İstanbul Mahkemesi 22 Numaralı Sicil (H. 1107-1108 / M. 1695-1697) cilt: 57, sayfa: 591 Hüküm no: 451 Orijinal metin no: [150b-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Merhum Sadık’ın vakfettiği yerlere mutasarrıf olanlardan Fatma Hatun bt. Salih Efendi ile Mehmed Çelebi b. Ali arasındaki alacak davasında anlaşma sağlandığı [Orijinal metinde 149 nolu varaktan sonra bir varağa numara verilmemiş olduğundan bu varak 150 olarak numaralanmış ve bundan sonraki varaklar kaydırılmıştır.]
Mahmiye-i İstanbul’da Mercan Ağa mahallesinde vâki‘ merhûm el-Hâc Sâdık nâm sahibü’l-hayrın ber-vech-i âtî evlâd-ı evlâdından olup zâtını ma‘rifet-i şer‘iye ile ârifûn Mustafa Çelebi b. Şaban ve Derviş Mehmed Çelebi b. el-Hâc Mustafa ve el-Hâc İsmail b. Murad ta‘rîfleriyle mu‘arrefe olan Fâtıma Hatun bt. Salih Efendi meclis-i şer‘-i şerîf-i enverde vâkıf-ı mezbûrun evlâd-ı evlâdından olup cünûn-ı mutbık ile mecnûn olan Gevher bt. Ali nâm hatunun sadrî kızı ve tesviye-i umûruna vasîyy-i şer‘îsi ve vakf-ı âti’z-zikre kıbel-i şer‘den mansûb mütevellîsi olan Rahime Hatun bt. Mehmed Çavuş tarafından husûs-ı âti’l-beyâna vekîl olduğu zât-ı mezbûreyi ma‘rifet-i şer‘iye ile ârifûn el-Hâc İsmail b. Murad ve Mustafa b. el-Hâc İsmail ve el-Hâc Salih b. Receb şehâdetleriyle şer‘an sâbit olan zevci Mehmed Çelebi b. Ali mahzarında ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm edip mahalle-i mezbûrede vâki‘ iki tarafı Arabacıbaşı Vakfı ve iki tarafı tarîk-i âm ile mahdûd büyût-ı adîde ve üç bâb dükkânı müştemil menzil vâkıf-ı mezbûr el-Hâc Sâdık’ın vakfiye-i ma‘mûlün-bihâsında ta‘yîn ve tasrîh olunduğu vech üzere evlâdına ve evlâd-ı evlâdına ve evlâd-ı evlâd-ı evlâd-ı evlâdına ile’l-inkırâz batnen ba‘de batnin ve tevliyeti sulbî oğlu Ahmed’e ba‘dehû aslah evlâdına meşrûta vakfı olup vâkıf-ı mezbûr el-Hâc Sâdık’ın oğlu Mahmud’un sulbiye kızı Âişe’nin sadrî oğlu Salih Efendi’nin sulbiye kızı ve merkūme Gevher yine vâkıf-ı mezbûrun âhar oğlu Ali’nin sulbî oğlu Ahmed’in sulbiye kızı Fatıma’nın sadriye kızı olmağla benimle derecede müsâvî ve menzil-i mezbûrdan hâsıla olan galleye mezbûre Gevher ile ale’l-iştirâki’s-sevî müstahıkka olup hatta ber-vech-i muharrer evlâd-ı vâkıfdan ve merkūme Gevher ile derecede müsâvî olup menzil-i mezbûrdan hâsıla olan galleye ale’l-iştirâki’s-sevî müstahıkka olduğum yedimde olan işbu hücec-i şer‘iye nâtıka olduğu üzere huzûr-ı hâkimü’ş-şer‘de şuhûd-ı udûlle sâbit ve zâhir iken vakf-ı mezbûrdan olan sâlifü’z-zikr üç bâb dükkânın sülüs hissesine mutasarrıf olan Hadîce Hanım bt. Zülfikar Paşa bilâ-veled fevt olup mutasarrıfe olduğu sülüs hissesi taraf-ı vakfa âid olmağla vekîl-i mezbûr Mehmed Çelebi mârrü’z-zikr sülüs hisseyi taraf-ı vakıfdan dört yüz kırk guruşa Karabit v. Bedros nâm Ermeni’ye îcâr ve teslîm ve meblağ-ı mezbûr dört yüz kırk guruşu ahz u kabz ve nısfı olup benim hisseme âid olan iki yüz yirmi guruşu kendi mesârifine sarfla istihlâk etmekle meblağ-ı mezbûr iki yüz yirmi guruşu mezbûr Mehmed Çelebi’den taleb ve da‘vâ eylediğimde ol dahi cevâbında kazıyye bâlâda tafsîl ü beyân olunan vech üzere olduğunu ikrâr lâkin benim kendi malımdan taraf-ı vakıfda otuz beş bin yüz doksan bir akçe hakkım vardır deyü iddi‘â etmekle beynimizde münâza‘ât-ı kesîre cereyânından sonra muslihûn tavassut edip da‘vâ-yı mezbûremden mezbûr Mehmed Çelebi ile beynimizde yüz yirmi guruş üzerine akd-i müsâlaha olundukda ben dahi sulh-i mezbûru kabûl ve bedel-i sulh-i mezbûr yüz yirmi guruşu işbu meclisde yedinden tamamen ahz u kabz edip beni mâ‘adâsına ve târih-i kitâba gelince sâir hukūka müte‘allika âmme-i da‘vâdan mezbûr Mehmed Çelebi ile mezbûretân Gevher Hatun ve Rahime Hatun’un zimmetlerini ibrâ-i âmm-ı kātı‘u’n-nizâ‘la ibrâ ve ıskāt edip mezbûr Mehmed Çelebi dahi bana medfû‘u olan meblağ-ı mezbûr yüz yirmi guruşa ve müdde‘âsı olan otuz beş bin yüz doksan bir akçeye ve târih-i kitâba gelince beynimizde cereyân eden sâire müte‘allika âmme-i da‘vâdan benim zimmetimi ve taraf-ı vakf-ı mezbûru ibrâ-i âmm-ı kātı‘u’n-nizâ‘la asâleten ve vekâleten ibrâ ve ıskāt eyledi, min-ba‘d birbirimiz ile vechen mine’l-vücûh da‘vâ ve nizâ‘ımız kalmadı dedikde gıbbe’t-tasdîkı’ş-şer‘î mâ-hüve’l-vâki‘ bi’t-taleb ketb olundu.
Fi’l-yevmi’l-hâmis ve’l-işrîn mine’l-Muharremi’l-harâm sene [1]108.
Şuhûdü’l-hâl: Nurallah Efendi İmâm-ı Koca Mustafa Paşa, Mustafa Efendi Vekîlharc-ı Koca Mustafa Paşa, el-Hâc Mehmed b. Osman İşari?, Abdurrahman Efendi Halîfe-i muhâsebe, Salih Efendi b. Receb Huddâm-ı muhâsebe, el-Hâc İsmail Huddâm-ı muhâsebe, Derviş Mehmed Çelebi b. el-Hâc Mustafa, es-Seyyid Ömer Çelebi b. Receb, İbrahim Çelebi b. Ahmed, Mustafa Çelebi b. el-Hâc Ahmed, Mustafa Çelebi b. el-Hâc İsmail, Mustafa Çelebi b. Hasan ve gayruhum.
|