.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 20 Numaralı Sicil (H. 1099-1100 / M. 1688-1689)
cilt: 56, sayfa: 76
Hüküm no: 38
Orijinal metin no: [9a-2]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Pertev Paşa Vakfı’na ait bostanın kiracısı Kiko v. Kirko’nun, bostanın mutasarrıflarından olup varissiz olarak ölen Ali ile ortak olduğu ağaçların mahkeme vasıtasıyla taksimini istemesi

Bahçıvan tâifesinden olup mahmiye-i İstanbul’da Ebulvefa mahallesinde vâki‘ merhûm Pertev Paşa Vakfı’ndan lede’l-ahâlî ve’l-cîrân ma‘lûmü’l-hudûd bostânın müste’ciri olan Kiko v. Kirko nâm zimmî meclis-i şer‘de mahmiye-i mezbûrede Beytülmâl-ı Hâssa emîni olan Nafiz Mehmed Ağa ve vâkıf-ı mezbûrun evlâdından olup mârru’z-zikr bostanın meşrutiyet üzere mutasarrıfları olan Mahmud Bey ve Ali Bey mahzarlarında takrîr-i kelâm ve ta‘bîr ani’l-merâm edip mezbûrân Mahmud Bey ve Ali Bey ve mezbûrânın karındaşları gāib ani’l-meclis Süleyman Bey ve Havvâ Hanım işbu yedimde olan temessükleri nâtık olduğu üzere bostân-ı mezbûru galle şerikim Ali nâm kimesneye bin doksan altı Kasım’ından doksan sekiz Kasım’ına gelince değin seneliği [beş bin] beşer yüz akçeye olmak üzere iki senede cem‘an on bir bin akçeye mezbûr Ali ile bana îcâr ve teslîm biz dahi bostân-ı mezbûr içinde gars etdiğimiz eşcâr-ı müsmire ve gayr-ı müsmire mezbûr Ali ile mülkümüz olmak üzere istîcâr ve kabûl edip hatta târih-i mezkûrda meblağ-ı mezbûru bi’t-tamâm mezbûrûna edâ ve teslîm etdiğimizden sonra şart ve kabûl-ı mezkûra binâen bostân-ı mezbûrun içinde mezbûr Ali ile eşcâr-ı müsmire ve gayr-ı müsmire ale’l-iştirâk gars etdiğimizden sonra mezbûr Ali seneteyn-i mezkûreteyn hulûlünden sonra bilâ-veled fevt olup bostân-ı mezbûr içinde mezbûr Ali ile gars etdiğimiz eşcârın nısfı benim mülküm ve nısfı mezbûrun olmağın mezbûr Ali bilâ-veled fevt olmağla taraf-ı beytülmâla âid ve râci‘ olmağın taraf-ı şer‘den bostân-ı mezbûrun üzerine varılıp keşf ve ta‘dâd olunup mezbûr Ali ile iştirâken gars etdiğimiz eşcârdan benim hissem ifrâz ve müte‘ayyin olmak matlûbumdur deyip husûs-ı mezkûr için fermân-ı şerîf dahi ısdâr etmeğin gıbbe’t-tesâduki’ş-şer‘î taraf-ı şer‘den bu fakīr ve bahçıvan tâifesi üzerlerine ehl-i hibre olan Mustafa b. Mehmed ve zeyl-i kitâbda muharrerü’l-esâmî müslimîn bostân-ı mezkûrun üzerine varılıp bostân-ı mezbûrun içinde ber-vech-i meşrûh mezbûr Kiko ve şerîki müteveffâ-yı mezbûr Ali’nin iştirâken gars etdikleri eşcâr-ı müsmire ve gayr-ı müsmireyi cümlenin muvâcehesinde ta‘dâd olundukda mecmû‘-ı magrûs olan eşcâr yedi yüz elli aded eşcâr-ı müsmire ve gayr-ı müsmire olup üç yüz yetmiş [9b] beş fidânı mezbûr Kiko’nun nısf hissesine ve üç yüz yetmiş beş fidânı taraf-ı beytülmâla âid ve râci‘ olduğu müte‘ayyin olmağın mâ-hüve’l-vâkı‘ bi’t-taleb ketb olundu.

Fi’l-yevmi’l-hâmis aşer min-Zilhicce li-sene tis‘a ve tis‘în ve elf.

Şuhûdü’l-hâl: Mustafa Çelebi b. Mehmed, Haydar b. Hasan, Ebûbekir b. Hüseyin, Mehmed Çelebi b. Halil, el-Hâc Abdullah.