.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 22 Numaralı Sicil (H. 1107-1108 / M. 1695-1697)
cilt: 57, sayfa: 337
Hüküm no: 243
Orijinal metin no: [77a-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Hüseyin Beşe b. Ferhad ile eşi Safiye bt. Abdullah’ın vakfettikleri emlak ve arazilerinin vakıf şartlarının belirtildiği

Elhamdüllilahillezî ca‘ale’l-vakfı sebeben li’n-nizâmi ve ma‘âşen li’l-fukārâi ve’l-eytâm ve’s-salâtü ve’selâmü alâ Muhammedini’l-meb‘ûs ilâ kâfffeti’l-enâm ve alâ âlihi’l-kirâm ve ashâbihi’l-izâm ve ba‘dehû işbu sahîfe-i sahîha-i şer‘iyyenin tahrîrine ve bu …? refî‘a-i mer‘iyyenin tastîrine bâ‘is ve badî oldur ki vilâyet-i Anadolu’da Gerede kazâsına tâbi‘ Çayviran nâm karye ahâlîsinden olup mahmiye-i İstanbul’da Mahmudpaşa mahallesinde sâkinler olan sahibü’l-hayrât ve’l-hasenât rağibü’s-sadakāt ve’l-meberrât Hüseyin Beşe b. Ferhad ile zevcesi Safiye bt. Abdullah nâm hatun ba‘de’t-ta‘rîfi’-şer‘î meclis-i şer‘-i şerîf-i enverde zikr-i âtî vakıflarına li-ecli’t-tescîl ve’l-itmâm emruhü’l-cezîl mütevellî nasb olunan Mahmud Efendi b. Mehmed mahzarında her biri ikrâr-ı sahîh-i şer‘î ve i‘tirâf-ı sarîh-i mer‘î edip zikri câ’î vakfın sudûruna değin ale’l-iştirâk yedimizde mülk ve hakkımız olup karye-i mezbûrda bir tarafdan Mehmed Çelebi mülkü ve etrâf-ı selâsesi tarîk-i âm ile mahdûd iki bâb oda ambarı müştemil ve hudûd-ı mezkûr dâhilinde bir hamam ve eşcâr-ı müsmire ve gayr-ı müsmireyi muhtevî iki kıt‘a bağçeyi bi cümleti’t-tevâbi‘ ve’l-levâhık vakf-ı sahîh ile vakf ve habs edip şöyle şart eyledik ki menzil-i mezbûr ile zikrolunan hamam ve bahçeleri hayatda oldukca biz mutasarrıf olup bizim vefâtımızdan sonra mu‘tekamız Hasan b. Abdullah mutasarrıf olup dilerse sâkin ve dilerse ahara îcâr edip gallesinden mutasarrıf ola ba‘de vefâtihî evlâdı ve evlâd-ı evlâd-ı evlâdı ve evlâd ve evlâdı batnen ba‘de batn zükûr-ı inâsı ale’s-seviye vech-i meşrûh üzere mutasarrıf olalar ve ba‘de inkırâzi’l-küll karye-i mezbûrda binâ eylediğimiz câmi‘-i şerîfde imâm olanlar kezâlik mutasarrıf olsunlar ve hayatda oldukca tevliyeti bize meşrûta ola ve bizden sonra mezbûr Hasan’a meşrûta ola ve ba‘dehû evlâdına ve evlâd-ı evlâd-ı evlâdına ve evlâd-ı evlâd-ı evlâd-ı evlâdına batnen ba‘de batn meşrûta ola ve meşrût-ı mezbûremiz merreten ba‘de uhrâ tebdîl ve tağyîri yedimizde ola deyü zikrolunan menzil ve hamam ve bahçeleri fâriğan ani’ş-şevâgil mütevellî-i mezbûr bundan akdem mahâllinde teslîm ol dahi vakfiyet üzere teslîm eyledi dediklerinde gıbbe’t-tasdîkı’ş-şer‘î vâkıfân-ı mezkûrân kelâm-ı vifâkdan savb-ı hilâfa atf-ı zaman edip vakf-ı akār inde’l-İmâm-ı A‘zam gayr-ı lâzım olduğundan mâ‘adâ vâkıf menfa‘ati vakfı nefsine şurût etmekle İmâm Muhammed b. Hasan eş-Şeybânî katında bâtıl siyemâ imâm-ı mûmâ-ileyh katında vakfa müşâ‘ hılye-i sıhhatten âtıl olmağla bizim içün emlâk-i mezbûreyi mülkümüze reddi murâd ederiz mütevellî-i mezbûr emlâk-i mezbûreden kasr-ı yed ve mahâllinde bize teslîm eylesin dediklerinde mütevellî-i reşîd cevâb-ı bâ-savâba tesâddî edip eğerçi hâl bast olunan minvâl üzeredir lâkin İmâm Ebû Yusuf katında vâkıf mücerred vakaftü demekle vakf şart-ı mezkûre dahi mukārin olur ise sahîh olup sıhhati ise imâm-ı müşârun-ileyh hazretleri katında lâ-siyemâ ba‘de’t-teslim-i ile’l-mütevellî lüzûmdan mufârık olmayıp ve vakf-ı müşâ‘ velev hükmi’l-kādı bi cevâzihî cezâ’en vifâkan mısdâkınca emr-i câiz olduğu kütüb-i mu‘teberede mastûr olmağın alâ kavl-i men yerâhu vakf-ı mezbûrun sıhhat-i lüzûmuna hükm taleb ederim deyü teslîmden imtinâ‘ ve husûmet ve nizâ‘ edip [77b] hâkim-i muvakkı‘-ı sadr-ı kitâb tûba lehû ve hüsnü-meâb hazretleri huzûrunda vâkıfân-ı mezbûrân ile müterâfi‘ân ve her biri mübtegāsınca fasl ve hasma tâlibûn olduklarında hâkim-i müşârun-ileyh esbağallâhu te‘âlâ sicâle eltâfihî aleyh hazretleri dahi tarafeynin kelâmını ısgā ve temhîd mebânî-i hayrı evlâ görüp alâ kavl-i men yerâhu vakf-ı mezbûrun sıhhat-i lüzûmuna hükm-i sahîh-i mer‘î etmeğin min-ba‘d vakf-ı mezbûr sahîh ve lâzım olup nakz ve nakzına mecâl muhâl ve ibtâl ve ta‘dîli adîmü’l-ihtimâl oldu.

Cerâ zâlik ve hurrira Fi’l-yevmi’l-hâmis min-şehr-i Ramazani’l-mübârek li-sene seb‘a ve mie ve elf

Şuhûdü’l-hâl: Ahmed Efendi b. Mehmed, el-Hâc Ali b. Receb, Abdullah Çelebi b. Mustafa, Muharrem Beşe b. Ercivan, Hüseyin Beşe b. Mustafa, Hüseyin Beşe b. Osman, Musa b. Süleyman, Mahmud b. Abdurrahman, İsa b. Musa, Mustafa b. Mehmed, İbrahim Çelebi b. Ahmed, İbrahim Çelebi b. Mehmed, ve gayruhum mine’l-huzzâr.