İstanbul Mahkemesi 18 Numaralı Sicil (H. 1086-1087/M. 1675-1676) cilt: 18, sayfa: 525 Hüküm no: 565 Orijinal metin no: [159a-1] Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır. Hacdan dönerken Payas’ta vefat eden el-Hâc Abdullah’ın terekesinin vârislerine teslim edildiği Vilâyet-Anadolu’da medîne-i Kütahya ahâlîsinden olup bundan akdem hacc-ı şerîfden gelir iken medîne-i Payas’da fevt olan el-Hâc Abdullah b. ( ) verâseti, zevce-i metrûkesi Fâtıma bt. Bayram ile kebîr[e] kızı Râbia nâm hâtunlara münhasıra olduğu şer‘an mütehakkik oldukdan sonra mezbûretân Fâtıma ve Râbia taraflarından husûs-ı âti’l-beyâna vekîl ve âharı tevkîle me’zûn olduğu nehc-i şer‘î üzre şer‘an sâbit olan mezbûre Fâtıma’nın li ebeveyn karındaşı el-Hâc Ali Ağa nâm kimesne meclis-i şer‘-i şerîfde mahmiye-i İstanbul’da Zeyrek mahallesinde sâkin bâ‘is-i hâze’l-kitâb el-Hâc Mehmed Ağa b. Abdullah nâm kimesne mahzarında bi’l-vekâle ikrâr ve takrîr-i kelâm edip mezbûr el-Hâc Abdullah medîne-i Payas’da vefât ettikde muhallefâtını İbrahim Hanzâde’nin hâzır olan mârrü’z-zikr Payas’da mütevellî olan Abdullah Ağa ahz u kabz etmeğin tereke-i müteveffâ-yı mezbûru merkūm Abdullah Ağa’dan da‘vâ ve taleb ve ahz u kabza ve bana îsâle ve kabz ve îsâl mütevakkıf olduğu umûrun küllîsine tevkîle me’zûn olduğum hasebiyle mukaddemâ merkūm el-Hâc Mehmed Ağa tarafımdan vekîl edip ol dahi mezbûr Abdullah Ağa’nın tereke-i müteveffâ-yı mezbûrdan makbûzu olan bir sîm kılıç ile elli yedi buçuk esedî guruşu bi’l-vekâle mezbûr Abdullah Ağa’dan vekâlet-i mahkiyesi hasebiyle taleb ve da‘vâ ve ahz u kabzetmiş idi hâlâ ber vech-i muharrer makbûzu olan mârrü’z-zikr kılıç ile meblağ-ı mezbûr elli yedi buçuk esedî guruşu mezbûr el-Hâc Mehmed Ağa yedinden ahz u kabz eyledim dedikde gıbbe’t-tasdîki’ş-şer‘î mâ vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu. Fi’l-yevmi’l-ışrîn min şehri Rebî‘ilâhir li sene seb‘a ve semânîn ve elf. Şuhûdü’l-hâl: Mehmed Çelebi b. Abdullah, İbrahim Çelebi b. Hasan, Resûl b. Hasan, Mehmed Efendi b. Mehmed ve gayruhüm mine’l-hâzırûn.