|
İstanbul Mahkemesi 22 Numaralı Sicil (H. 1107-1108 / M. 1695-1697) cilt: 57, sayfa: 171 Hüküm no: 88 Orijinal metin no: [29b-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
İbrahim Çelebi b. Mustafa Çelebi’nin tereke hissesini zapt ettiği iddiasıyla Hasan b. Mustafa’ya açtığı davanın daha önce bu meselinin görüldüğünden reddedildiği
Yevm-i ahad fî 7 min-Şa‘bâni’l-mu‘azzam li-sene 1107
Mahmiye-i İstanbul’da Altımermer kurbünde Kâtib Muslihiddin mahallesi sâkinelerinden iken bundan akdem vefât eden Şâkire bt. Abdullah nâm hatunun verâseti zevc-i metrûkü el-Hâc Hasan b. Mustafa nâm kimesne ile sadrî oğlu müteveffâ İsmail’in oğlu Mustafa Çelebi’ye münhasıra olup ba‘dehû mezbûr Mustafa Çelebi dahi fevt olup verâseti hîn-i fevtinde sagīr olup hâlâ kebîr olan sulbî oğlu İbrahim Çelebi’ye münhasıra olduğu şer‘an zâhir ve müte‘ayyen oldukdan sonra mezbûr İbrahim Çelebi meclis-i şer‘-i şerîf-i enverde işbu râfi‘u’l-kitâb mezbûr el-Hâc Hasan mahzarında üzerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edip müteveffât-ı mezbûre Şâkire’nin terekesinden dört çift müsta‘mel Bursa yastığı ve iki çift yan keçesi ve bir sagīr orta keçesi ve dört yemenî yastık ve iki köhne yastık ve bir münakkaş kırmızı atlas yorgan ve bir ...? yorgan ve bir kaliçe seccâde ve üç beledî döşek ve bir beyâz tiftik kebe ve bir kumaş yorgan ve bir yemenî <> perde ve iki yemenî yorgan ve bir çatma yorgan ve on yedi top çenber ve iki beyâz çârşeb ve iki cedîd gömlek ve bir münakkaş uçkur ve iki münakkaş dülbend örtüsü ve iki boğça ve sekiz minder gılâfı ve dört şerbet kazganı ve dört tancere ve iki leğen ve iki kazgan ve iki kefçe ve dört sahan ve bir baklava tepsisi ve bir sacayağı ve mahalle-i mezbûrede vâki‘ iki tarafdan babam Mustafa Çelebi mülkü ve bir tarafdan yine mezbûr el-Hâc Hasan mülkü ve bir tarafdan tarîk-i hâs ile mahdûd büyût-ı adîdeyi müştemil mülk menziline ve müteveffât-ı mezbûre Şâkire’ye rıkkını mu‘terife olan açık kaşlı elâ gözlü orta boylu Macariyyetü’l-asl Şahbaz bt. Abdullah nâm <> câriye-i memlûkesine mezbûr el-Hâc Hasan vâzı‘u’l-yed oldukdan sonra babam mezbûr Mustafa Çelebi zikrolunan eşyâ ve menzil ve câriyeden nısf hissesini kable’l-ahz fevt olup <> ırsen bana isâbet edip lâkin ben sagīr bulunmağla da‘vâ ve ahza kādir olamayıp mezbûrun yedinde kalmışidi. Hâlâ âkıl ve bâliğ ve reşîd olup umûrumu vasî görmekden müstağnî olmağla emlâk-ı mezbûreden ve hisse-i şer‘iyemi mezbûrdan taleb eylediğimde bana teslîmden imtinâ‘ eder suâl olunup a‘yânı mevcûd ise a‘yânından değil ise kıymet-i şer‘iyelerinden bana isâbet eden hisse-i şer‘iyemi teslîme mezbûr el-Hâc Hasan’a tenbîh olunmak matlûbumdur dedikde gıbbe’s-suâl mezbûr el-Hâc Hasan cevâbında müteveffât-ı mezbûre Şâkire Hatun bin yetmiş beş senesi Cumâdelâhire’sinin on beşinci günü hâl-i hayatına eşyâ-yı muharrere-i mezkûrenin mecmû‘unu bi-safkatin vâhidetin on beş bin akçeye ve menzil-i mahdûd-ı mezkûru kırk bin akçeye ve câriye-i mezbûreyi seksen guruşa bana bey‘ ve temlîk ve teslîm ben dahi iştirâ ve temellük ve tesellüm edip semenleri olan cem‘an elli beş bin akçe ile seksen guruşu hîbetü’d-deyn mimmen aleyhi’d-deyn sahîhati misdâkınca bana hîbe ve temlîk ben dahi meclis-i hîbede ittihâb ve kabûl <> ve temellük edip hatta târih-i mezbûrda kassâmü’l-askerî olan Mehmed Nâlî Efendi tarafından husûs-ı mezbûru tahrîre me’zûn olan Halil Efendi b. İbrahim’in menzil-i mezbûrda udûl-i Müslimîn mahzarlarında akd eylediği meclis-i şer‘de mezbûre Şâkire bâlâda tafsîl olunan bey‘ ve hîbesini ikrâr u i‘tirâf edip işbu hüccet-i şer‘iye tahrîr olundukdan sonra mezbûre Şâkire fevt olup verâseti benimle müdde‘î-i mezbûrun babası merkūm Mustafa Çelebi’ye isâbet eylediğine mezbûr Mustafa Çelebi bin doksan bir senesi Şevvali’l-mükerrem’inin altıncı günü Davudpaşa Mahkemesi’nde nâibü’ş-şer‘i’ş-şerîf olup hâlâ Mekke-i Mükerreme kadısı olan umdetü’l-mevâliyyi’l-izâm fazîletlü Ali Efendi huzûrunda mezbûrenin ber-vech-i muharrer bey‘ ve hîbesini münkir olup eşyâ-i mezbûre ve menzil-i merkūm ve câriye-i mezbûreden ve müteveffâ-yı mezbûreden mukaddem fevt olmağla terekesine mezbûre Şâkire vâzı‘atü’l-yed olduğu vâlidesi mu‘takası Gülistan’ın terekesinden ve mezbûre Şâkire’nin kalîl ü kesîr ve celîl ü hakīr terekesinden kendiye isâbet eden hisse-i şer‘iyesini ba‘de’d-da‘vâ ve’l-münâza‘a dört yüz on iki guruş üzerine benimle akd-i müsâlaha olundukda merkūm Mustafa Çelebi dahi sulh-ı mezbûru kabûl ve bedel-i sulh-ı mezbûr dört yüz on iki guruşu yedimden ahz u kabz edip cümlesi mezbûre [30a] Şâkire’nin ve merkūme Gülistan’ın kalîl ü kesîr ve celîl ü hakīr ve bi’l-cümle ism-i mâl ıtlâk olunur terekelerinden kendi hissesine müte‘allika âmme-i de‘âvî ve mutâlebât ve eymân ve muhâsamâtdan benim zimmetimi ibrâ-i âmm-ı kātı‘ü’n-nizâ‘la ibrâ ve ıskāt edip işbu hüccet-i uhrâ dahi tahrîr olunmuşidi deyü da‘vâ-yı def‘ ve mûmâ-ileyh Ali Efendi’nin imzâ ve hatmini hâviye ve mazmûnu min-külli’l-vücûh takrîr-i meşrûhuna mutâbık hüccet-i şer‘iye ibrâz edicek gıbbe’l-istintâk ve’l-inkâr mezbûr el-Hâc Hasan’dan def‘-i mezbûruna mübeyyene beyyine taleb olundukda udûl-i Müslimînden ve mahalle-i mezbûre sükkânından olup zeyl-i hüccet-i mezbûrede isimleri mastûr olan şühûddan İbrahim Çelebi b. Muslu ve Kayyûm İbrahim Halîfe b. Mustafa ve Halil Çelebi b. İbrahim ve Ahmed Çelebi b. Abdullah ve Zeynelabidin Çelebi b. Mehmed ve Hüseyin Çelebi b. Mehmed ve Mustafa Çelebi b. Ali nâm kimesneler li-ecli’ş-şehâde meclis-i şer‘a hâzırûn olup isre’l-istişhâd fi’l-hakīka bin doksan bir senesi Şevvali’l-mükerrem’inin altıncı günü Davudpaşa Mahkemesi’nde nâibü’ş-şer‘i’ş-şerîf olan mûmâ-ileyh Ali Efendi huzûrunda müdde‘î-i mezbûrun babası merkūm Mustafa Çelebi b. İsmail ceddesi mezbûre Şâkire bt. Abdullah’ın ber-vech-i muharrer bey‘ ve hîbesini münkir olup zikrolunan eşyâ ve menzil ve câriyeden ve merkūme Gülistan’ın terekesinden ve mezbûre Şâkire’nin kalîl ü kesîr ve celîl ü hakīr terekesinden kendiye isâbet eden hisse-i şer‘iyesini ba‘de’d-da‘vâ ve’l-münâza‘a dört yüz on iki guruş üzerine işbu mezbûr el-Hâc Hasan ile akd-i müsâlaha olundukda ol dahi sulh-ı mezbûru kabûl ve bedel-i sulh-ı mezbûr dört yüz on iki guruşu yedinden ahz u kabz edip merkūme Şâkire’nin ve mezbûre Gülistan’ın kalîl ü kesîr ve celîl ü hakīr ve bi’l-cümle ism-i mâl ıtlâk olunur terekelerinden kendi hissesine müte‘allika âmme-i de‘âvî ve mutâlebât ve eymân ve muhâsamâtdan işbu mezbûr el-Hâc Hasan’ın zimmetini ibrâ-i âmm-ı kātı‘ü’n-nizâ‘la bizim huzûrumuzda ibrâ ve ıskāt edip işbu hüccet-i şer‘iye tahrîr olunmuşidi biz bu husûsa bu vech üzere şâhidleriz şehâdet dahi ederiz deyü herbiri edâ-i şehâdet-i şer‘iye eylediklerinde gıbbe’t-ta‘dîl ve’t-tezkiye şehâdetleri makbûle olmağın mûcebiyle müdde‘î-i mezbûr İbrahim Çelebi bî-vech mu‘ârazadan men‘ olunup mâ hüve’l-vâki‘ bi’t-taleb ketb olundu.
Fi’l-yevmi’l-ışrîn min-şehri Recebi’l-ferd li-sene seb‘a ve mie ve elf.
Şuhûdü’l-hâl: Mehmed Çelebi b. Mustafa, Mahmud Efendi b. Osman el-imâm, Osman Beşe b. Süleyman el-Mübâşir, İbrahim Çelebi b. Ahmed, Mustafa b. Şaban, Mehmed Çelebi b. Ahmed.
|