İstanbul Mahkemesi 22 Numaralı Sicil (H. 1107-1108 / M. 1695-1697) cilt: 57, sayfa: 587 Hüküm no: 448 Orijinal metin no: [149a-3] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır. İstanbul’da eskiden olduğu gibi koyun iç yağının vukıyyesinin mumculara on dört akçeye satılmaya devam edilmesi, daha pahalıya satılmaması Mahmiye-i İstanbul’da mumcu tâifesinin kethudâları olan Yusuf Çelebi b. Mustafa ve yiğitbaşıları olan Polizo v. Kostantin ve Kosta v. Yorgi ve Esteryo v. Yani ve Paroş v. Diyako ve Diyako v. Nikola ve Kostantin v. Panayot ve Yani v. Kosta ve sâirleri meclis-i şer‘-i enverde mahmiye-i mezbûrede Koyun kasablarının kethudâları olan Hüseyin Çelebi b. Abdullah ve ihtiyârlarından Mustafa Çelebi b. Muslı ve Osman Çelebi b. Abdullah ve sâirleri mahzarında her biri takrîr-i kelâm ve ta‘bîr ani’l-merâm edip kadîmü’l-eyyâmdan ilâ hâze’l-ân koyun iç yağının bahâsı yağ mumunun bahâsının nısfı olup yağ mumunun vakıyyesinin narh-ı [149b] cârîsi yirmi sekiz akçeye [bâliğ] oldukda biz koyun iç yağının beher vakıyyesi kasab tâifesinden on dörder akçeye ve sığır iç yağının her vakıyyesi on ikişer akçeye iştirâ edegelip elân dahi yağ mumunun narh-ı cârîsi beher vakıyyesi yirmi sekizer akçeye ve koyun iç yağının narh-ı cârîsi beher vakıyyesi on dörder akçeye ve sığır iç yağının narh-ı cârîsi beher vakıyyesi on ikişer akçeye olmağla kadîmden olageldiği vech üzere koyun iç yağının beher vakıyyesi narh-ı cârî üzere on dörder akçeye kasab tâifesinden taleb eylediğimde ziyâdeye teklîf ile beynimizde ihtilâle bâdî olmuşlar idi, hâlâ ke’l-evvel narh-ı cârî üzere koyun iç yağının beher vakıyyesi on dörder [akçeye] bey‘ edip ziyâdeye teklîf ile bâ‘is-i ihtilâl olmamak üzere zikrolunan kasab tâifesi râzı ve müte‘ahhidler olup bu vech üzere beynimizde kavl ü ittifâk ve ahd ü mîsâk eyledik, suâl [olunup] takrîrleri tahrîr olunmak matlûbumuzdur dediklerinde gıbbe’s-suâl mezbûrûn kasab tâifesi cevâblarında fi’l-hakīka bâlâda tafsîl olunan vech üzere olup koyun iç yağının beher vakıyyesini kadîmden olageldiği vech üzere narh-ı cârîsi üzere on dörder akçeye mumcu tâifesine bey‘ edip ziyâdeye teklîf ile bâ‘is-i ihtilâl olmamak için râzı ve müte‘ahhidler olup bu vech üzere beynimizde kavl ü ittifâk ve ahd ü mîsâk eyledik deyü mumcu tâifesi kelimât-ı meşrûhalarında vicâhen ve şifâhen tasdîk ve tahkīk etmeğin mâ-hüve’l-vâki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fî 10 mine’l-Muharremi’l-harâm sene [1]108. Şuhûdü’l-hâl: Mustafa Çelebi b. Mehmed Yiğitbaşı, el-Hâc Süleyman b. Mehmed Yiğitbaşı, Hüseyin Çelebi b. Mehmed, Ramazan Çelebi b. Mehmed, Mehmed Çelebi b. İbrahim, Mustafa b. Şaban, İbrahim Çelebi b. Ahmed, Receb b. Osman, Ali b. Bali.