.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 22 Numaralı Sicil (H. 1107-1108 / M. 1695-1697)
cilt: 57, sayfa: 175
Hüküm no: 90
Orijinal metin no: [30b-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Hasan Ağa b. Ebubekir’in pirinç bedelinden alacaklısı olduğu Şahin b. Abdullah’la sulh oldukları

Mahmiye-i İstanbul’da Na‘llımescid mahallesinde sâkin Hasan Ağa b. Ebûbekir meclis-i şer‘-i şerîf-i enverde kendinin mu‘takı Şahin b. Abdullah mahzarında ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm edip bin doksan sekiz senesi Mart’ı ibtidâsından bin yüz beş senesi Mart’ına gelince Rumeli’nde vâki‘ Drama kasabasında mîrî çeltik mukāta‘ası taht-ı iltizâmımda olmağla sinîn-i mezbûrede Pürsiçan nâm karye[de] der-mahzen olan pirinç her keyli on birer vakıyye olmak üzere narh-ı cârî üzere ne mikdâr pirinç bey‘ olunursa her keyl başına ikişer akçe ve birer vakıyye pirinç ücret vermek üzere kavl ve tarafımdan mezbûr Şahin’i ber-vech-i muharrer mahzenci nasb u ta‘yîn ol dahi ber-vech-i muharrer kabûl etdiğinden sonra zikrolunan mahzende mevcûd pirinçten bir defa her on vakıyyesi bir kîle olmak üzere yetmiş ikişer sağ akçeye üç bin yedi yüz elli altı keyl pirinç âhara bey‘ edip ve yine üç yüz on bir keyl her keyli kırk ikişer akçeye üç yüz kırk bir keyl her keyli seksen ikişer akçeye ve dört bin altı yüz buçuk keyl her keyli altmış ikişer akçeye olmak üzere bey‘ edip ve yine iki defada her keyli seksen ikişer akçeye olmak üzere dört bin üç yüz yetmiş keyl pirinç bey‘ edip ve yine her keyli yetmiş ikişer akçeye iki bin üç yüz elli keyl pirinç ve yine her keyli altmış ikişer akçeye sekiz yüz otuz beş keyl pirinç ki cem‘an on yedi bin beş yüz altmış üç buçuk keyl pirinç bey‘ etdiğinden sonra semenleri olan min-haysü’l-mecmû‘ on bir yük yetmiş beş bin üç yüz kırk yedi akçeyi ahz u kabz etdiğinden sonra beynimizde muhâsebe gördüğümüzde ber-vech-i muharrer ücreti için her keyli başına ikişer akçeden otuz üç bin üç yüz doksan akçe ve yine her keyl başına birer vakıyye pirinç ki cem‘an bin altı yüz elli dört buçuk keyl pirinç kendiye teslîm edip ve beynimizde ma‘lûm mesârif için dahi elli bin altı yüz doksan sekiz akçesi ihrâc olundukdan sonra yedinde olan meblağ-ı bâkī-i mezbûrdan bana dokuz yük elli dört bin dört yüz yetmiş akçesini teslîm edip bâkī bir yük otuz yedi bin seksen dokuz akçe kalıp meblağ-ı mezbûru dahi mezbûr Şahin’den bundan akdem taleb ve da‘vâ etdiğimde kendi mesârifine sarfla istihlâk etmekle meblağ-ı mezbûr bir yük otuz yedi bin seksen dokuz akçe bana zimmetinde edâsı lâzım deyni olduğunu huzûr-ı Müslimînde ikrâr u i‘tirâf etdiğinden sonra muslihûn tavassut edip müdde‘âm olan meblağ-ı mezbûrdan mezbûr Şahin benim ile altmış bin sağ akçe üzerine sulh oldukda ben dahi sulh-ı mezbûru kabûl [ve] deyn-i ziyâde müdde‘âm olan meblağ-ı mezbûra müte‘allika âmme-i da‘vâdan mezbûr Şahin’in zimmetini ibrâ-i âmm-ı kātı‘ü’n-nizâ‘la ibrâ edip ve mezbûr Şahin dahi beynimizde ma‘lûm ziyâde ücret da‘vâsına müte‘allika âmme-i da‘vâdan benim zimmetimi ibrâ-i âmm-ı kātı‘ü’n-nizâ‘la ibrâ ve ıskāt etdiğinden sonra bedel-i sulh olan meblağ-ı mezbûr altmış bin akçeyi mezbûr Şahin ucâleten edâya iktidârı olmayıp tecîl ve taksîte tâlib olduğunda ben dahi meblağ-ı mezbûru târih-i kitâbdan elli ay tamamına değin bana edâ ve teslîm etmek üzere tecîl etdiğimde ol dahi kabûl ve ecel-i mezkûr hulûlünde meblağ-ı mezbûru bi’t-tamam bana edâya ta‘ahhüd ve iltizâm eyledi dedikde gıbbe’t-tasdîkı’ş-şer‘î mâ hüve’l-vâki‘ bi’t-taleb ketb olundu.

Fi’l-yevmi’t-tâsi‘ ve’l-ışrîn min-Recebi’l-ferd li-sene seb‘a ve mie ve elf.

Şuhûdü’l-hâl: Ahmed Ağa b. Abdullah, Abdullah Çelebi b. Ali, Mehmed Çelebi b. Mustafa, Yusuf Çelebi b. Abdullah, Mustafa Çelebi b. Osman.