcak ma‘lûm ola ki kıdvetü’l-emâcid ve’l-a‘yân Matbah-ı âmirem emîni olan Mahmud -zîde mecduhû-ordu-yı hümâyûnuma arz-ı hâl edip Matbah-ı âmirem mühimmâtından Çerçi fırınında tabh olunan fodla miyânesi için ocaklık ta‘yîn olunan Ahyolu memlehasından hâsıl olan tuzdan kadîmde her sene İstanbul’da vâki‘ ekmekçi ve çörekçi ve bakkal ve debbâğ tâ’ifelerine ve sâir örüsü olan yerlere kırk bin keyl tuz narh-ı cârî üzre tarh ve tevzî‘ olunmak mu‘tâd-ı kadîm olmağın işbu bin seksen altı senesini muhtevî olmak üzre dahi kırk bin keyl tuz tarh ve tevzî‘ olunmak bâbında emr-i şerîfim verilmek recâsına i‘lâm etmeğin Hazîne-i âmirem’de mahfûz olan başmukāta‘a defterlerine nazar olundukda Ahyolu memlehasında ziyâde tuz hâsıl olup füruht olunmayıp dürülüde kalan mîrî tuz geri mîrîye gadr ve kasr ve iltizâm-ı kesir ve noksân terettüb eylememek üzre gemilere tahmîl olunup örüsü olan mahmiye-i İstanbul ve tevâbi‘i olan yerlerin kadîmden ehl-i sûkunda elverdiği üzre tevzî‘ olunup akçesi mîrî için cem‘ ve tahsîl oluna deyû Ahyolu memlehası mukāta‘asının iltizâmında mastûr ve mukayyed bulunmağın imdi vech-i meşrûh üzre narh-i cârî ve kadîmden olageldiği üzre tarh ve tevzî‘ oluna deyû fermânım olmuşdur. Buyurdum ki hükm-i şerîfimle vardıkda bu bâbda sâdır olan emrim üzre amel edip dahi memleha-i mezbûrdan târih-i mezbûrda hâsıl olan ol mikdâr keyl mîrî tuzu örüsü olan mahallere kadîmden olageldiği [104b] ve narh-ı cârî üzre tarh ve tevzî‘ ettirip kānûn-ı kadîme ve olagelmişe muhâlif kimesneye te‘addî ve tecâvüz ettirmeyesiz, şöyle bilesiz alâmet-i şerîfe i‘timâd edesiz. Tahrîren fi’l-yevmi’r-râbi‘ ve’l-ışrîn min şehri Rebî‘ilevvel li sene seb‘a ve semânîn ve elf.