.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 22 Numaralı Sicil (H. 1107-1108 / M. 1695-1697)
cilt: 57, sayfa: 406
Hüküm no: 305
Orijinal metin no: [96b-2]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Mesih Paşa mahallesindeki İsmail Ağa Vakfı’na aid yıkılmak üzre olan bina yerine ve arsalara yeni bina yapılması için mütevellî Mehmed Ağa’ya izin verildiği

Mahmiye-i İstanbul’da Mesih Hasan Paşa mahallesinde sâkin iken bundan akdem vefât eden merhûm Dersi‘âm eş-Şeyh Mustafa Efendi b. Yusuf’un oğlu ve evkāfına meşrûtiyet üzere bi’l-fi‘l mütevellî olan işbu râfi‘ü’l-kitâb eş-Şeyh Mahmud Efendi nâm kimesne meclis-i şer‘-i şerîf-i enverde bi’t-tevliye takrîr-i kelâm ve bast-ı ani’l-merâm edip yedimde olan işbu iki kıt‘a temessük ve hüccet nâtık olduğu üzere mahmiye-i mezbûrede Mimar Sinan mahallesinde vâki‘ bir tarafdan tarîk-i hâs ve bir tarafdan Molla Ahî Vakfı’ndan olup Kerîme nâm hatun tasarrufunda olan menzil ve bir tarafdan Hatice Hanım bt. Ali Ağa tasarrufunda olan mukāta‘alı vakıf bahçe ve bir tarafdan tarîk-i âm ile mahdûd arsasının senede İsmail Ağa ve Molla Ahî vakıflarına vech-i âtî üzere cem‘an dokuz yüz kırk akçe mukāta‘ası olup ve üzerinde olan sekiz bâb mücerredîn odaları ve bir bakkāl dükkânı ve bir berber dükkânı ve bir kürkçü dükkânı ve bir ahır mezbûre Hatice Hanım’ın mülkü olmağla mezbûre Hatice Hanım ebniye-i mezkûreyi babam müteveffâ-yı mezbûr hayatında hüccet-i mezkûre nâtık olduğu üzere bin esedî guruş semen-i makbûza bey‘ u teslîm ve arsalarını dahi mütevellîleri izinleriyle meccânen ferâğ ve tefvîz ol dahi ber-vech-i muharrer ba‘de’l-iştirâ ve’t-tesellüm yine hüccet-i mezkûre nâtıka olduğu üzere vakfeyn-i mezkûreyn birbirinden imtiyâz olunup mârrü’z-zikr İsmail Ağa Vakfı’ndan olan arsa bi-hesâbı terbî‘i üç yüz otuz yedi buçuk zirâ‘ üzerinde olan mülk ebniye fevkānî dört bâb oda ve tahtları ahur ve berber dükkânı olup ve Molla Ahî Vakfı olan arsa bi-hesâb-ı mezkûr üç yüz yirmi zirâ‘ olup üzerinde olan mülk ebniye kezâlik fevkānî dört bâb oda ve tahtlarında bir bakkāl dükkânı ve bir kürkçü dükkânı ve bir kenîfi müştemil olduğu müt‘ayyen oldukdan sonra müteveffâ-yı mûmâ-ileyh eş-Şeyh Mustafa Efendi’nin mülk-i müşterâsı olan ebniye-i mezkûrenin cümlesine vakf ve sâir evkāfına ilhâk etmişidi lâkin ebniye-i mezkûre mürûr-ı eyyâm ile müşrif-i harâb ve mâ’il-i türâb olup kābil-i süknâ olmamağla kimesne istîcâr etmeyip nice zaman zikrolunan odalar hâliye ve mu‘attala kalıp kimesne rağbet etmemekle hâlâ arsa mütevellîleri olan işbu hâzırân bi’l-meclis Mehmed Ağa b. Abdullah ve diğer Mehmed Bey b. Süleyman ile ma‘an üzerlerine varılıp nıkz hükmünde olan köhne [97a] ebniyenin kıymetleri muvâcehelerinde keşfolunup ke’l-evvel enkāz-ı mevcûdesi ve mal-ı vakf-ı mezbûr ile arsateyn-i merkūmeteyn üzerlerine yedi bâb fevkānî müte’ehhilîn odaları binâ olunup vakfa nafi‘ olmağla zikrolunan odalardan her birini icâreteyn-i ma‘lûmeteyn ile âhara bi’t-tevliye îcâra bana izin verilmek matlûbumdur dedikde gıbbe’t-tasdîkı’l-mer‘î kıbel-i şer‘den Mevlânâ Abdülcelil Efendi b. İsmail irsâl olunup ol dahi hâssa mi‘mâr lardan Üstâd Mustafa Halîfe b. Abdullah ve Osman Halîfe b. Abdullah ve zeyl-i kitâbda muharrerü’l-esâmî olan Müslimîn ile ebniye-i mezkûrenin üzerlerine varıp mütevellîleri olan mezbûrân Mehmed Ağa ve diğer Mehmed Bey muvâcehelerinde keşf ve nazar eylediklerinde fi’l-hakīka mârrü’z-zikr odalar harâba müşrif olup kābil-i süknâ olmadığını mu‘âyene ve müşâhede eylediklerinden sonra mi‘mârân-ı mezbûrân misâha eylediklerinde mecmû‘-ı ebniye-i mezkûrenin tûlen ve arzen bi-hesâbı terb‘i beş yüz kırk altı zirâ‘ sakf duvarının el-yevm kırk beş akçeden kıymeti cem‘an yirmi dört bin beş yüz yetmiş akçedir deyü mi‘mâr ân-ı mezkûrân ve Müslimîn-i mezkûrîn icmâ‘ ve ittifâk eylediklerini mevlânâ-yı mezbûr mahâllinde tahrîr ba‘dehû ma‘an ba‘s olunan Muhzır Mehmed b. İbrahim ve Müslimîn-i mezkûrîn bi ecma‘ihim meclis-i şer‘a gelip alâ vukû‘ıhî her biri ihbâr etmeğin mütevellî-i mezbûra ber-vech-i muharrer kıbel-i şer‘den izin verilip mâ vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu.

Fi’l-yevmi’l-hâmis min-Zilkâ‘deti’ş-şerîfe li-sene seb‘a ve mie ve elf.

Şuhûdü’l-hâl: Fahrü’l-kuzât Bahçevanzâde Mehmed Efendi b. Ömer, Ali Bey b. Abdurrahman el-yesârî, Mahmud Çelebi b. Mehmed, Hasan Çelebi b. Halil, el-Hâc Mehmed b. Hüseyin, Mehmed Efendi câbî-i vakf-ı mezbûr, Mehmed Efendi el-müezzin-i Sultân Mehmed, Mehmed Emin Efendi b. Mehmed Efendi, Molla Mustafa b. Muharrem.