|
İstanbul Mahkemesi 18 Numaralı Sicil (H. 1086-1087/M. 1675-1676) cilt: 18, sayfa: 516 Hüküm no: 555 Orijinal metin no: [155a-2] Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Şam eski kadısı Yahya Efendi’nin vârislerinden Bahri bt. Abdullah’ın, diğer vâris Cezmi Abdülkerim Efendi’de olan miras hissesini alarak zimmetini ibrâ ettiği
Min hattıhî Husûs-ı âti’l-beyânın mahallinde tahrîr için bi’l-iltimâs savb-ı şer‘-i şerîfden irsâl olunan Mevlânâ Abdurrahman Efendi sâbıkan Şâm-ı dârü’s-selâm kadısı oldukdan sonra vedâ‘-ı âlem-i fânî eden merhûm Yahya Efendi’nin veresesi mahmiye-i İstanbul’da Kirmasti mahallesinde sâkin oldukları menzile varıp zeyl-i vesîkada muharrerü’l-esâmî olan müslimîn huzûrunda akd-i meclis-i şer‘-i mübîn eyledikde merhûm-ı mezbûrun sulbiye sagīre kızı olup bundan akdem vefât eden Ayşe Kadın’ın verâseti vâlidesi Bahri bt. Abdullah nâm hâtun ile li ebeveyn er karındaşı Mesud Çelebi nâm sagīre münhasıra olup ba‘dehu mezbûr Mesud Çelebi dahi vefât edip verâseti vâlidesi mezbûre Bahri Hâtun’a ve li eb er karındaşları mefharü’l-müderrisînü’l-kirâm Cezmi Abdülkerim Efendi ile Mehmed Necib Efendi’ye ve li eb kız karındaşları Rukiye Kadın ve Fâtıma Kadın’a münhasıra olduğu şer‘an sâbit oldukdan sonra mezbûre Bahri Hâtun zâtı ma‘rifet-i şer‘iyye ile ârifân Mehmed Efendi b. Hasan ve Cafer Bey b. Mehmed nâm kimesneler ta‘rîfleri ile mu‘arrefe oldukdan sonra meclis-i ma‘kūd-ı mezbûrda, sagīrân-ı mezbûrân Ayşe Kadın ve Mesud Çelebi’nin hayâtlarında vasîleri olan bâ‘is-i hâze’l-kitâb mûmâ-ileyh Abdülkerim Efendi mahzarında ikrâr ve takrîr-i kelâm edip kızım müteveffât-ı mezbûre Ayşe’ye babası merhûm-ı mezbûrun terekesinden ber mûceb-i defter-i kassâm isâbet [155b] eden on beş bin iki yüz kırk dokuz akçe ve defter-i kassâmdan hâric bey‘ olunan yalı bahâsından isâbet eden otuz altı bin akçe ve müteveffâ-yı mezbûr Mesud Çelebi’ye kezâlik babası merhûm-ı mezbûrun terekesinden ber mûceb-i defter-i kassâm isâbet eden otuz bin dört yüz doksan sekiz akçe ve zikr olunan yalı bahâsından isâbet eden yetmiş iki bin akçe min haysi’l-mecmû‘ yüz elli üç bin yedi yüz kırk yedi akçeyi mûmâ-ileyh Cezmi Abdülkerim Efendi bi’l-vesâye ahz u kabz ettiğinden sonra meblağ-ı mezbûrun bin seksen iki senesi Zilhiccesi’nin onuncu gününde sagīrân-ı mezbûrândan her birinin nafaka ve kisveleri için hâkimü’ş-şer‘ tahrîr eylediği hüccet-i şer‘iyye mûcebince takdîr olunan yevmî onar akçeden bin seksen altı senesi Receb’i gurresine gelince üç buçuk senede yirmi beş bin altı yüz akçesini ve sagīrân-ı mezbûrândan her birinin nafaka ve kisveleri için mukaddemâ takdîr olunan yevmî onar akçe kifâyet etmemekle hâkimü’ş-şer‘ bin seksen üç senesi şehri Rebî‘ulevveli’nin on beşinci gününde tahrîr eylediği hüccet-i şer‘iyye mûcebince takdîr olunup zam ve ilhâk olunan yevmî onar akçeden zikr olunan şehri Receb gurresine gelince yirmi üç bin yedi yüz akçesini sagīrân-ı mezbûrânın nafaka ve kisvelerine sarf edip ve sekiz bin akçesini sagīrân-ı mezbûrân ile karındaşları Rukiye Kadın’ın ale’s-seviyye hizmetleri için mallarından izn-i hâkimü’ş-şer‘ ile on iki bin akçeye iştirâ eylediği Gülistan nâm câriye semeninden sagīrân-ı mezbûrân Ayşe Kadın ve Mesud Çelebi’nin zimmetlerine lâzım gelmekle verip ve beynimizde müşterek olan işbu menzilin duvarları münhedim olmağla binâ olunmak lâzım olmağın dokuz bin dört yüz seksen altı akçesini sagīrân-ı mezbûrânın zikr olunan duvarlardan hisselerini binâya sarf edip ve dört bin akçesini dahi sagīrân-ı mezbûrânın a‘yâdda levâzım-ı mühimmelerine sarf edip ve defter-i kassâm tahrîr olundukdan sonra Mehmed Efendi nâm kimesne merhûm-ı mezbûrun üzerine yüz yirmi guruş deyn isbât etmekle dört bin sekiz yüz akçesini deyn-i mezbûrdan sagīrân-ı mezbûrânın üzerine lâzım gelmeğin mezbûr Mehmed Efendi’ye verip ve iki bin dört yüz akçesini dahi sagīrân-ı mezbûrân ve câriye-i mezbûre Gülistan fevt olduklarında techîz ve tekfînlerine sarf ettiğinden sonra mesârif-i mezkûreden bâkī kalan yetmiş beş bin yedi yüz altmış bir akçeden kızım müteveffât-ı mezbûre Ayşe Kadın’ın malı olan on dört bin altı yüz otuz altı akçeden hissem olan dört bin sekiz yüz yetmiş dokuz akçe ve oğlu müteveffâ-yı mezbûr Mesud Çelebi’nin malı olan altmış bir bin yüz yirmi beş akçe ile kızım müteveffât-ı mezbûre Ayşe’den isâbet eden dokuz bin yedi yüz elli sekiz akçe min haysi’l-mecmû‘ oğlum müteveffâ-yı mezbûr Mesud Çelebi’nin malı olan yetmiş bin sekiz yüz seksen üç akçeden hissem olan on bir bin sekiz yüz on akçe, cem‘an kızım müteveffât-ı mezbûre Ayşe Kadın’ın ve oğlum müteveffâ-yı mezbûr Mesud Çelebi’nin mallarından bana isâbet eden on altı bin altı yüz doksan üç akçeyi mûmâ-ileyh Cezmi Abdülkerim Efendi kendi mesârifine sarf ile istihlâk etmekle bundan akdem taleb ve da‘vâ ettiğimde beynimizde nizâ‘-ı küllî vukū‘undan sonra muslihûn tavassut edip mûmâ-ileyh Cezmi Abdülkerim Efendi ile beynimizde yüz esedî guruş üzerine inşâ-i akd-i sulh ettiklerinde ben dahi sulh-ı mezbûru kabûl ve bedel-i sulh olan meblağ-ı mezbûr yüz guruşu mûmâ-ileyh Cezmi Abdülkerim Efendi yedinden ahz u kabz ettiğimden sonra müteveffân-ı mezbûrân Ayşe Kadın ve Mesud Çelebi’nin işbu menzilden [156a] ve Kanlıncak’da olan bağdan hisselerinden mâ‘adâ nukūd ve menkūl ve esâs-ı beyt ve sâir zâhir ve hafî terekelerine müte‘allika âmme-i de‘âvâdan mûmâ-ileyh Cezmi Abdülkerim Efendi’nin zimmetini ibrâ-i âmm-ı kātı‘ü’n-nizâ‘ ile ibrâ ve iskāt eyledim dedikde gıbbe’t-tasdîki’ş-şer‘î ve’t-tahkīki’l-mer‘î husûs-ı mezbûru Mevlânâ-yı mezbûr mahallinde tahrîr ve ma‘an irsâl olunan Mehmed b. Hasan ile meclis-i şer‘a gelip alâ vukū‘ihi inhâ ve tahrîr etmeğin mâ vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu. Fi’l-yevmi’s-sâmin aşer min şehri Rebî‘ilevvel li sene seb‘a ve semânîn ve elf.
Şuhûdü’l-hâl: Fahrü’l-müderrisîn Mehmed Efendi b. İsmail, Zahrü’l-müderrisîn İsmail Efendi birâder-i Avni?, es-Seyyid Mustafa Çelebi b. Ahmed, Halil Efendi b. Abdülkādir, İbrahim Çelebi b. Osman, Cafer Bey b. Mehmed, Veli Çelebi b. Ebûbekir, Ali b. Abdullah, Mehmed b. Ramazan, Ali b. Abdullah ve gayruhüm.
|