.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 22 Numaralı Sicil (H. 1107-1108 / M. 1695-1697)
cilt: 57, sayfa: 359
Hüküm no: 266
Orijinal metin no: [83a]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Vefat eden Nasuh b. Mustafa’dan kalan evin varisleri arasında anlaşmalı olarak satışı

Mahmiye-i İstanbul’da Müftü Ali Çelebi sükkânından iken bundan akdem vefât eden el-Hâc Nasuh b. Mustafa nâm kimesnenin verâseti zevce-i metrûkesi Hatice bt. Ali nâm hatun ile sulbiye kebîre kızı Ayşe nâm hatuna ve li-ebeveyn kız karındaşı diğer Ayşe’ye münhasıra olup ba‘dehû mezbûre diğer Ayşe dahi fevt olup verâseti zevc-i metrûkü Hasan b. Hüseyin nâm kimesne ile li-ebeveyn kız karındaşı oğlu Nakkaş Ali’ye ve li-ebeveyn er karındaşı kızı mezbûre Ayşe’ye münhasıra ve tashîh meseleleri bi tarîkı’l-münâhasati’ş-şer‘iyye on altı sehimden olup sihâm-ı mezbûreden iki sehmi mezbûre Hatice’ye ve on sehmi mezbûre Ayşe’ye ve üç sehmi mezbûr Hasan’a ve bir sehmi merkūm Nakkaş Ali’ye isâbet eylediği şer‘an zâhir ve müte‘ayyen oldukdan sonra mezbûretân Hatice ve Ayşe ile merkūm Hasan dîvân-ı kāimmakām-ı hazret-i sadrazamîde ma‘kūd meclis-i şer‘-i şerîf-i âlîde zikr-i âtî menzile vaz‘-ı yedi sâbit olan Yusuf b. Abdullah mahzarında her biri üzerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edip mahalle-i mezbûrede vâki‘ bir tarafdan Mustafa Çelebi mülkü ve bir tarafdan Mehmed Çelebi mülkü ve bir tarafından âhar mülkümüz ve bir tarafdan tarîk-i âm ile mahdûd fevkānî bir bâb oda ve bir matbah ve altında müşterek bir su kuyusu ve bir kenîfi müştemil mülk menzil müteveffâ-yı mezbûrun ile’l-vefât silk-i mülkünde münselik olup ba‘de’l-vefât hesâb-ı mezkûr üzere on altı sehim i‘tibâriyle on beş sehm-i şâyi‘i ırsen bize isâbet eylediğinden sonra mezbûr Yusuf mezkûre Ayşe’nin zevci olmağla zâhiren bey‘ olup hakīkatte yedimizde mülkümüz olmak üzere menzil-i mezkûrda olan sâlifü’z-zikr on beş sehim hisse-i şâyi‘amızı târih-i kitâb senesi şehr-i Recebi’l-ferdi’nin on beşinci günü mezbûr Yusuf’a yirmi bin akçeye muvâza‘aten bey‘ u teslîm ol dahi ber-vech-i muharrer iştirâ ve kabûl eyledikden sonra mezbûr Yusuf zevcesi mezbûre Ayşe ile hîn-i fevtlerine değin hüsn-i zindegânemiz ile beynlerinde kā’im olmak şartıyla semen-i mezbûr yirmi bin akçeden mezbûr Yusuf’u ibrâ ve ıskāt edip hatta târih-i mezbûrda mahmiye-i merkūmede Ahî Çelebi mahkemesinde nâibü’ş-şer‘ olan Abdullah Efendi kıbelinden tahrîre me’zûn olan Ali Efendi’nin mezbûr Yusuf’un menzilinde akd eylediği meclisde husûs-ı mezbûru cümlemiz ikrâr edip muvâza‘aten hüccet tahrîr olunmuşidi akd-i mezkûr muvâza‘a ve ibrâ-i merkūm şart-ı mezkûr ile olduğuna binâ’en menzil-i mezbûrda olan on beş sehim hisse-i şâyi‘amızı mezbûr Yusuf’dan taleb eylediğimizde bize teslîmden imtinâ eder suâl olunup kasr-ı yed ve bize teslîme mezbûr Yusuf’a tenbîh olunmak matlûbumuzdur dediklerinde gıbbe’s-suâl mezbûr Yusuf cevâbında müdde‘ûn-ı mezbûrûn menzil-i merkūmda olan mârrü’z-zikr on beş sehim hisselerini târih-i mezbûrda bana yirmi bin akçeye bey‘ ve semen-i mezbûrdan zimmetimi ibrâ ve ıskāt etmeleriyle hüccet-i mezbûra tahrîr olunmuşidi deyü hisse-i mezbûreye vaz‘-ı yedini ikrâr lâkin akd-i mezbûr muvâza‘aten ve ibrâ-i merkūm şart-ı mezkûr ile olduğunu inkâr edicek müdde‘ûndan müdde‘âlarına beyyine taleb olundukda udûl-i Müslimînden ve mahalle-i mezbûre sükkânından olup zât-ı mezbûretânı ma‘rifet-i şer‘iyye ile ârifân olan el-Hâc Ali b. Sinan ve Mahmud Çelebi b. Mehmed nâm kimesneler li ecli’ş-şehâde meclis-i ma‘kūd-ı mezbûra hazırân olup isre’l-istişhâd fi’l-hakīka medde‘ûn-ı mezbûrûn Hatice ve Ayşe ve Hasan menzil-i mezbûrda olan sâlifü’z-zikr on beş sehim hisselerini târih-i mezbûrda zâhiren bey‘ olup hakīkatte yedlerinde bâkī mülkleri olmak üzere işbu Yusuf’a yirmi bin akçeye muvâza‘aten bizim huzûrumuzda bey‘ u teslîm mezbûr Yusuf dahi muvâza‘aten iştirâ ve tesellüm eyledikden sonra mezbûr Yusuf zevcesi mezbûre Ayşe ile hîn-i fevtlerine değin hüsn-i zindegâne ile zevciyet beynlerinde kā’ime olmak şartıyla semen-i mezbûrdan merkūm Yusuf’u ibrâ eyleyip hüccet-i mezbûre ber-vech-i muharrer muvâza‘aten tahrîr olunmuşidi biz bu vech üzere akd-i mezbûrun muvâza‘aten ve ibrâ-i merkūm şart-ı mezkûr ile vukû‘ına şâhidleriz şehâdet dahi eyleriz deyü her biri edâ-i şehâdet-i şer‘iyye eylediklerinden gıbbe’t-ta‘dîl ve’t-tezkiye şehâdetleri makbûle olmağın mûcebiyle ba‘de’l-hükm menzil-i mezbûrun mârrü’z-zikr on altı sehimden on beş sehm-i şâyi‘inden kasr-ı yed ve müdde‘ûn-ı mezbûrûna red ve teslîme mezbûr Yusuf’a tenbîh birle mâ vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu.

Fi’l-yevmi’r-râbi‘ aşar min-Şevvali’l-mükerrem li-sene seb‘a ve mie ve elf.

Şuhûdü’l-hâl: Umdetü erbâbü’t-tahrîr ve’l-kalem tezkire-i evvel Yusuf Efendi, zübdetü ashâbi’t-tastîr ve’r-rakām tezkire-i sânî Hâfız Efendi, umdetü’l-emâcid ve’l-a‘yân Mehmed Ağa ser-çavûşân, fahrü’l-akrân Odabaşı Mustafa Ağa, sâbıkā meydân çorbacısı Osman b. Mehmed, el-Hâc Abdülkadir Ağa, Fahrü’l-cuyûş el-Hâc Mehmed Çavuş, Osman Çavuş b. Mehmed, Mehmed Çavuş mütevellî-i …?, Kethudâbaşı sâbık ve gayruhum.