.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 20 Numaralı Sicil (H. 1099-1100 / M. 1688-1689)
cilt: 56, sayfa: 303
Hüküm no: 378
Orijinal metin no: [83a-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Ordunun süvari ihtiyacını karşılamak için her haneden alınması gerekli paranın tahsili

Düstûr-ı mükerrem müşîr-i müfahham nizâmü’l-âlem müdebbir-i umûri’l-cumhûr bi’l-fikri’s-sâkıb mütemmim-i mehâmmi’l-enâm bi’r-re’yi’s-sâib mümehhid-i bünyâni’d-devleti ve’l-ikbâl müşeyyid-i erkânü’l-izze ve’l-iclâl el-mahfûf bi-sünûfi avâtifi’l-meliki’l-a‘lâ Âsitâne-i sa‘âdetimde sadâret-i uzmâ ve vekâlet-i kübrâ kāimmakāmı olan vezîrim Ömer Paşa ve d[efterdâr] olan vüzerâ-yı izâmdan Ali Paşa edâmallâhu te‘âlâ iclâlehümâ ve akzâ kuzâti’l müslimîn evlâ vülâti’l-muvahhidîn ma‘denü’l-fezâ’ili ve’l-yakīn hüccetü’l-hakkı ale’l-halki ecma‘în vârisü ulûmi’l-enbiyâi ve’l-mürselîn el-muhtas bi mezîdi inâyeti’l-meliki’l-Mu‘în Mevlânâ İstanbul kādısı zîdet fezâ’ilihu tevkî‘-i refî‘-i hümâyûn vâsıl olucak ma‘lûm ola ki; bi avnillâhi te‘âlâ ibkā’-ı dîn-i mübîn-i şerî‘at-i mutahhar ve hazret-i Resûlü’s-sakaleyn için bu vakitde mâlen ve dînen efrâd-ı muvahhidîn üzerine farz-ı ayn olmağın Âsitâne-i sa‘âdet karâr ve Üsküdar ve Galata ve Haslar ve karyelerinde sâkin olan ümmet-i Muhammed’den iskāt-ı farîza-i kazâ için bundan akdem irsâl olunan mevkūfât defteri mûcebince beher hâneden üçer nefer süvâri adam ihrâc ve hâneleri olmayan mahallât dahi sâir mahallelere mukâyese ve kezâlik hânlarda ve odalarda sâkin ehl-i islâmdan olan bâzirgân ve üshibücü tâifesinin dahi her dört neferinden bir adam verilmek ve navulcu tâifesi defter olunup bi’n-nefs birer nefer hizmetkârlarıyla gayret-i dîn-i mübîn için ihrâc olunmaları bâbında verilen fetvâ-yı şerîfe mûcebince fermân-ı vâcibü’l-ittibâ‘ımla tenbîh-i hümâyûnum olmuşiken bundan akdem beher hâneden birer neferi iltimâsıyla afv ve tenzîl ve beher hâneden ikişer neferini vech-i meşrûh üzere tedârik ve irsâl[e] müte‘ahhid olmuşiken tekrâr ulemâ-yı izâm ve meşâyih-i kirâm ve vesâir a‘yân nefer ihrâcında küllî usret olmağla beher nefere yüz ellişer guruş cem‘ ve tahsîl ve yarar adam tutulmak üzere istid‘â-yı inâyet eylediklerini arz ve recâ eylediklerini rikâb-ı hümâyûnuma i‘lâm olunmağın imdi bu sefer tevsî‘-i bilâd için <>olmayıp mücerred gayret-i dîniyye ile cümlenin üzerine lâzım-ı emr-i dîn olup nefer ihrâcı hadd-i imkânda olduğu hâlde tehâvün ve tekâsül olunmaya her ne [ki] ilm-i hümâyûnum şâmil olmağın iltimâsları izz-i huzûr-ı fâizü’l-hubûrunda karîn-i kabûl ve vech-i meşrûh üzere cem‘ ve tahsîl ve ahz u kabza memûr olup Âsitâne-i sa‘âdetimde Edirne Defterdârım olan iftihârü’l-ümerâi ve’l-ekâbir Ali dâme ulüvvühûya takrîr eyledikleri üzere teslîm ve teslîmlerinde [mûmâ-]ileyh tarafından sûret-i rûznâmçe verilip gün be gün müctemi‘ olan nukūd başka başka hazîne kılınıp rikâb-ı hümâyûnuma irsâl eyleyesin bu tarafda adamlar tutulup sâir aded ve isti‘mâlleri üzere muhkem mahallerine gönderile husûs-ı merkūm <> ehemm-i mühimmâtdan olmağla inâyet bâbında ve ihmâl ile kat‘â te’hîr olunmayıp bir an ve bir sâ‘at mukaddem itmâma her biri dikkat-i tâm ve ihtimâm-ı marr-ı [mâlâ?] kelâm ile gayret-i dîniyenizi rehber eyleyip ammâ bu bahâne ile kalemiye ve huddâmiye ve harc-ı rûznâmçe vesâir vücûhdan bir vechile bir akçe ve bir habbe alınmamak bâbında hatt-ı hümâyûn-ı şevket-makrûnumla fermân âlîşânım sâdır olmuşdur. Buyurduk ki: ( ) vusûl buldukda bu bâbda sâdır olan fermân-ı celîl-i şânım mûcebince amel edip [83b] ta‘ahhüd edegeldikleri üzere başka başka hazîne bağlayıp rikâb-ı hümâyûnuma irsâl eyleyesin ki ne vech üzere adam tutulup muhkem mahallesine gönderile husûs-ı merkūm ehemm-i mühimmâtdan olup bu vakit sâir mahallere kıyâs olunmamağla inâyetullâhi te‘âlâ ihmâl ve imhâl-i te’hîr olunmak ihtimâli olur ise sonra cevâba kâdir olmayacağınızı mülâhaza edip ana göre bir an ve bir sâ‘at mukaddem itmâm-ı hazîneye bezl ü kudret eyleyesiz ammâ bu bahâne ile kalemiye huddâmiye ve harc-ı rûznâmçe vesâir vücûhdan bir vechile kimesnenin bir akçe ve bir habbesini aldırmayıp mukaddemâ ve hâlâ sâdır olan emr-i şerîfimin mazmûn-ı münîfi ile <> âmil olasız şöyle bilesiz alâmet-i şerîfe i‘timâd kılasız.

Tahrîren fî evâ’ili şehri Muharremi’l-harâm li-sene mi’e ve elf.

Be medîne-i Edirne.