.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 22 Numaralı Sicil (H. 1107-1108 / M. 1695-1697)
cilt: 57, sayfa: 541
Hüküm no: 415
Orijinal metin no: [134b-2]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Mahmud Dede b. Rasûl’ün menzili davasında mütevelli Aşur Efendi’nin ibra edildiği

İbrâ bi’l-husûs

Husûs-ı âti’z-zikrin mahâllinde ketb u tahrîr için savb-ı şer‘den bi’t-taleb irsâl olunan Ebûbekir Efendi b. Elhâc Abdülkerim mahmiye-i İstanbul’da Küçükayasofya kurbünde Hüseyinağa mahallesinde vâki‘ zikri âtî menzilin üzerine varıp zeyl-i kitâbda muharrerü’l-esâmî Müslimîn huzûrlarında akd-i meclis-i şer‘-i hatîr eyledikde menzil-i mezbûrda sâkine olup zâtını ma‘rifet-i şer‘iye ile ârifân Elhâc Mustafa b. Abdülkadir ve Ahmed Ağa b. Hasan ta‘rîfleriyle mu‘arrefe olan Şehbaz bt. Abdullah nâm hatun meclis-i ma‘kūd-ı mezbûrda merhûm Latîfe Hatun bt. Cafer nâm sahibetü’l-hayrın süknâsı ulemâdan bir recül-i sâliha meşrûta vakfı olan menzilin tevcîh-i hâkimü’ş-şer‘le mutasarrıfı ve kıbel-i şer‘den mansûb mütevellîsi olan işbu bâ‘isü’l-kitâb eş-Şeyh Âşûr Efendi b. Abdurrahim mahzarında bi’t-tav‘i’s-sâf ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm edip, işbu bir tarafdan Bevvâb Ahmed Ağa menzili ve bir tarafdan Kurubalıkzâde menzili ve bir tarafdan vakf-ı mezbûrdan olup mezbûr eş- Şeyh Âşûr Efendi tasarrufunda olan mârrü’z-zikr ulemâya meşrûta menzil ve bir tarafdan tarîk-i âm ile mahdûd bir bâb fevkānî ve bir bâb tahtânî odaları müştemil menzil merhûme-i mezbûre Latîfe Hatun Vakfı’ndan icâreteyn-i ma‘lûmeteyn ile zevcim olup bundan akdem vefât eden Mahmud Dede b. Rasûl’ün taht-ı tasarrufunda iken mezbûr Mahmud Dede târih-i kitâbdan yirmi sene mukaddem hâl-i hayatında menzil-i mezbûru bâ-izn-i mütevellî bana ferâğ ve tefvîz edip ben dahi tefevvüz ve kabûl ve târih-i kitâba gelince ber-vech-i muharrer mutasarrıfa olmağın lâkin menzil-i mahdûd-ı mezbûr merhûme-i mezkûre Latîfe Hatun’un süknâsı ulemâdan bir racül-i [135a] sâliha meşrûta olan menzilin hudûdu dâhilinde olup ve müştemilâtından iken mukaddemâ bilâ-vech-i şer‘î menzil-i mevkūf-ı mezbûrdan ifrâz ve âhara îcâr olunmuş deyü bi-kavl-i mezbûr menzil-i mahdûd-ı mezkûru vakıf için benden huzûr-ı hâkimü’ş-şer‘de taleb ve da‘vâ eyledikde kazıyye vech-i muharrer üzre olup menzil-i mahdûd-ı merkūm merhûme-i mezbûrenin süknâsı ulemâdan bir recül-i sâliha meşrûta vakfı olan menzilin hudûdu dâhilinde olup müştemilâtından olmakla süknâsı ulemâya meşrûta olduğu benim dahi ma‘lûmum olmakla menzil-i mezbûrdan kendi rızâm ile kasr-ı yed ve mütevellî-i mezbûra vakf için teslîm ol dahi kabz ve menzil-i mevkūf-ı mezbûr ile ke’l-evvel tasarruf olunmak için bi’t-tevliye tesellüm ve menzil-i mevkūf-ı mezbûra zam ve ilhâk eyledikden sonra menzil-i mezbûrun mukaddemâ tarîk-i âm tarafından vâki‘ duvarı ve tahta döşemeleri münhedim oldukda ben bâ-izn-i mütevellî mu‘accele mahsûben kendi malımla ta‘mîr ve termîm ve elli kuruş harc ve sarf eylediğimden sonra masrûfu istifâ etmeyip taraf-ı vakfdan bâkī kalmışdır deyü taleb ve da‘vâ eyledikde mütevellî-i mezbûr dahi kendi malından teberru‘an bana yirmi kuruş def‘ u teslîm ben dahi işbu meclisde ahz u kabz edip masrûfuma ve zevcim müteveffâ-yı mezbûrun masrûfuna ve bi’l-cümle menzil-i mezbûrun arsa ve binâsına ve târih-i kitâba gelince sâir hukūka müte‘allika, âmme-i da‘vâdan ben taraf-ı vakfı ve mütevellî-i mezbûru ibrâ-i âmm-ı kātı‘u’n-nizâ‘la ibrâ ve ıskāt edip ol dahi bana medfû‘u olan yirmi kuruşa ve sâire müte‘allika da‘vâdan benim zimmetimi ibrâ ve ıskāt eyledi min-ba‘d târih-i kitâba gelince vechen mine’l-vücûh da‘vâ ve nizâ‘ımız kalmadı dedikde gıbbe’t-tasdîkı’ş-şer‘î vâkı‘-ı hâl-i mevlânâ-yı mezbûr mahâllinde ketb ü tahrîr edip ba‘dehû ma‘an ba‘s olunan Mehmed b. Ahmed ve Receb b. Süleyman ile meclis-i şer‘a gelip alâ vukū‘ihî inhâ ve takrîr etmeğin mâ vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu.

Fi’l-yevmi’s-sâdis min-Zilhicceti’ş-şerîfe li-sene seb‘a ve mie ve elf.

Şuhûdü’l-hâl: Osman Çavuş b. Mustafa, Ali Efendi b. Mustafa, Ahmed Ağa b. Hasan, Elhâc Mustafa b. Abdülkadir, Receb Çelebi b. Süleyman el-Muhzır, Yorganî Mehmed b. Ahmed ve gayruhum mine’l-huzzâr.