|
İstanbul Mahkemesi 18 Numaralı Sicil (H. 1086-1087/M. 1675-1676) cilt: 18, sayfa: 569 Hüküm no: 621 Orijinal metin no: [178a-2] Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Belkıs bt. Abdullah’ın hür olduğunun tescili
İşbu orta boylu açık kaşlı ala gözlü Macariyyetü’l-asl rıkk-ı sâbıkını mu‘terife bâ‘isetü hâze’l-kitâb Belkıs bt. Abdullah, kendiye vâzı‘atü’l-yed olan Çorbacı kızı demekle ma‘rûfe Fâtıma bt. Mustafa b. Abdullah nâm hâtun tarafından husûs-ı âti’l-beyâna vekîl olduğu zâtını ma‘rifet-i şer‘iyye ile ârifân mahalle-i mezbûre sâkinlerinden Mehmed Efendi b. Yusuf ve Ali b. Mehmed nâm kimesneler şehâdetleriyle şer‘an sâbit olan İsmail b. Mehmed nâm kimesne mahzarında üzerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edip beni müvekkile-i mezbûre Fâtıma ile vâlidesi olup bundan akdem vefât eden Sâliha bt. Abdullah nâm hâtunun ale’l-iştirâki’s-seviy yedlerinde mülkleri ve hakları iken müteveffât-ı mezbûre Sâliha Hâtun hayâtında benden hissesi olan nısf-ı şâyi‘i tahrîr ve i‘tâk edip hattâ fevt olduğundan sonra müvekkile-i mezbûre Fâtıma dahi vâlidesi mezbûre Sâliha benden hissesini tahrîr ve i‘tâk ettiğini ikrâr edip kendi hissesini dahi tahrîr ve i‘tâk edip ben bilâ-si‘âye sâir harâir-i asliyye gibi hürre olmuşken hâlâ müvekkile-i mezbûre Fâtıma beni müstakilleten kendi mülkü olup rakīk olmak üzre bi gayri hakkın bana vaz‘-ı yed eder vekîl-i mezbûra suâl olunup üzerimde müvekkile-i mezbûrenin yed-i mubtılasının kasr ve izâlesine tenbîh olunup sebîlim tahliyye olunmak matlûbumdur dedikde gıbbe’s-suâl ve’l-inkâr mevsûfe-i mezbûreden ber vech-i muharrer hürriyetine beyyine taleb olundukda mahalle-i mezbûre sâkinlerinden Ahmed Bey b. Bayram ve Zülfikār Bey b. Abdullah ve Pîrî Çelebi b. Rıdvan nâm kimesneler li ecli’ş-şehâde mahfil-i şer‘a hâzırûn olup istişhâd olunduklarında fi’l-hakīka müvekkile-i mezbûre Fâtıma mevsûfe-i mezbûre Belkıs vâlidesi müteveffât-ı mezbûre Sâliha ile ale’l-iştirâki’s-seviy mâlikleri olup vâlidesi mezbûre Sâliha mevsûfe-i mezbûreden hissesini tahrîr ve i‘tâk ettiğini bizim huzûrumuzda ikrâr edip ve kendi dahi hissesini tahrîr ve i‘tâk edip mevsûfe-i mezbûr sâir harâir-i asliyye gibi hürre olmuşdu biz bu husûsa bu vech üzre şâhidleriz, şehâdet dahi ederiz deyû her biri edâ-i şehâdet-i şer‘iyye eylediklerinde şâhidûn-ı mezbûrûnun keyfiyyet-i hâllerini istifsâr için küttâb-ı mahkeme-i şerîfeden Mevlânâ Mehmed Efendi b. Nasûh irsâl olunup ol dahi şâhidûn-ı mezbûrûnun sâkin oldukları mârrü’z-zikr Sîmkeş mahallesine varıp ahâlîsinden Hasan Çelebi b. Abdullah ve Mehmed Çelebi b. Osman ve es-Seyyid Mehmed Ağa b. Fethullah ve Hüseyin Bey b. Mustafa ve el-Hâc Mehmed b. Mahmud nâm kimesnelerden mezbûrûnun keyfiyyet-i hâllerini suâl eyledikde her biri adller ve makbûlü’ş-şehâdelerdir bizim aleyhimize dahi şehâdet etseler makbûlümüzdür deyû mezkûrûndan her biri şâhidûn-ı mezbûrûndan her birinin hüsn-i hâllerini haber verdiklerini Mevlânâ-yı mezbûr mahallinde tahrîr ve ma‘an irsâl olunan Durmuş b. Pîr Veli ile mahfil-i şer‘a gelip alâ vukū‘ihi inhâ ve takrîr ettikde, şâhidûn-ı mezbûrûnun şehâdetleri hayyiz-i kabûlde vâki‘ olmağın mûcebince mevsûfe-i mezbûrenin hürriyetine ba‘de’l-hükm üzerinden müvekkile-i mezbûrenin yed-i mubtılasının kasr ve izâlesine vekîl-i mezbûra tenbîh olunup sebîli tahliyye olunmağın mâ vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu. Fi’l-yevmi’r-râbi‘ ve’l-ışrîn min şehri Rebî‘ilâhir li sene seb‘a ve semânîn ve elf.
Şuhûdü’l-hâl: Mehmed Çelebi b. Abdullah, İbrahim Çelebi b. Mehmed, Ömer Beşe b. Osman, Veli b. Mahmud, Mustafa b. Ahmed ve gayruhüm mine’l-hâzırîn.
|