İstanbul Mahkemesi 22 Numaralı Sicil (H. 1107-1108 / M. 1695-1697) cilt: 57, sayfa: 122 Hüküm no: 47 Orijinal metin no: [16a-2] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Mühürdar Mehmed Efendi’nin kardeşi Kara Hasan Ağa b. Oruc’a ait arsaları ve binayı varislere iade etmesi
Mahmiye-i İstanbul’da Na‘llımescid kurbünde İmâm Ali mahallesi sükkânından olup bundan [akdem] vefât eden Kara Hasan Ağa b. Oruc b. Ahmed’in verâseti zevce-i metrûkesi Emine Hatun bt. Abdullah ile vâlidesi Fâtıma Hatun bt. Receb’e ve hîn-i fevtinde sagīr olup hâlâ sinn ve cüssesinin bulûğuna tahammülü olmağla bulûğunu i‘tirâf eden sulbî oğlu Mehmed Çelebi’ye ve sulbiye kızları diğer Emine Hatun ve Rahime ve diğer Fâtıma’ya münhasıra olup kable’l-kısme kızı mezbûre Fâtıma dahi fevt olup verâseti vâlidesi Rukiye Hatun bt. Abdullah ile li-ümmin karındaşı Zeyneb bt. Mustafa b. Abdullah ile ve li-ebeveyn er karındaşı mezbûr Mehmed Çelebi’ye ve li-ebin kız karındaşları mezbûretân diğer Emine ve Rahime’ye münhasıra olup kable’l-kısme mezbûre Zeyneb dahi fevt olup verâseti anası mezbûre Rukiye ile babası mezbûr Mustafa’ya münhasıra olup kable’l-kısme mezbûre Rahime dahi fevt olup verâseti zevci Mustafa b. Ali Ağa nâm sagīr ile vâlidesi Hatice bt. Abdullah’a ve li-ümmin karındaşları Ahmed ve Hasan ibney Hüseyin Çelebi b. Hasan nâm sagīrlere münhasıra olup kable’l-kısme sagīr-i mezbûr Hasan dahi fevt olup verâseti babası mezbûr Hüseyin Çelebi ile vâlidesi mezbûre Hatice’ye münhasıra olup kable’l-kısme sagīr-i mezbûr Ahmed dahi fevt olup verâseti babası mezbûr Hüseyin Çelebi ile vâlidesi merkūme Hatice’ye münhasıra ve tashîh-i meseleleri bi-tarîkı’l-münâsahati’ş-şer‘iye on iki bin dokuz yüz altmış sehimden olup sihâm-ı mezbûreden bin altı yüz yirmi sehimi zevce-i mezbûre Emine Hatun’a ve iki bin yüz altmış sehimi vâlidesi mezbûre Fâtıma Hatun’a [16b] ve dört bin iki yüz seksen dört sehimi oğlu mezbûr Mehmed Çelebi’ye ve iki bin yüz kırk iki sehimi kızı merkūme Emine’ye ve dört yüz seksen sehimi merkūme Rukiye’ye ve iki yüz dört sehimi merkūm Mustafa’ya ve bin yetmiş bir sehimi sagīr-i mezbûr Mustafa b. Ali Ağa’ya ve beş yüz doksan beş sehimi mezbûre Hatice’ye ve dört yüz yetmiş altı sehimi merkūm Hüseyin Çelebi’ye isâbet eylediği şer‘an zâhir ve müte‘ayyen oldukdan sonra mezbûrûn Mehmed Çelebi ve Hüseyin Çelebi ve Mustafa ve sagīr-i mezbûr Mustafa’nın babası ve velîsi merkūm Ali Ağa ve zâtlarını ma‘rifet-i şer‘iye ile ârifân Mustafa Çelebi b. Abdullah ve Abdullah Çelebi b. Abdurrahman ta‘rîfleriyle mu‘arrefât olan mezbûrât Emine ve Fâtıma ve diğer Emine ve Hatice ve Rukiye dîvân-ı hazret-i sadrazamîde ma‘kūd meclis-i şer‘-i şerîf-i âlîde mahmiye-i mezbûrede Avretpazarı kurbünde Hobyâr mahallesinde vâki‘ merhûm Hüseyin Çavuş vakfına evlâdiyet ve meşrûtiyyet üzere bi’l-fi‘il mütevellî olan Mehmed Çelebi b. Himmet ve Haremeyn-i şerîfeyn Evkāfı mülhakātından olan Firdevsî Mustafa Ağa vakfının mütevellîsi olmamağla vakf-ı mezbûra kıbel-i şer‘den mütevellî nasb u ta‘yîn olunan hâlâ Haremeynü’ş-şerîfeyn mütevellîsi el-Hâc Mahmud Ağa b. Hasan ve merhûm Haydar Ağa vakfına bi’l-fi‘il mütevellî olan Mehmed Ağa b. Salih Efendi hazırlar iken müteveffâ-yı mezbûrun li-ebeveyn karındaşı Mühürdâr Mehmed Ağa mahzarında herbiri üzerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edip mahmiye-i mezbûrede Avretpazarı kurbünde Hobyâr mahallesinde vâki‘ bir tarafdan merhûm Kemânkeş Ahmed Paşa menzili ve bir tarafdan Çorbacı Ahmed Ağa menzili ve bir tarafdan mezbûr Mehmed Çelebi b. Himmet tasarrufunda olan menzil ve bir tarafdan tarîk-i âm ile mahdûd hâricen ve dâhilen zikri âtî ebniyeyi müştemil menzilin hâriciyesinde huddâm odaları zahrında deryâ cânibinde vâki‘ tarîk-i âmmdan mezbûr Ahmed Ağa menziline varınca arsa-i hâliye mezbûr Hüseyin Çavuş vakfından olup senede üç yüz akçe mukāta‘ası olmağla arsa-i mezbûreyi vakf-ı mezbûr mütevellîsi işbu mezbûr Mehmed Çelebi üç yüz guruş mu‘accele ve ber-vech-i muharrer senede üç yüz akçe mukāta‘a ile taraf-ı vakfdan mûrisimiz müteveffâ-yı mezbûr Kara Hasan Ağa’ya îcâr ve teslîm ol dahi ( ) istîcâr ve tesellüm ve mu‘accele-i mezbûreyi kendi mâlından mütevellî-i mezbûra def‘ ve teslîm eyledikden sonra hâriciye-i mezbûrenin mûmâ-ileyh Kemânkeş Ahmed Paşa menzilinden merkūm Hüseyin Çavuş vakfından olan arsaya ve tarîk-i âmmdan dâhiliyenin harem kapısına varınca arsa-i kebîre merhûm-ı mezbûr Firdevsî Mustafa Ağa vakfından icâre-i mu‘accele ve beher yevm otuz akçe müeccele ile sâbıkā Ayasofya mütevellîsi merhûm İsmail Efendi b. Hasan’ın taht-ı tasarrufunda iken bin doksan yedi senesi Saferü’l-hayr’ında mezbûr İsmail Efendi fevt olmağla arsa-i mezbûre intikāl-i âdî ile sulbî oğlu Süleyman Çelebi’ye intikāl etmekle mezbûr Süleyman Çelebi dahi bin doksan dokuz senesi Cumâdelûlâ’sında arsa-i müntakile-i mezbûreyi ol târihde vakf-ı mezbûra mütevellî bulunan Receb Çelebi’nin izn [ve] ma‘rifetiyle bin guruş bedel mukābelesinde mûrisimiz müteveffâ-yı mezbûr Kara Hasan Ağa’ya ferâğ ve tefvîz ol dahi tefevvüz ve kabûl ve bedel-i ferâğ olan meblağ-ı merkūm bin guruşu kendi mâlından mezbûr Süleyman Çelebi’ye def‘ ve teslîm ol dahi ahz u kabz eyledikden sonra menzil-i merkūmun hâlâ dâhiliyesi olup mûmâ-ileyh Kemânkeş Ahmed Paşa menzilinden mezbûr Hüseyin Çavuş vakfı olan arsaya ve harem kapısından mezbûr Çorbacı Ahmed Ağa menziline varınca arsa-i kebîre merhûm-ı mezbûr Haydar Ağa vakfından icâre-i mu‘accele ve beher mâh kezâlik otuz akçe müeccel ile merhûm Ser‘asker İbrahim Paşazâde Mehmed Bey’in taht-ı tasarrufunda ve üzerinde mevcûd köhne ebniye ve eşcâr ve envâ‘-ı şükûfesi silk-i mülkünde münselik olmağla mûmâ-ileyh Mehmed Bey bin doksan sekiz senesi şehr-i Rebî‘ülâhir’inin yirminci günü enkāz-ı mezbûreyi dört yüz guruşa mûrisimiz mezbûr Hasan Ağa’ya bey‘ ve arsa-i merkūmeyi vakf-ı mezbûr mütevellîsi İbrahim Çelebi’nin izn ve ma‘rifeti ile beş yüz guruş bedel mukābelesinde ferâğ ve tefvîz ol dahi iştirâ ve tesellüm ve tefevvüz ve kabûl edip semen-i mezbûr ile bedel-i merkūm dokuz yüz guruşu kendi mâlından mûmâ-ileyh Mehmed Bey’e def‘ ve teslîm eyledikden sonra bâlâda zikrolunduğu vech üzere evkāf-ı mezbûreden olan üç kıt‘a arsayı birbirine ilhâk ve kendi mâlıyla nefsi’çün mülkü olmak üzere zikrolunan Firdevsî Mustafa Ağa vakfından olan arsa üzerine bir zîr-i zemîn mahzen ve bir ahır-ı kebîr ve üzerine beş kıt‘a harem odaları ve bir kenîf ve bir arpa anbârı ve bir külhan ve üzerlerine üç kıt‘a kebîr oda ve bir sofa ve dehlizi hâriciye olmak üzere ve mârrü’z-zikr Haydar Ağa vakfından olan arsa üzerinde beş bâb fevkānî oda ve bir sofa ve matbah ve bir hamam ve bir câmekân odası ve bir kebîr musluğu dâhiliye olmak üzere binâ ve ihdâs etmekle mecmû‘u bir kebîr menzil olup mûrisimiz merkūm Kara Hasan Ağa’nın ebniye-i mezbûre silk-i mülkünde münselik ve arsası evkāf-ı mezbûreden taht-ı tasarrufunda iken mezbûr Hasan Ağa fevt olup ebniye-i mezkûre bi’l-irsi’ş-şer‘î verese-i mezbûrûna isâbet ve arsa-i mezkûrlar evlâdı merkūmûna intikāl-i âdî ile intikāl etmiş iken mezbûr Mühürdâr Mehmed Ağa mârrü’z-zikr Firdevsî Mustafa Ağa vakfından olan arsa-i mezbûreyi merkūm Hasan Ağa’nın haber ve âgâhı yoğiken ba‘de’t-ta‘arruz kendiye ferâğ ve tefvîz etmek üzere hilâf vâki‘ vakf temessüğünün kenarına tezvîr ile tahrîr etdirip ve mârrü’l-beyân Haydar Ağa vakfından olan arsa-i mezbûreyi enkāz-ı mezkûresiyle mûmâ-ileyh Mehmed Bey’den bizzât kendi [17a] tefevvüz ve iştirâ etmek üzere kezâlik mütevellî temessüğünün kenarına kendi hattı ile tezvîren tahrîr etmekle menzil-i mezbûrun ebniye ve arsasına bi-gayr-ı hakkın fuzûlen vaz‘-ı yed eder suâl olunup bize teslîm ve mezbûrun kasr-ı yedine tenbîh olunmak matlûbumuzdur dediklerinde gıbbe’s-suâl mezbûr Mühürdâr Mehmed Ağa cevâbında karındaşım müteveffâ-yı mezbûr Kara Hasan Ağa hâl-i hayatında menzil-i mahdûd-ı mezbûrda vâki‘ evvelen zikrolunan Hüseyin Çavuş vafkından olan arsa-i mezbûreyi mütevellîsi mezkûr Mehmed Çelebi’den üç yüz guruş mu‘accele ve beher sene üç yüz akçe mukāta‘a ile istîcâr ve teslîm ve mu‘accele-i mezbûreyi kendi mâlından def‘ ve teslîm eyledikden sonra sâniyen zikrolunan Firdevsî Mustafa Ağa vakfından olan arsa-i merkūmeyi mutasarrıfı mezbûr Süleyman Çelebi’den bin guruş bedel mukābelesinde ber-vech-i muharrer tefevvüz ve kabûl ve mu‘accele-i mezbûreyi yine kendi mâlından def‘ ve teslîm eyledikden sonra sâlisen zikrolunan Haydar Ağa vakfından olan arsa-i merkūme üzerinde vâki‘ enkāz-ı mezbûreyi mûmâ-ileyh Mehmed Bey’den dört yüz guruşa iştirâ ve arsasını beş yüz guruş bedel mukābelesinde bâ-izn-i mütevellî tefevvüz ve kabûl ve semen-i mezbûr ile bedel-i mezkûr cem‘an dokuz yüz guruşu kezâlik kendi mâlından mûmâ-ileyh Mehmed Bey’e def‘ ve teslîm eyledikden sonra zikrolunan üç kıt‘a arsaları birbirine ilhâk ve kendi mâlıyla nefsi’çün mülkü olmak üzere hâlâ mevcûd olan ebniye-i mezbûreyi binâ ve ihdâs eyledikden sonra menzil-i mahdûd-ı mezbûrun ebniye ve arsalarını bana hîbe ve temlîk edip ben dahi ittihâb ve kabûl ve temellük etmekle menzil-i mezbûrun ebniye ve arsaları mülk-i mevhûbum olmağla vaz‘-ı yed ederim deyü da‘vâ-yı def‘a mütesâddî olup lâkin zikrolunan arsalar vech-i mübeyyen üzere vakf olup ve ebniye-i mezbûre vakf arsalar ile meşgūl olmağla hîbe-i mezkûre şer‘an sahîha ve mu‘tebere olmamağla mezbûr Mühürdâr Mehmed Ağa’nın vakfı sahîh olmamağın mûcebiyle menzil-i mezbûrun ebniye ve arsalarından kasr-ı yed ve verese-i mezbûrûna redd ü teslîme mezbûr Mühürdâr Mehmed Ağa’ya tenbîh olunup mâ hüve’l-vâki‘ bi’t-taleb ketb olundu.
Fi’l-yevmi’l-âşir min-şehri Recebi’l-ferd li-sene seb‘a ve mie ve elf.
Şuhûdü’l-hâl: Umdetü erbâbü’t-tahrîr ve’l-kalem Mustafa Efendi Tezkire-i evvel, zübdetü ashâbi’t-tastîr ve’r-rakām Mehmed Efendi Tezkire-i sânî, fahrü’l-emâcid ve’l-a‘yân Yusuf Bey Ser-çavuşân, fahrü’l-a‘yân ve’l-ekfâ Muhzır el-Hâc Mehmed Ağa, fahrü’l-akrân Odabaşı Mustafa Ağa, umdetü’l-müderrisîn es-Seyyid İbrahim Efendi Uşakīzâde, fahrü’l-kuzât Receb Efendi nâib-i Kapan, Sunullah Efendi b. Mehmed İmâm-ı mahalle-i mezbûre, Hüseyin Efendi İmâm-ı ağa-yı yeniçeriyân hâlâ, Hüseyin Çavuş b. Halil el-Mübâşir, Abdüsselam Ağa sâkin-i menzil-i mezbûre, Ali Bey b. Mehmed sâkin-i menzil-i mezbûre, Mehmed Bey b. Abdullah, Osman b. Yusuf, Hamza Halîfe b. Mahmud el-müezzin, el-Hâc Muslu b. Mahmud, Yusuf Çelebi b. Abdullah, Şahin b. Abdullah, Yusuf b. Abdullah, Osman [b.] Yusuf ve gayruhum.
|