İstanbul Mahkemesi 22 Numaralı Sicil (H. 1107-1108 / M. 1695-1697) cilt: 57, sayfa: 131 Hüküm no: 54 Orijinal metin no: [18b-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Sonisa’nın Hattatî köyünden İbrahim Ağa b. Ali’nin satın aldığı Çalkara Çiftliği’ne el koyduğu iddiasıyla Seyyid Hüseyin Bey b. Ali Bey’e açtığı davada haksız bulunduğu
Fi’l-asl vilâyet-i Anadolu’da Sivas sancağında Sonisa kazâsına tâbi‘ Hattâtî nâm karye ahâlîsinden olup hâlâ mahmiye-i İstanbul’da Ahırkapı kurbünde müsâfiren sâkin İbrahim Ağa b. Ali meclis-i şer‘-i şerîf-i enverde fi’l-asl Canik sancağında nefs-i İrak kasabası ahâlîsinden olup <> hâlâ mahrûse-i Galata’ya tâbi‘ kasaba-i Beşiktaş’da müsâfiren sâkin işbu râfi‘u’l-kitâb es-Seyyid Hüseyin Bey b. Ali Bey mahzarında üzerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edip zikrolunan Canik sancağında vâki‘ nefs-i kasaba-i Samsun sâkinlerinden fahrü’l-a‘yân Osman Paşazâde Mehmed Bey nâm kimesne silk-i mülkünde münselik olup nısfı Taşâbâd kazâsında ve nısfı zikrolunan İrak kazâsında vâki‘ bize intimâ ile tahdîd ve tavsîfden müstağnî Çalkara çiftliği demekle ma‘rûf çiftliğimiz içinde olan büyût-ı adîde ve anbâr ve samanhâne ve beş re’s camus öküzü ve beş re’s camus ineği ve bir re’s camus düğesi ve iki re’s kara sığır ineği ve bir re’s himâr ve bi’l-cümle âlât-ı <> zirâ‘ati ile bi-safkatin vâhidetin târih-i kitâb senesi Saferü’l-hayr’ının dokuzuncu günü nakd beş yüz guruş ile her keyl nısf guruş kıymetli yüz altmış keyl buğdaya bana bey‘ ve teslîm ben dahi iştirâ ve kabûl ve tesellüm ve def‘-i semen-i mezbûr edip zikrolunan çiftlik içinde olan devâbb-ı mevâşî ve âlât-ı zirâ‘ati ile benim mülk-i müşterâm olmuş iken mezbûr es-Seyyid Hüseyin Bey zikrolunan çiftliğe bi-gayr-ı hakkın vâzı‘u’l-yed olmağın hâlâ suâl olunup mârrü’z-zikr çiftlikden kasr-ı yed ve bana teslîme mezbûr es-Seyyid Hüseyin Bey’e tenbîh olunmak matlûbumdur dedikde gıbbe’s-suâl mezbûr es-Seyyid Hüseyin Bey cevâbında hîn-i bey‘de zikrolunan çiftlik semen-i misli bin guruş iken beş yüz guruşdur ziyâdeye tahammülü yokdur deyü müdde‘î-i mezbûr İbrahim Ağa bâyi‘-i merkūm Mehmed Bey takrîr etmekle mezbûr Mehmed Bey dahi zikrolunan çiftlik ber-vech-i muharrer müdde‘î-i mezbûra beş yüz guruş ile yüz altmış [keyl] buğdaya mağrûran bey‘ ve teslîm eylediğinden sonra sene-i mezbûre şehr-i Rebî‘ülevvel’i evâilinde mezbûr Mehmed Bey’in vekîl-i şer‘îsi olan Dilaver Ağa b. Abdullah İrak kadısı olan Mehmed Efendi huzûrunda akd-i merkūm vech-i meşrûh üzere tağrîr ve gabn-i fâhiş ile olmuşidi deyü zikrolunan çiftliği müdde‘î-i mezbûr İbrahim Ağa’dan bi’l-vekâle taleb ve da‘vâ ve müdde‘âsını [12a] Taşâbâd kazâsına tâbi‘ Hacıpazarı nâm karyeden Osman Bey b. Mehmed ve Karayaka kazâsına tâbi‘ Ziğdi nâm karyeden es-Seyyid Mehmed Çelebi, es-Seyyid Mustafa Çelebi ibney Hasan Bey şehâdetleriyle mezbûr İbrahim Ağa muvâcehesinde şer‘an isbât etmekle mûmâ-ileyh Mehmed Efendi dahi bey‘-ı mezbûrun feshine şer‘an hükmedip işbu hüccet-i şer‘iyeyi tahrîr eylediklerinden sonra merkūm Osman Paşazâde Mehmed Bey zikrolunan çiftliği müdde‘î-i mezbûrdan ba‘de’l-ahz nakd yedi yüz guruş ile iki yüz yirmi guruş kıymetli bir re’s at ve her keyli nısf guruş kıymetli yüz altmış keyl buğdaya bana bey‘ ve temlîk ve mahâllinde teslîm edip ben dahi iştirâ ve kabûl ve temellük ve tesellüm ve def‘-i semen-i mezbûr edip zikrolunan çiftlik ol vechile mülk-i müşterâm olmağla vaz‘-ı yed ederim deyü da‘vâyı def‘ ve mûmâ[-ileyh] İrak kadısı Mehmed Efendi’nin imzâsıyla mümzât ve hatmiyle mahtûme ve târih-i mezkûre ile müverraha ve mazmûnu min-külli’l-vücûh takrîr-i meşrûhuna muvâfık hüccet-i şer‘iye ibrâz edicek gıbbe’l-istintâk ve’l-inkâr mezbûr es-Seyyid Hüseyin Bey’den mazmûn-ı hüccet-i mezkûreyi mübeyyene beyyine taleb olundukda udûl-i Müslimînden ve fi’l-asl kasaba-i İrak ahâlîsinden olup hâlâ mahmiye-i İstanbul’da Ahırkapı kurbünde müsâfiren sâkin zeyl-i hüccet-i mezkûrede isimleri mastûr olan şühûddan es-Seyyid Ali Bey b. Ahmed Bey ve Hüseyin Çelebi b. Ömer nâm kimesneler li-ecli’ş-şehâde meclis-i şer‘a hâzırân olup isre’l-istişhâd fi’l-hakīka târih-i kitâb senesi şehri Rebî‘ülevvel’i evâilinde mûmâ-ileyh Osman Paşazâde Mehmed Bey tarafından vekîl-i şer‘îsi olan Dilaver Ağa b. Abdullah İrak kadısı olan mûmâ-ileyh Mehmed Efendi huzûrunda hîn-i bey‘de zikrolunan çiftliğin semen-i misli bin guruş iken ancak beş yüz guruşdur ziyâdeye tahammülü yokdur deyü mezbûr İbrahim Ağa müvekkilim mezbûr Mehmed Bey takrîr etmekle mezbûr Mehmed Bey dahi zikrolunan çiftliği ber-vech-i muharrer mezbûr İbrahim Ağa’ya beş yüz guruş ile yüz altmış keyl buğdaya mağrûran bey‘ etmeğin bey‘-ı mezkûr ber-vech-i meşrûh ta‘zîr ve gabn-i fâhiş ile olmuşidi deyü mârrü’z-zikr çiftliği müdde‘î-i mezbûr İbrahim Ağa’dan bi’l-vekâle taleb ve da‘vâ müdde‘âsını Taşâbâd kazâsına tâbi‘ Hacıpazarı nâm karyeden Osman Bey b. Mahmud ve Karayaka kazâsına tâbi‘ Ziğdi nâm karyeden es-Seyyid Mehmed Çelebi, es-Seyyid Mustafa Ali ibney Hasan Bey nâm kimesneler şehâdetleriyle müdde‘î-i mezbûr İbrahim Ağa muvâcehesinde şer‘an isbât etmekle mûmâ-ileyh Mehmed Efendi dahi bey‘-ı mezkûrun feshine bizim huzûrumuzda şer‘an hükmedip işbu hüccet-i mezkûreyi tahrîr etmişidi. Mezbûr Mehmed Bey dahi zikrolunan çiftliği müdde‘î-i mezbûrdan hükm-i hâkim ile ba‘de’l-ahz nakd yedi yüz guruş ile iki yüz yirmi guruş kıymetli bir re’s at ve her keyli nısf guruş kıymetli yüz altmış keyl buğdaya işbu mezbûr es-Seyyid Hüseyin Bey’e kezâlik huzûrumuzda bey‘ ve temlîk ve mahâllinde teslîm ol dahi iştirâ ve kabûl ve temellük ve tesellüm ve def‘-i semen-i mezbûr etmişidi biz bu husûsa bu vech üzere şâhidleriz şehâdet dahi ederiz deyü edâ-i şehâdet-i şer‘iye eylediklerinde ba‘de’t-ta‘dîl ve’t-tezkiye şehâdetleri makbûle olmağın mûcebiyle müdde‘î-i mezbûr İbrahim Ağa bî-vech mu‘ârazadan men‘ olunup <> mâ vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu.
Fi’l-yevmi’s-sâmin ve’l-ışrîn min-Cumâdelâhire li-sene seb‘a ve mie ve elf.
Şuhûdü’l-hâl: es-Seyyid Mehmed Efendi b. ( ), eş-Şeyh Abdullah Efendi et-Tokadî, es-Seyyid İshak Çelebi b. Mustafa, es-Seyyid el-Hâc Mehmed b. es-Seyyid el-Hâc Ömer, Ali Beşe Çukadâr, el-Hâc Mustafa b. Ahmed, İbrahim Çelebi b. Ahmed, Mustafa b. Şaban, Receb b. Osman.
|