.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 22 Numaralı Sicil (H. 1107-1108 / M. 1695-1697)
cilt: 57, sayfa: 506
Hüküm no: 389
Orijinal metin no: [123b-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Mehmed Çelebi b. Ali ile kızları Fâtma ve Ayşe’nin mülkleri olan menzile ait arsa ve bahçenin mirasçıları arasında taksimi

Husûs-ı âti’z-zikrin mahâllinde ketb ve tahrîrinde fermân-ı âlî vârid olmağın imtisâlen leh savb-ı şer‘-i mutahharadan keşf nâibimiz olan fahrü’l-müderrisîni’l-kirâm Abdullah Efendi b. Ali irsâl olunup ol dahi hâssa mi‘mârlarından Ali Halîfe b. Abdülmennan ve Mustafa Halîfe b. Abdullah ile mahmiye-i İstanbul’da Elvanzade mahallesinde vâki‘ bir tarafdan İsmail Ağa mülkü ve ba‘zan el-Hâc Yusuf mülkü ve bir tarafdan tarîk-i hâs ve iki tarafdan tarîk-i âm ile mahdûd buyût-ı adîdeyi ve hadîkayı ve arsa-i hâliyeyi müştemil menziline varıp zeyl-i vesîkada muharrerü’l-esâmî ve ebniye ve sukūf ahvâline ıttılâ‘-ı tâmmı olan bî garaz Müslimîn mahzarlarında akd-i meclis-i şer‘-i şerîf eylediğinde menzil-i mahdûd-ı mezbûrun altı sehimden dört sehmi Mehmed Çelebi b. el-Hâc Ali nâm kimesnenin mülkü ve birer sehmi sulbiye kızları Fatma ve Ayşe’nin mülkleri ve hakları iken mezbûr Mehmed Çelebi menzil-i mahdûd-ı mezbûrda vâki‘ zikri sebk eden dört sehm-i şâyi‘inin üç sehm-i şâyi‘ini kızı mezbûre Ayşe’nin zevci el-Hâc Salih b. Süleyman nâm kimesneye semen-i ma‘lûm-ı makbûza bey‘ ve temlîk etdiğinden sonra mezbûre Fatma fevt olup verâseti babası mezbûr Mehmed Çelebi ile vâlidesi Râbia bt. Abdullah nâm hatuna münhasıra olup ba‘dehâ mezbûr Mehmed Çelebi dahi vefât edip verâseti zevce-i mezbûre Râbia’ya ve sulbiye kebîre kızı mezbûre Ayşe’ye münhasıra olup ba‘dehû mezbûr el-Hâc Salih dahi fevt olup verâseti zevce-i metrûkesi mezbûre Ayşe’ye ve sulbî kebîr oğlu Süleyman Çelebi’ye ve sulbiye kebîre kızı Fatma ve sagīre kızı Hatice’ye münhasıra ve tashîh-i meselesi bi-tarîkı’l-münâsahati’ş-şer‘iyye beş yüz yetmiş altı sehimden olup sihâm-ı mezbûreden iki yüz yetmiş iki sehim mezbûre Ayşe’ye ve elli iki sehim mezbûre Râbia’ya ve yüz yirmi altı sehim mezbûr Süleyman Çelebi’ye ve altmış üç sehim mezbûretân Fatma ve Hatice’den her birine isâbet eylediği şer‘an zâhir ve mütehakkık olduktan sonra zâtını ma‘rifet-i şer‘iyye ile ârifân el-Hâc Mesud b. Ali ve el-Hâc Musa b. Ebûbekir nâm kimesneler ta‘rîfleriyle mu‘arrefe olan mezbûre Âişe meclis-i ma‘kūd-ı mezbûrda sadrî oğlu olup kendi asıl ve kız karındaşı sagīre-i mezbûre Hatice’nin tesviye-i umûruna kıbel-i şer‘den mansûb vasî ve mezbûr Fatma tarafından dahi husûs-ı âti’z-zikre vekîl olduğu zâtını ma‘rifet-i şer‘iyye ile ârifân mu‘arrefân-ı mezbûrân ma‘rifetleriyle şer‘an sâbit olan mezbûr Süleyman Çelebi ile mezbûre Râbia mahzarlarında takrîr-i kelâm ve bast-ı merâm edip menzil-i mahdûd-ı mezbûrun ebniye-i kadîmesi bin yüz beş senesinde vâki‘ harîkde bi’l-külliye muhterik olup zevcem mezbûr el-Hâc Salih ol hînde hayatda olmağın kendi malıyla menzil-i mezbûru binâ etmiş idi. Ebniye-i mezkûre beynimizde yine müşterek kalıp lâkin arsası kābil-i kısmet olmağla[olmamağla] ancak arsasından ber-vech-i mübeyyen benim hisse-i şâyi‘am ifrâz olunmak matlûbumdur dedikde gıbbe’t-tasdîkı’ş-şer‘î mi‘mârân-ı mezbûrân menzil-i mezbûrun arsasını bi’l-muvâcehe misâha eyledikde tûlen ve arzan bi-hesâb-ı terbî‘î sekiz yüz on zirâ‘ arsadan mezbûre Ayşe’nin ber-vech-i mübeyyen iki yüz yetmiş iki sehmine üç yüz seksen iki zirâ‘ arsa ve mezbûre Râbia’nın elli iki yetmiş yüz üç zirâ‘ arsa ve mezbûr Süleyman Çelebi’nin dahi yüz yirmi altı sehmine yüz yetmiş yedi zirâ‘ arsa ve mezbûretân Fatma ve Hatice’den her birinin altmış üçer sehimlerine seksen sekiz buçuk zirâ‘ arsa isâbet eylediği zâhir ve mütehakkık olduktan sonra hamam köşesinde tûlen yirmi dört ve arzan on beş zirâ‘ ve yirmi iki parmak bi-hesâb-ı terbî‘î üç yüz seksen iki zirâ‘ matbah arsası ve hadîka-i mezbûre Ayşe’nin iki yüz yetmiş iki sehmine hisse ta‘yîn ve tahsîs olunup ve bâkî dört yüz yirmi sekiz zirâ‘ arsa ve hadîka mezbûrûn Râbia ve Süleyman Çelebi ve Fatma ve Hatice’nin cem‘an üç yüz dört sehimlerine hisse ta‘yîn ve tahsîs ve beynlerine alâmât-ı fâsıla vaz‘ olundukda her biri bi’l-asâle ve bi’l-vekâle ve bi’l-vesâye kabz ve kabûl etmeğin vâki‘ hâli mevlânâ-yı mezbûr mahâllinde tahrîr ve ma‘an ba‘s olunan Ali Çelebi b. Mustafa ve Mehmed Çelebi b. İbrahim meclis-i şer‘a gelip alâ vukū‘ihî inhâ ve takrîr etmeğin mâ-vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu.

Fi’l-yevmi’l-âşir Zilkade sene [1]107

Şuhûdü’l-hâl: el-Hâc Ömer b. Yahya, el-Hâc Yunus b. Said, el-Hâc Mesud b. Ömer, Mustafa Çelebi b. Ahmed, el-Hâc Musa b. Ebûbekir, el-Hâc Yusuf b. Sâlim.