.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 22 Numaralı Sicil (H. 1107-1108 / M. 1695-1697)
cilt: 57, sayfa: 513
Hüküm no: 397
Orijinal metin no: [125b-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


İstanbul Fethiye mahallesinde Rukiye Hanım’ın vakıf arsası üzerindeki binanın sahibi Terzizâde Mustafa Efendi b. Ali mirasçıları arasında taksimi

Husûs-ı âti’z-zikrin mahâllinde ketb ve tahrîri için savb-ı şer‘-i münîrden bâ-fermân-ı âlî keşif nâibimiz fahrü’l-müderrisîni’l-kirâm Abdullah Efendi b. Ali irsâl olunup ol dahi hâssa mi‘mârlardan üstâd Dede Mehmed Halîfe b. İshak ve Ali Halîfe b. Abdullah ile mahmiye-i İstanbul’da Fethiye kurbünde Kâtib Muslihiddin mahallesinde vâki‘ arsası merhûme Rukiye nâm sahibetü’l-hayrın vakfı, senede mahalle-i mezbûre mescid-i şerîfinin imâm ve müezzinine kırk akçe mukāta‘a-i kadîmesi olup ve ebniyesi bundan akdem vefât eden Derzizâde Mustafa Efendi b. Ali’nin ile’l-vefât mülkü ve ba‘de vefâtihî hasran vârisleri zevce-i metrûkesi Ümmühani bt. Ali ile sulbî kebîr oğulları Yahya Çelebi ve Ahmed Çelebi’nin ve kebîre kızları Emine ve Sâliha ve Safiye’ye intikāl edip sekiz sehimden bir sehim zevcesi mezbûre Ümmühani Hatun’un ve ikişer sehim oğulları mezbûrân Yahya Çelebi ve Ahmed Çelebi’nin ve birer sehim kızları mezbûrât Emine ve Sâliha ve Safiye’nin mülk-i mevrûsları olup bir tarafdan Hamza Çelebi tasarrufunda olan vakıf menzil ve bir tarafdan Hasan Paşa bahçesi ve bir tarafdan vakıf odaları ve bir tarafdan tarîk-i âm ile mahdûd ve hâriciyesi fevkānî nîm sofalı bir bâb kebîr oda ve bir sofa ve bir dehliz ve tahtânî bir kebîr oda ve dîk bir nerdübân ve sokak kapısı ve dâhiliyesi bir bâb fevkānî oda ve bir bâb tahtânî oda ve bir kilâr ve bi’r-i mâyı müştemil olan menzilin üzerine varıp zeyl-i rukîmde muharrerü’l-esâmî olan Müslimîn mahzarlarında akd-i meclis-i şer‘-i şerîf eyledikde zâtını ma‘rifet-i şer‘iye ile ârifân İsmail Çelebi b. Osman ve Mehmed Çelebi b. Veli ta‘rîfleriyle mu‘arrefe olan mezbûre Safiye Hatun asâleten ve kendi nefsinden asıl ve kız karındaşı mezbûre Emine tarafından husûs-ı âti’l-beyâna vekîl olduğu zât-ı mezbûreyi ma‘rifet-i şer‘iye ile ârifân Ahmed Bey b. Abdullah ve Mehmed b. İshak şehâdetleriyle şer‘an sâbit olan mezbûr Ahmed Çelebi meclis-i ma‘kūd-ı mezbûrda mezbûr Yahya Çelebi ile kezâlik zâtları mezbûrân İsmail Çelebi ve Mehmed Çelebi ta‘rîfleriyle mu‘arrifetân olan mezbûretân Ümmühani ve Sâliha mahzarlarında her biri bi’l-asâle ve bi’l-vekâle ikrâr ve takrîr-i kelâm edip menzil-i mezkûrun ebniye-i meşrûhası ber-vech-i meşrûh mülk-i mevrûsumuz ve kābil-i kısmet olup ve arsası dahi bi’t-tab‘ kısmet olunmak min-külli’l-vücûh vakfa enfa‘ ve mahalle-i mezbûre imâmı olup arsa-i mezkûrenin bi’l-fi‘l mütevellîsi olan Hasan Efendi b. Abdülvahhab dahi bize izin vermekle biz dahi cümlemizin rızâsıyla işbu mi‘mârân-ı mezbûrân tahmîn ve misâha eyledikleri tûlen ve arzan bi-hesâb-ı terbî‘î yüz kırk zirâ‘ arsa üzerinde ben fevkānî nîm sofalar bir bâb kebîr oda ve önünde bir sofa ve dehliz ve tahtânî bir bâb kebîr oda ve cunba bir nerdübân ve sokak kapısına müştemil olan mecmû‘-ı hâriciye-i meşrûha menzil-i mezkûrda cem‘an dört sehim hisseleri’çün mezbûr Yahya Çelebi ile mezbûretân Ümmühani ve Sâliha’ya tahsîs ve ta‘yîn ve bir bâb fevkānî ve bir bâb tahtânî oda ve bir kilâr ve cüneyneyi müştemil olan mecmû‘-ı dâhiliye-i meşrûha ile kapı olmak üzere işbu odalar tarafında vâki‘ tarîk-i âmma müntehî tûlen on dört zirâ‘ ve arzan bir zirâ‘ on sekiz parmak arsa üçümüzün menzil-i mezkûrda cem‘an dört sehim hisselerimiz için tahsîs ve ta‘yîn ve alâmât-ı fâsıla vaz‘ı ile beynleri temyîz ve tebyîn olundukdan sonra işbu mezbûr Yahya Çelebi ile mezbûretân Ümmühani ve Sâliha’ya ta‘yîn olunan hâriciye-i mezkûrenin ebniyesi cedîd ve min-ciheti’l-kıymet ezyed ve mütefâvit olup mi‘mârân-ı mezbûrân ve Müslimîn-i mezkûrînin takvîm [126a] ve ihbârları üzere hisselerinden ziyâde olup bize reddi lâzım gelen kırk kuruş mezbûr Yahya Çelebi ile mezbûretân Ümmühani ve Sâliha Hatun bize red ve teslîm edip biz dahi bi’l-asâle ve bi’l-vekâle yedlerinden tamamen ahz u kabz etdiğimizden sonra bi’r-i mâ ve menzil-i mezkûrun kârizi beynimizde müşterek olmak üzere her birimize vech-i meşrûh üzere hisse-i mefrûza-i mu‘ayyenemizi kabûl ve kabz eyledik dediklerinde gıbbe’t-tasdîkı’ş-şer‘î vâki‘ hâli mevlânâ-yı mezbûr mahâllinde ba‘de’t-tahrîr ma‘an irsâl olunan Mustafa Efendi b. Ömer ve İbrahim Çelebi b. Mehmed ile meclis-i şer‘a gelip alâ vukū‘ihî inhâ ve takrîr etmeğin mâ-vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu.

Fi’l-yevmi’l-hâdî aşer min-Şa‘bâni’l-mu‘azzam sene [1]107

Şuhûdü’l-hâl: Mustafa Efendi b. Rıdvan, Abdullah Efendi b. Ramazan, Mustafa Çelebi b. Mehmed, Mustafa Çelebi b. Yusuf, İsmail Çelebi b. Osman, es-Seyyid Mustafa b. es-Seyyid Yahya, Ahmed Çelebi b. Lütfullah, Abdullah b. Derviş, Mehmed Çelebi b. Mehmed, Arslan Beşe, Süleyman Beşe, Attar Mustafa Çelebi, Ömer Beşe, Süleyman Çelebi b. ( ) Çelebzâde, Abdülkadir b. el-Hâc Abdurrahman, İbrahim Çelebi Muhzır.