.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 22 Numaralı Sicil (H. 1107-1108 / M. 1695-1697)
cilt: 57, sayfa: 441
Hüküm no: 337
Orijinal metin no: [105b-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Kādı Halil Efendi b. İbrahim ile Mısır tüccarından Hacı Emrullah Çelebi b. Cafer’in aralarındaki alacak-verecek davasında sulh oldukları

Husûs-ı âti’l-beyânın mahâllinde ketb ü tahrîri iltimâs olunmağın savb-ı şer‘den irsâl olunan fahrü’l-müderrisîn İbrahim Efendi b. Mehmed el-Hamîdî mahmiye-i İstanbul’da Harâccı Muhyiddin mahallesi[nde] vâki‘ sâbıkā Küdüs-i şerîf kadısı olan a‘lemü’l-ulemâi’l-izâm efdalü’l-fudalâi’l-fihâm Çivizâde Ataullah Efendi hazretlerinin menziline varıp zeyl-i kitâbda muharrerü’l-esâmî Müslimîn huzurlarında akd-i meclis-i şer‘-i Nebevî eyledikde Mısr-ı Kāhire’de sâbıkā Mahalletü’l-kübrâ kadısı olan umdetü’l-kuzât Halil Efendi b. İbrahim meclis-i ma‘kūd-ı mezbûrda Mısır tüccârından el-Hâc Emrullah Çelebi b. Cafer mahzarında ikrâr ve takrîr-i kelâm edip mezbûr el-Hâc Emrullah Çelebi bin yüz üç senesi Zilka‘desi’nde mâlından iki bin beş yüz vakıyye kahvesini beher yüz vakıyyesi yüz yirmi sekiz guruşa ve yine yüz vakıyyesi yüz on iki guruşa olmak üzere bin iki yüz elli vakıyye kahvesini dahi bin dört yüz altı guruşa ve yine yedinde mülk ve hakkı olup mahmiye-i mezbûrede Bıçakcı mahallesinde vâki‘ lede’l-ahâlî ve’l-cîrân ma‘lûmü’l-hudûd menzilini dahi iki bin guruşa bana bey‘ ve temlîk ve teslîm ben dahi ber-vech-i muharrer iştirâ ve temellük ve tesellüm ve kabûl etdiğimden sonra bir defa dahi mezbûr el-Hâc Emrullah Çelebi yedinden bi tarîkil-karz nakd dört yüz altmış guruş ahz u kabz etmekle cem‘an zimmetimde yedi bin altmış altı guruş hakkı olmağla meblağ-ı mezbûrun bi’d-defa‘ât beş bin altmış guruşunu kendiye def‘ u teslîm bâkī zimmetimde iki bin guruş hakkı kalıp meblağ-ı mezbûru bir vechile edâya iktidârım olmamağla menzil-i mezbûrun bey‘i fesh ve ikāle etdiğimizden sonra meblağ-ı mezbûr yedi bin altmış altı guruşdan zimmetim berî olup lâkin kahve bahâsı olmak üzere bâlâda tahrîr olunan üç bin iki yüz guruşun bin iki yüz guruşu menzil-i mezbûru bana beher sene dörder yüz guruşa îcâr ben dahi kabûl ve üç sene sâkin olmağla menzil-i mezbûrun ücreti olup ve bin guruş dahi ribâ olmağla bundan akdem taleb ve da‘vâ sadedinde olduğumda ol dahi cevâbında kendiye nakd-i medfû‘um olan beş [bin] altmış altı guruşdan ancak dört bin elli guruş ahzını ve bey‘-ı mezbûrun fesh ve ikālesini ikrâr ziyâdeyi bi’l-külliye inkâr edicek muslihûn tavassut edip da‘vâ-yı mezbûremden mezbûr el-Hâc Emrullah Çelebi benimle an inkâr iki yüz elli guruş üzerine sulh oldukda ben dahi sulh-ı mezbûru kabûl ve bedel-i sulh olan meblağ-ı mezbûr iki yüz elli guruşu yedinden bi’t-tamam ahz u kabz edip ba‘de’l-yevm ziyâde müdde‘âm olan meblağ-ı mezbûr bin dokuz yüz elli guruşa ve bi tarîkı’l-emâne yedine teslîm eylediğim elli guruş kıymetli bir doru ata ve târih-i kitâba gelince beynimizde cereyân eden ahz u i‘tâ ve mu‘âmelât-ı şettâya müte‘allika âmme-i da‘vâdan ben mezbûr el-Hâc Emrullah Çelebi’nin zimmetini ibrâ-i âmm-ı kātı‘u’n-nizâ‘la ibrâ ve ıskāt eyledim ol dahi bana medfû‘u olan iki yüz elli guruşa ve târih-i kitâba gelince sâir husûsa müte‘allika âmme-i da‘vâdan benim zimmetimi ibrâ-i âmm ile ibrâ ve ıskāt eyledi dedikde gıbbe’t-tasdîkı’ş-şer‘î vâki‘ hâlî mevlânâ-yı mezbûr mahâllinde ketb ü tahrîr ba‘dehû ma‘an irsâl olunan Ahmed b. Ahmed ve Ali b. Bali ile meclis-i şer‘a gelip alâ vukū‘ihî inhâ ve takrîr etmeğin mâ vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu.

Fi’l-yevmi’l-hâmis ve’l-ışrîn min-Zilka‘deti’ş-şerîfe li-sene seb‘a ve mie ve elf.

Şuhûdü’l-hâl: Umdetü’l-müderrisîni’l-kirâm Muharrem Efendi, umdetü’l-kuzât Mahalletü’l-kübrâ muvakkıtı olan Muharrem Efendi b. Hasan, sâbıkā Elvah kadısı olan Osman Efendi, fahrü’l-müderrisîn Osman Efendi b. Mehmed, Ömer Efendi b. Mustafa, Ali Çelebi b. ( ), Altıparmak demekle şehîr Hasan Ağa b. Mustafa, İbrahim Çelebi [b.] Kethudâ Muharrem Efendi, fahrü’l-kuzât Kara Ali Efendi b. Abdurrahman, Mehmed Çelebi b. Ali, Mustafa Çelebi b. Ebûbekir.