İstanbul Mahkemesi 22 Numaralı Sicil (H. 1107-1108 / M. 1695-1697) cilt: 57, sayfa: 447 Hüküm no: 343 Orijinal metin no: [107a-2] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Küdüs kadısı Mustafa Efendi b. Hacı Mehmed Efendi’nin nukud vakfı
Hâzihi’l-vakfiye mümzât-ı bi-imzâi’n-nâibi’ş-şer‘ lehu’l-kadı
Elhamdü lillâhi’llezî erşede ibâdehü’l-mü’minîne ve’l-mü’minât ilâ a‘mâli’s-sâlihât ve eşârehû ile’l-Müslimîne ve’l-müslimât yef‘âlü’l-hayrât haysu kāle inne’l-hasenât yüzhebne’s-seyyiât ve’s-salâtü ve’s-selâmü alâ Resûlihî Muhammedin eşref-i cemî‘i’l-mahlûkāt ve alâ âlihî ve ashâbihi’llezînehüm hudâtü’l-halki ilâ sebîli’l-hasenât ammâ ba‘d işbu kitâb-ı nisâbın tahrîrine bâ‘is ü bâdî oldur ki; mahmiye-i İstanbul’da Sunullah Efendi mahallesinde sâkin sâbıkā Kuds-i şerîf kadısı olan umdetü’l-ulemâi’l-izâm efdalü’l-fudalâli’l-fihâm Mustafa Efendi b. el-Hâc Mehmed Efendi meclis-i şer‘-i şerîf-i enverde ve mahfel-i dîn-i münîf-i ezherde vakf-ı âti’l-beyâna li-ecli’t-tescîl mütevellî nasb u ta‘yîn eylediği Hasan Efendi b. Hüseyin mahzarında ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm edip tayyib-i mâlımdan yüz guruşumu ba‘de’l-ifrâz [a]tyeb-i mâlımdan yüz guruşumu ba‘de’l-ifrâz hasbeten lillâhi te‘âlâ ve haseneten li-rûhi rasûli’l-mu‘allâ vakf-ı sahîh ile vakf u habs edip şöyle şart ve ta‘yîn eyledim ki, meblağ-ı mezbûr yed-i mütevellî ile onu on bir buçuk hesâbı üzere rehn-i kavî ve kefîl-i melî veyâ ikisinden biri ile irbâh ve istirbâh olunup içinden vilâyet-i Anadolu’da mahrûse-i Malatya’da sâkin Mustafa Efendi b. Ali nâm kimesne şehirde sâkin olduğu eyyâmda şehr-i mezbûrede vâki‘ Câmi‘-i kebîr’de ve Espozi nâm mevzi‘de sâkin olduğu eyyâmda mevzi‘-i mezkûrda vâki‘ merhûm Bâbüssa‘âde ağası binâ eylediği câmi‘-i şerîfde haftada iki gün şeyhü’l-kurrâ olup ba‘de salâti’z-zuhr müctemi‘ olan tâlibîne tecvîd ile ta‘lîm-i Kur’ân-ı azîmü’ş-şân etdiğinden sonra yevmî dört akçe vazîfeye mutasarrıf ola ve ba‘de vefâtihî ilm-i tecvîdde mâhir ve ta‘lîm-i Kur’ân-ı azîmü’ş-şâna kādir bir kimesne şeyhü’l-kurrâ ola ve yine vakf-ı mezbûra Süleyman Ağa b. Ahmed Ağa yevmî bir akçe vazîfe ile mütevellî olup ba‘de vefâtihî şeyhü’l-kurrâ olanların ma‘rifetleriyle vakf-ı mezbûra bir mütevellî nasb oluna ve birâderzâde fahrü’l-müderrisîn İbrahim Efendi b. Hidâyetullah Ağa vakf-ı mezbûra hasbî nâzır ola ve mesârif-i mezkûreden fazla kalırsa meblağ-ı mezbûr zam oluna ve kürûr-ı eyyâm ile ri‘âyet-i şürût-ı mezkûre müte‘azzire olursa mutlaka fukarâya sarf oluna deyü meblağ-ı mezbûru mütevellî-i mezbûra teslîm ol dahi kabz ve evkāf-ı âhar mütevellîler tasarruf eyledikleri gibi tasarruf eyledi dedikde gıbbe’t-tasdîkı’ş-şer‘î vâkıf-ı mûmâ-ileyh semt-i vifâkdan cânib-i şikāka âzim olup vakf-ı nukūd inde’l-eimmeti’s-selâse mefkūd olmağın vakfımdan rücû‘ eyledim meblağ-ı mezbûru mütevellî-i mezbûrdan istirdâd eylerim dedikde mütevellî-i mezbûr cevâba mütesâddî olup eğer ki vakf-ı nukūd inde’l-eimmeti’s-selâset mefkūddur lâkin hazreti İmâm Züfer’den İmâm Ensârî rivâyeti üzere sahîh ve câiz olduğuna binâen meblağ-ı mezbûru redd ü teslîmden imtinâ‘ edip hâkim-i muvakkı‘-ı sadr-ı kitâb tûlâ-lehû ve hüsne meâb hazretleri huzûrunda müterâfi‘ân ve herbiri fasl u hasma tâlibân olduklarında hâkim-i müşârün-ileyh tarafeynin kelâmında fikr-i dakīk ve teemmül-i enîk edip cânib-i vakfa nazar ve mubtıl-i hayr olmakdan hazer edip imâm-ı müşârün-ileyh hazretlerinin re’y-i münîrleri üzere vakf-ı nukūdun sıhhatine hükmedicek vâkıf-ı mezbûr semt-i âhardan nizâ‘ edip eğerçi hükm-i mezbûr ile vakf sahîh oldu lâkin İmâm-ı A‘zam ve hümâm-ı akdem Ebû Hanifetü’l-Kûfî cûziye hayrü’l-cezâ ve kûfî katında sıhhat mültezim-i lüzûm olmamağın benim için bâb-ı rücû‘ meftûh olmağın vakfımdan rücû‘ eyledim meblağ-ı mezbûru mütevellî-i mezbûrdan taleb ederim dedikde mütevellî-i mezbûr tekrar cevâb verip eğerçi imâm-ı müşârün-ileyh katında sıhhat müstelzim-i lüzûm değildir lâkin inde’l-imâmeyni’l-hümâmeyn siyemmâ ba‘de’t-teslîm ile’l-mütevellî sıhhat müstelzim-i lüzûm olmağın meblağ-ı mezbûru redd ü teslîmden imtinâ‘ ederin deyü tekrar hâkim-i müşârün-ileyh huzûrunda müterâfi‘ân olunduklarında hâkim-i müşârün-ileyh hazretleri dahi tarafeynin kelâmında fikr-i dakīk edip âlimen li hilâfi’l-cârî beyne’l-eimmeti’l-eslâf vakf-ı mezbûrun lüzûmuna dahi hükm-i şer‘î ve kazâ-i mer‘î etmeğin vakıf sahîh ve lâzım olup min-ba‘d nakz ve nakzına mecâl muhâl oldu. “Femen beddelehû ba‘de mâ semi‘ahû fe-innemâ ismühû ale’llezîne yübeddilûnehû innallâhe semî‘un alîm” ve ecrü’l-vâkıfı ale’l-hayyü’l-cev[â]di’l-kerîm cerâ zâlik.
Hurrire fi’l-yevmi’l-âşir min-Zilhicceti’ş-şerîfe li-sene seb‘a ve mie ve elf.
Şuhûdü’l-hâl: Fahrü’l-müderrisîni’l-kirâm Ahmed Efendi b. Hüseyin, fahrü’l-kuzât Mehmed Emin Efendi b. Hüseyin, fahrü’l-kuzât Bayram Efendi b. Osman, fahrü’l-a‘yân Mehmed Efendi b. Osman.
[107b] [Şuhûdü’l-hâl:] Ömer Efendi b. Abdünnebi, Osman Ağa b. Mehmed, el-Hâc Mehmed Ağa b. Ali, Muharrem Çelebi b. Ebûbekir Efendi, Abdurrahman Efendi b. Mehmed Efendi, İbrahim Efendi b. Mehmed, el-Hâc Mustafa Efendi b. el-Hâc Ahmed Bey, İbrahim Çelebi b. Ahmed, Ebûbekir Çelebi b. Hüseyin, Mehmed Çelebi b. İdris, Ahmed Çelebi b. Ahmed muhzır, Receb b. Süleyman, Ali b. Bali, Mehmed Çelebi b. Mehmed.
|