.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 22 Numaralı Sicil (H. 1107-1108 / M. 1695-1697)
cilt: 57, sayfa: 522
Hüküm no: 404
Orijinal metin no: [129a-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Vefat eden Salbaşı Hüseyin Ağa b. İbrahim’in borcu sebebiyle karısı Rukiye Hatun’un terekeden alacağı bulunmadığı

Mahmiye-i İstanbul’da el-Hâc İlyas mahallesi ahâlîsinden olup bundan akdem Ahıska’da yeniçeri ağası olmağla ma‘zûlen gelirken Erzurum’da fevt olan Salbaş Hüseyin Ağa b. İbrahim b. Mehmed’in verâseti zevcât-ı metrûkâtı Rukiye Hatun bt. Mehmed Ağa ve Erşadu Meryem nâm hatunlara ve sulbî kebîr oğlu Hasan Ağa’ya münhasıra olduğu şer‘an zâhir ve müte‘ayyen olduktan sonra mezbûre Rukiye Hatun ba‘de’t-ta‘rîfi’ş-şer‘î meclis-i şer‘-i şerîf-i enverde tereke-i müteveffâ-yı mezbûra vâzı‘u’l-yed olan mezbûr Hasan Ağa mahzarında üzerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edip li-ebeveyn karındaşım olup verâseti ancak bana münhasıra olan İbrahim Beşe b. Mehmed Ağa b. Mahmud bundan akdem medîne-i Ahıska’da zevcim mezbûr yanımda iken fevt olan cemî‘-i terekesi ba‘de’l-bey‘ semenleri bin iki yüz kuruşa bâliğ ve meblağ-ı mezbûr ırsen bana isâbet etmişdi. Zevcim mezbûr Hüseyin Ağa meblağ-ı mezbûr bin iki yüz kuruşu ahz u kabz ve meblağ-ı mezbûrun yüz altmış kuruşuna karındaşım mezbûr İbrahim Beşe’nin düyûn-ı müsbitesi’çün dâyinine edâ ve teslîm edip mâ‘adâsı olan bin kırk kuruşu mezbûr Hüseyin Ağa kendi mesârifine sarfla istihlâk edip hatta karındaşım müteveffâ-yı mezbûrun terekesinden ber-vech-i muharrer bana isâbet eden meblağ-ı mezbûr bin kırk kuruşu kabz ve kendi mesârifine sarfla istihlâk etmekle zimmetinde bana edâsı lâzımeden olduğu alâ ruûsi’l-işhâd hâl-i hayat ve kemâl-i sıhhatinde bin doksan sekiz senesinde ikrâr ve i‘tirâf eyledikden sonra kable’l-edâ zimmetinde iken mezbûr Hüseyin Ağa fevt olup terekesine oğlu mezkûr Hasan Ağa vâzı‘u’l-yed olmağın hâlâ suâl olunup meblağ-ı mezbûru zevcim müteveffâ-yı mezbûrun terekesinden bana edâya mezbûr Hasan Ağa’ya tenbîh olunmak matlûbumdur dedikde gıbbe’s-suâl mezbûr Hasan Ağa cevâbında, fi’l-hakīka babası müteveffâ-yı mezbûr Hüseyin Ağa’nın terekesine vaz‘-ı yedini [ikrâr] lâkin deyn mezbûru inkâr edecek müdde‘iyye-i mezbûreden müdde‘âsına mutâbıka beyyine taleb olundukda udûl-i Müslimînden dergâh-ı âlî yeniçerilerinin yirmi birinci cemâ‘atine mahsûs oda ahâlîsinin sâbıkā odabaşıları olup hâlâ mahmiye-i mezbûrede Alipaşa mahallesinde sâkin Seydi Odabaşı b. Mehmed ve Haraççı Muhyiddin mahallesinde sâkin Himmet Beşe b. Yusuf nâm kimesneler li ecli’ş-şehâde meclis-i şer‘a hâzırân olup isre’l-istişhâd fi’l-hakīka işbu mezbûr Hasan Ağa’nın babası olup Ahıska’da yeniçeri ağası olduktan sonra ma‘zûlen gelirken Erzurum’da fevt olan Salbaş Hüseyin Ağa b. İbrahim b. Mehmed işbu müdde‘iyye-i mezbûre Rukiye Hatun için zevcem Rukiye’nin li-ebeveyn karındaşı olup yanımda iken fevt olan İbrahim Beşe b. Mehmed Ağa b. Mahmud’un verâseti ancak merkūme Rukiye’ye münhasıra iken müteveffâ-yı mezbûr İbrahim Beşe’nin cemî‘-i terekesi ba‘de’l-bey‘ semenleri bin iki yüz kuruşa bâliğ ve meblağ-ı mezbûr ırsen mezbûreye isâbet etmiş iken meblağ-ı mezbûr bin iki yüz kuruşunu ahz u kabz edip meblağ-ı mezbûrun yüz altmış kuruşunu müteveffâ-yı mezbûrun düyûn-ı müsbitesi için dâyinine edâ ve teslîm edip mâ‘adâsı olan bin kırk kuruşu kendi mesârifime sarfla istihlâk etmekle meblağ-ı mezbûr zevcem merkūme Rukiye Hatun’a zimmetimde edâsı lâzım deynimdir deyü mezbûr Hüseyin Ağa hâl-i hayatında bin doksan sekiz senesinde bizim huzûrumuzda ikrâr ve i‘tirâf edip bizi işhâd eyledikden sonra kable’l-edâ fevt olmağla hâlâ meblağ-ı mezbûr bin kırk kuruş müdde‘iyye-i mezbûre Rukiye içün mezbûr Hüseyin Ağa’nın terekesinden hakk-ı taleb ve ahz vardır biz bu husûsa bu vech üzere şâhidleriz şehâdet dahi ederiz deyü her biri edâ-i şehâdet-i şer‘iye eylediklerinde gıbbe’t-ta‘dîl ve’t-tezkiye şehâdetleri makbûle olduktan sonra meblağ-ı mezbûru zevci mezbûr Hüseyin Ağa’dan hayatında küllen veyâ ba‘zan ahz u kabz veyâ hîbe veyâ âhara havale etmeyip ve’l-hâsıl turûk-ı şer‘iyeden bir tarîk ile müteveffâ-yı mezbûrun zimmetini ibrâ ve ıskāt etmediğine müdde‘iyye-i mezbûreye yemîn teklîf olundukda ol dahi alâ vefki’l-mesûl yemîn billâhi te‘âlâ etmeğin mûcebiyle ba‘de’l-hükm ve’t-tenbîh mâ-vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu

Fî 20 Zilhicce sene [1]107

Şuhûdü’l-hâl: Mehmed Çelebi b. İbrahim, Müftîzâde Mehmed Efendi, İbrahim Çelebi b. Mehmed, Ali Beşe b. Ahmed Çukadar.