İstanbul Mahkemesi 22 Numaralı Sicil (H. 1107-1108 / M. 1695-1697) cilt: 57, sayfa: 345 Hüküm no: 252 Orijinal metin no: [79a-3] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Hatice bt. Mehmed’in kendisini boşadıkdan sonra vefat eden Kocası Ali Efendi zimmetinde kalan alacağını tahsil ettiği
Mahmiye-i İstanbul’da Derviş Ali mahallesi sâkinelerinden Hatice bt. Mehmed nâm hatun meclis-i şer‘-i şerîf-i enverde mahalle-i mezbûre sükkânından iken bundan akdem vefât eden Ali Efendi b. Said Çavuş b. Mehmed’in sulbî sagīr oğlu ve hasran vârisi olan Mehmed Said’in tesviye-i umûruna kıbel-i şer‘den mansûb vasîsi olmağla tereke-i vâfiye-i müteveffâ-yı mezbûra bi’l-vesâye vâzı‘u’l-yed olan Ahmed Bey b. Ali nâm kimesne mahzarında üzerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edip ben mukaddemâ müteveffâ-yı mezbûr Ali Efendi’nin yüz elli guruş mehr-i mü’eccel tesmiyesiyle tezevvüc olunmuş zevce-i menkûhası iken mezbûr Ali Efendi hâl-i hayatında beni tatlîk edip zimmetinde mütekarrer ve ma‘kūdün aleyh olan meblağ-ı mezbûr yüz elli guruş mehr-i mü’eccelim zimmetinde bana edâsı lâzım deyni olduğuna alâ ruûsi’l-işhâd ikrâr ve işhâd eyledikden sonra meblağ-ı mezbûru bana kable’l-edâ zimmetinde iken fevt olup, terekesine işbu mezbûr Ahmed Bey bi’l-vesâye vâzı‘u’l-yed olmağın hâlâ suâl olunup meblağ-ı mezbûr yüz elli guruşu tereke-i müteveffâ-yı mezbûrdan bana edâya mezbûr Ahmed Bey’e tenbîh olunmak matlûbumdur dedikde gıbbe’s-suâl vasî-i mezbûr cevâbında tereke-i müteveffâ-yı mezbûra ber-vech-i muharrer bi’l-vesâye vaz‘-ı yedini ikrâr lâkin deyn-i mezbûru inkâr edicek [79b] müdde‘îye-i mezbûreden müdde‘âsına mutâbıka beyyine taleb olundukda udûl-i Müslimînden olup zât-ı mezbûreyi ârifûn olan mahalle-i mezbûre sükkânından Mehmed Çelebi b. Yahya nâm kimesne ile Ümmühani bt. Mehmed ve Neslihan bt. Mehmed nâm hatunlar li-ecli’ş-şehâde meclis-i şer‘a hazırûn olup istişhâd olunduklarında fi’l-hakīka müteveffâ-yı mezbûr Ali Efendi b. Said Çavuş b. Mehmed hâl-i hayatında işbu müdde‘iye-i mezbûreyi tatlîk edip zimmetimde mütekarrer ve ma‘kūdün aleyh yüz elli guruş mehr-i mü’eccel hakkı olmağla meblağ-ı mezbûr yüz elli guruş mehr-i mezkûr mezbûre Hatice’ye zimmetimde edâsı lâzım deynimdir deyü bizim huzûrumuzda kirâren ve mirâren ikrâr ve i‘tirâf ve bizi işhâd eyledikten sonra kable’l-edâ fevt olmağla hâlâ meblağ-ı mezbûr yüz elli guruş müdde‘iye-i mezbûre içün tereke-i müteveffâ-yı mezbûrdan hakk-ı taleb ve ahzı vardır biz bu husûsa bu vech üzere şâhidleriz şehâdet dahi ederiz deyü her biri edâ-i şehâdet-i şer‘iyye eylediklerinde gıbbe’t-ta‘dîl ve’t-tezkiye şehâdetleri makbûle oldukdan sonra mehr-i mezkûr yüz elli guruşu müteveffâ-yı mezbûrdan hayatında küllen veyâ ba‘zen ahz u kabz veyâ hîbe veyâ âhara havâle etmeyip ve’l-hâsıl tarîk-i şer‘iyyeden bir tarîk ile müteveffâ-yı mezbûrun zimmetini ibrâ ve ıskāt et[me]diğine müdde‘iye-i mezbûre Hatice’ye yemîn teklîf olundukda ol dahi hasbe’l-mesûl yemîn billâhi te‘âlâ etmeğin mûcebiyle ba‘de’l-hükm yine mezbûr Hatice meclis-i şer‘de vasîyy-i mezbûr Ahmed Bey mahzarında ikrâr ve takrîr-i kelâm edip tereke-i müteveffâ-yı mezbûrdan ânifen bana edâsına hükm-i hâkimü’ş-şer‘ lâhık olan meblağ-ı mezbûr yüz elli guruşun yüz guruşunu tereke-i müteveffâ-yı mezbûrdan vasîyy-i merkūm yedinden ahz u kabz edip mâ‘adâsı olan elli guruş da‘vâsından sagīr-i mezbûrun zimmetini ibrâ-yı âmm-ı kātı‘u’n-nizâ‘la ibrâ ve ıskāt eyledim dedikde gıbbe’t-tasdîkı’ş-şer‘î mâ hüve’l-vâki‘ bi’t-taleb ketb olundu.
Fi’l-yevmi’s-sâlis aşar min-Şevvali’l-mükerrem li-sene seb‘a ve mie ve elf.
Şuhûdü’l-hâl: Mustafa Efendi b. Muzaffer, Ali Efendi b. el-imâm, Hasan Efendi b. ( ), Halil b. el-Hâc Salih, Mehmed Efendi b. Osman, Mustafa Çelebi b. Cafer.
|