İstanbul Mahkemesi 18 Numaralı Sicil (H. 1086-1087/M. 1675-1676) cilt: 18, sayfa: 456 Hüküm no: 484 Orijinal metin no: [130a-1] Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.
el-Hâc Ahmed Vakfı’na ait Kasımpaşa’daki bostan toprağının Sultan Bayezid Han Vakfı’na intikal ettiğinin sabit olduğu
Mahrûse-i Galata müzâfâtından kasaba-i Kasımpaşa’da vâki‘ merhûm el-Hâc Ahmed vakfına berât-ı pâdişâhî ile hâlâ mütevellî olan Abdülbâkī b. Hüseyin nâm kimesne dîvân-ı kāimmakām-ı hazret-i sadr-ı a‘zamîde akd olan meclis-i şer‘-i şerîf-i lâzımü’t-teşrîfde, merhûm-ı mağfûr-ı cennet-mekân firdevs-âşiyân Sultan Bayezid Hân hazretlerinin Dârü’l-hilâfeti’l-aliyye ve Kostantıniyye el-mahmiye’de vâki‘ câmi‘-i şerîf ve imâret-i âmire ve medrese-i münîfeleri evkāfına kezâlik berât-ı şerîf-i âlîşân ile bi’l-fi‘l mütevellî olup zikr-i âtî bostan arzına bi’t-tevliyye vâzı‘ü’l-yed olan umdetü’l-müderrisînü’l-kirâm Abdüllatîf Efendi muvâcehesinde arsa-i mezkûrenin cânib-i vakf-ı mezbûrdan icâreteyn ile müste’ciri olup sâbıkan Haseki Ağa olan umdetü’l-emâcid ve’l-a‘yân makbûlü’s-sudûr ve’l-erkân Ali Ağa b. Budak huzûrunda mütevellî-i mezkûr üzre takrîr-i da‘vâ edip merhûm Sultan Bayezid Hân hazretlerinin zikr olunan câmi‘-i şerîf ve imâret-i âmire ve medrese-i münîfeleri mesâlihine vakıfları olan arâziden mahrûse-i Galata hâricinde Kasımpaşa cibâyeti arzında merhûm-ı mezkûr el-Hâc Ahmed’e müntesibe olan mahallede vâki‘ bir tarafı el-Hâc Ahmed vakfı ve bir tarafı Ağa bostanı ve tarafeyni tarîk-i âm ile mahdûde arz-ı beyzâyı hâlâ vakfına mütevellî olduğum mezbûr el-Hâc Ahmed dokuz yüz kırk yedi senesinde Sultan Bayezid Hân vakfı mütevellîsi olan Mustafa nâm kimesneden mukāta‘a-i ma‘lûme ile istîcâr ettiğinden sonra arâzi-i mezkûrenin bir mikdârı üzerine hâlâ mukayyed olan mescid-i şerîfi ve bir mikdârı üzerine dört bostanî odası ve dört tahtânî oda ve dört ahır ve tarîk-i âm tarafından tahta perde binâ ve sekiz dolap kapısı hafr ve bir mikdârı üzerine dahi bir mikdâr câbecâ üç ceviz otuz armut ve dokuz ocak incir ve bir kara ağaç ve on dört tut ve bir meşe ağaçları gars ve bir mikdârını bostân ettikden sonra vakf-ı lâzım ile vakf ve mecmû‘unun gallesini binâ eylediği mescid-i şerîfin mesâlihine şart ve ta‘yîn ve tescîl-i şer‘î ve teslîm ile’l-mütevellî edip zikr olunan büyût ve eşcâr ve bostan ber vech-i muharrer vakfı olup ba‘de vefâtihî tedâvül-i eyâdî-i müste’cirîn ile zikr olunan büyût ve eşcârın iki sehmine mutasarrıflar olan Mehmed b. Ömer ve Fâtıma bt. İbrahim’in hisseleri kendi ferâğlarından benim iznimle işbu müşârün-ileyh Ali Ağa’ya tefvîz ol dahi tefevvüz ve kabûl edip ve mârrü’z-zikr bostana dahi benim iznimle mutasarrıflar olan Mehmed ve Fâtıma ve Havvâ’dan merkūmân Mehmed ve Fâtıma’nın hisseleri kendi ferâğlarından bilâ-vech sâbıkan vakf-ı mezbûra mütevellî mezbûr Abdi Ağa ve Ali Efendi ma‘rifetleriyle yine mûmâ-ileyh Ali Ağa’ya îcâr olundukdan sonra mezbûre Havvâ dahi bilâ-veled fevt olup mecmû‘ bostan-ı mezkûr mütevellîsi olduğum mezbûr el-Hâc Ahmed vakfına intikāl ve ben tapu ile bi’t-tevliyye cânib-i vakıfdan âhara îcâr murâd eylediğimde, mütevellî-i mezbûr Abdüllatîf Efendi bostan-ı mezkûru arz-ı vakf-ı mezbûr için zabt ve müşârün-ileyh Ali Ağa’ya îcâr edip benim îcârıma mâni‘ olur suâl olunup yed-i mubtılasının izâlesine vakf-ı sânî için bana teslîme tenbîh olunmak matlûbumdur dedikde gıbbe’s-suâl mütevellî-i mezbûr Abdüllatîf Efendi cevâbında fi’l-hakīka mezbûr el-Hâc Ahmed târih-i mezkûrda bâlâda tafsîl olunduğu minvâl üzre ihdâs eylediği imâret kendiye müntesib mahallesinde vâki‘ mescidi mesâlihine vakf edip lâkin zikr olunan bostan üzerinde câbecâ dolap kapıları olup arz-ı bostanı zirâ‘atden iştigāl eder eşcâr-ı mağrûse-i mülteffesi olmayıp zirâ‘ate sâliha arz-ı beyzâ olup ve kasaba-i Kasımpaşa arzı ve havâlîsinde olan arâzi bi cümletihâ Sultan Bayezid evkāfından olup mezbûr el-Hâc Ahmed’in veledi kalmamağla arz-ı bostan mahlûl ve Sultan Bayezid Hân vakfına intikāl ve tapu ile âhara îcârı lâzım gelmekle, bin altmış dokuz senesi Muharremü’l-harâmı’nın dokuzuncu günü vakf-ı mezbûra mütevellî olan Şaban Ağa b. Ahmed yediyle târih-i mezbûrda Edirne kazâsından münfasıl olup sâbıkan Rumeli kazaskeri olan a‘lemü’l-ulemâ’i’l-mütebahhirîn efdalü’l-fuzalâ’i’l-müteverri‘în Haseki Mustafa Efendi b. Mirza husûs-ı mezbûru istimâ‘ ve fazl-ı kıbel-i saltanat-ı aliyyeden mütevellî olduklarını nâtık emr-i şerîf-i cihân-mutâ‘ vârid ve imtisâlen-lehü müşârün-ileyh Mustafa Efendi hazretleri dahi münâza‘un-fîh olan bostanın üzerine varıp ol târihde mezbûr el-Hâc Ahmed vakfına mütevellî olup arsa-i mezbûreye vaz‘-ı yed eden el-Hâc Hüseyin b. Abdullah muvâcehesinde ba‘de’d-da‘vâ mesâha ettirdikde, mezbûr el-Hâc Ahmed’in ihdâs eylediği mescid-i şerîf ve büyût ve âbâr ve eşcârdan mâ‘adâ zikr olunan bostan arzı tûlen ve arzen bi hesâb-ı terbî‘î bin zirâ‘ ile kırk sekiz bin yedi yüz doksan zirâ‘ olup ve eşcâr-ı [130b] mağrûse-i gayr-i mülteffesi arz-ı mezkûru iştigāl etmeyip ve zirâ‘ati mâni‘ eşcâr-ı mağrûse-i mülteffesi olmamağla zirâ‘ate sâlih olup ancak işbu hâzır bi’l-meclis Mustafa Beşe’nin li ecli’l-bey‘ vâcibü’z-nez‘ mülk eşcârı olduğun müşâhede ve mezbûr el-Hâc Ahmed’in veledi kalmayıp kasaba-i Kasımpaşa arzını bi cümletihâ ve havâlîsinden olan arâzi bi meremmetihâ merhûm Sultan Bayezid Hân hazretlerinin vakfı idiği sâbit ve arz-ı mezkûr-ı mahlûl ve vakf-ı mezkûra intikāl etmekle âhara îcârı lâzım olduğu lede’ş-şer‘i’l-mutahhar zâhir ve mukarrer olmağla mûmâ-ileyh Haseki Mustafa Efendi hazretleri dahi zikr olunan kırk sekiz bin doksan sekiz zirâ‘ bostan arzını mütevellî-i mezbûr el-Hâc Hüseyin muvâcehesinde Sultan Bayezid Hân vakfına hüküm edip imzâ ve hatmiyle mümzât ve mahtûme hüccet-i şer‘iyye vermeğin, hüccet-i mezkûre ve yedimde olan fetvâ-yı münîfe mûcebince zikri mürûr? eden bostan arzı Sultan Bayezid Hân vakfından olmuşdur deyû def‘le mukābele ve hâlâ şeyh-i meşâyihi’l-İslâm müftî-i âmmetü’l-enâm sultânü’l-ulemâ’i’l-izâm burhânü’l-fuzalâ’i’l-fihâm hallâlü’l-müşkilâtü’d-dîniyye keşşâfü’l-mu‘dilâtü’l-yakīniyye ferîdü’d-dehr vahîdü’l-asr sa‘âdetlü Ali Efendi hazretlerinin imzâ-i şerîflerinde mümzât bir kıt‘a fetvâ-yı şerîfe ve müşârün-ileyh Haseki Mustafa Efendi’nin imzâsıyla mümzât ve hatmiyle mahtûme ve târih-i mezbûr ile müverraha hüccet-i şer‘iyye ibrâz ve nazar olundukda fetvâ-yı şerîfede, arsası Zeyd’in bir cihete meşrûta mukāta‘alı vakfı olup ve binâ ve eşcârı Amr’ın cihet-i uhrâya meşrûta vakfı olan bahçeye yeni icâre ile mutasarrıf iken fevt oldukda, arsa mütevellîsi ol bahçede kābil-i zirâ‘at olan arsa-i hâliyeyi zabt ve âhara îcâr murâd ettikde, binâ ve eşcâr mütevellîsi arsa-i mezbûreyi ben zabt ve îcâr ederim demeğe kādir olur mu el-cevâb olmaz, deyû buyurulup ve mazmûn-ı hüccet-i mezkûre kezâlik mütevellî-i mezkûrun takrîr-i meşrûhunu nâtık bulunmamağın gıbbe’l-istintâk mütevellî-i mezbûr Abdülbâkī mazmûn-ı hüccet-i mezkûreyi bi’l-külliye inkâr edicek mütevellî-i mezkûr Abdüllatîf Efendi’den mazmûn-ı hüccet-i mezkûreye beyyine taleb olundukda udûl-i müslimînden olup mahmiye-i mezbûrede Üskübî mahallesinde sâkin Arabzâde Mehmed Efendi b. Ömer ve Ali Paşa-yı Atîk mahallesinde sâkin Mehmed Efendi b. Ahmed ve Mustafa Halîfe b. Hüseyin nâm kimesneler li ecli’ş-şehâde meclis-i şer‘a hâzırûn olup isre’l-istişhâd, fi’l-hakīka bin altmış dokuz senesi Muharremü’l-harâmı’nın dokuzuncu günü merhûm Sultan Bayezid Hân vakfına mütevellî olan mezbûr Şaban Ağa husûs-ı mezbûra bâ fermân-ı âlî mütevellî nasb ve ta‘yîn olunan mûmâ-ileyh Haseki Mustafa Efendi b. Hüseyin huzûrunda münâza‘un-fîh olan bostan arzını mezbûr el-Hâc Ahmed mütevellîsi olmağla vaz‘-ı yed eden mezbûr el-Hâc Hüseyin’den da‘vâ ve arzı mesâha olundukda mezbûr el-Hâc Ahmed’in binâ ve ihdâs eylediği mescid-i şerîf ve büyût [ve] âbâr ve eşcârdan mâ‘adâ zikr olunan bostan arzı ber minvâl-i mübeyyen tûlen ve arzen bi hesâb-ı terbî‘î kırk sekiz bin yedi yüz doksan sekiz zirâ‘ olup zirâ‘atten işgāl eder mezbûr el-Hâc Ahmed’in eşcâr-ı mağrûse-i mülteffesi olmayıp ve zikr olunan âbâr ve eşcâr-ı mağrûse-i gayr-i mülteffe işgāl etmeyip zirâ‘ate sâliha olup ancak üzerine mezbûr Mustafa Beşe’nin li ecli’l-bey‘ vâcibü’n-nez‘ mülk eşcârı olduğu mu‘âyene ve müşâhede ve mezbûr el-Hâc Ahmed’in veledi kalmayıp bostan-ı mezkûr arzı mahlûle ve Kasımpaşa arzı bi cümletihâ ve havâlîsinde olan arâzi bi meremmetihâ Sultan Bayezid Hân vakfı idiği sâbit ve arz-ı mezkûr vakf-ı mezbûra intikāl ve taraf-ı vakıfdan îcârı lâzım olduğu lede’ş-şer‘i’l-enver zâhir ve mütehakkik olmağın müşârün-ileyh Haseki Mustafa Efendi hazretleri dahi mârrü’z-zikr bostan arzını Sultan Bayezid Hân vakfına bizim huzûrumuzda hüküm edip işbu hüccet-i şer‘iyyeyi tahrîr ve mütevellî-i mezbûra teslîm eyledi biz mazmûn-ı hüccet-i mezkûreye bu vech üzre şâhidleriz şehâdet dahi ederiz deyû her biri edâ-i şehâdet-i şer‘iyye ettiklerinde ba‘de’t-ta‘dîl ve’t-tezkiyye şehâdetleri makbûle olmağın mûcebiyle mezbûr Abdülbâkī bî-vech mu‘ârazadan men‘ olunup mâ vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu. Fi’l-yevmi’l-hâmis min şehri Rebî‘ilâhir li sene seb‘a ve semânîn ve elf.
Şuhûdü’l-hâl: Umdetü erbâbü’t-tahrîr ve’l-kalem Tezkireci Hasan Efendi, zahr-ı erbâbü’t-tastîr ve’l-kalem Tezkireci Yusuf Efendi, umdetü’l-eşbâh ve’l-ekfâ Muhzır Kasım Ağa, zahrü’l-emâcid ve’l-iştibâh çavuşbaşı Murad Ağa, umdetü’l-emsâl ve’l-a‘yân Ortacı Mehmed Efendi, umdetü’l-eşbâh ve’l-a‘yân Ahmed Ağa kethüdâ-yı kāimmakām, selâm çavuşu Ahmed Ağa, muhzırbaşı Mehmed Ağa, el-Hâc Kemaleddin b. Müyesser ve gayruhüm mine’l-hâzırîn.
|