.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 22 Numaralı Sicil (H. 1107-1108 / M. 1695-1697)
cilt: 57, sayfa: 626
Hüküm no: 482
Orijinal metin no: [161b-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


İngiliz elçisi tercümanlarından Yako v. Orham’ın, Domine Anaştaşya bt. Tabize’ye verdiği borca karşılık aldığı rehin eşyanın, borç ödenmediği için satıldığı

Husûs-ı âti’z-zikrin mahâllinde ketb ü tahrîri için savb-ı şer‘den bi’t-taleb irsâl olunan Ebûbekir Efendi b. el-Hâc Abdülkerim sâbıkā Boğdan voyvodası olan Kostantin v. Duka’nın mahmiye-i İstanbul’da hısnı ebvâbından Fenerkapısı hâricinde Abdi Subaşı mahallesinde sâkin olduğu menzile varıp zeyl-i vesîkada muharrerü’l-esâmî huzûrlarında akd-i meclis-i şer‘-i şerîf eyledikde mezbûr Kostantin ve li-ebeveyn er karındaşı İstefani asâleten ve mezbûrânın li-ebeveyn kız karındaşları Safita ve Anaştaşya taraflarından husûs-ı âti’z-zikri ikrâra vekîl olduğu zât-ı mezbûretânı ma‘rifet-i şer‘iye ile ârifân mahmiye-i Galata’da Kalafatçıbaşı mahallesi sükkânından Dimitri v. Kanalo ve Gavril v. Kostantin şehâdetleriyle şer‘an sâbit olan İvaz v. Hristo nâm zimmî meclis-i ma‘kūd-ı mezbûrda İngiliz elçisi tercümanlarından bâ‘is-i hâze’s-sifr Yako v. Avraham nâm Yahûdî muvâcehesinde her biri ikrâr ve takrîr-i kelâm edip bizim anamız Domine Anaştaşya bt. Tabize bundan akdem mezbûr Yako’dan on bir bin guruş istidâne ve kabz edip zimmetinde deyni olmağla deyn-i mezbûru mukābelesinde yedinde mülkü olan ortası otuz dokuz elmas taşlı bir altın ön kuşak ve ortası yirmi bir kebîr elmas ve etrâfında yirmi iki sagīr elmas ve sekiz hurda yâkut taşlı bir kuşak ve birer elmas taşlı yirmi dört habbe altın düğme ve otuz dokuz elmas taşlı bir altın sorguç ve her çiftinde otuz üçer elmas taşlı ki cem‘an üç yüz doksan altı taşlı on iki çift düğmeli çaprast [çapras] ve on iki çift elmas ve yirmi dört yâkut taşlı bir çift altın bileziği yedine rehin vaz‘ ve teslîm edip mezbûr Yako dahi ba‘de’l-irtihân ve’l-kabz mezbûre Domine Anaştaşya deyn-i mezbûrunun bin guruşunu edâ ve teslîm edip on bin guruş deyni bâkī kalmağla mezbûre Domine Anaştaşya deyn-i mezbûr on bin guruşun ancak dört bin guruşunu bin yüz yedi senesi Cumâdelûlâsı’nın sekizinci gününden on beş gün tamamına değin ve bâkī altı bin guruşunu müddet-i mezbûreden sonra elli gün tamamına değin edâ etmezse rehân-ı mezbûrede dört bin guruşa kâfî olan mikdârını târih-i merkūmdan on beş gün tamamında ve mâ‘adâyı müddet-i mezbûreden sonra elli gün tamamında ba‘de’l-müzâyede semen-i misilleri ile âhara bey‘ ve kabz-ı semen ve semenlerinden deyn-i mezbûru mezkûr Yako’ya edâya ve fazla kalırsa kendüye îsâle azl [ve] in‘izâlden masûne vekâlet-i devriye ile işbu hazır bi’l-meclis Angili v. Kordaki nâm zimmîyi tarafımdan vekîl nasb ve ta‘yîn edip ol dahi vekâlet-i mezbûreyi kabûl eyledikden sonra müddet-i mezbûreler mürûr edip mezbûre Domine Anaştaşya deyn-i mezbûreden kat‘a bir habbe edâ etmemekle merkūm tercüman Yako dahi sene-i mezbûrede Rumeli kādıaskeri olan a‘lemü’l-ulemâi’l-mütebahhirîn sa‘âdetlü Mirza Mustafa Efendi hazretleri huzûrunda rehân-ı mezbûreyi ber-vech-i muharrer bey‘ ve semenlerinden edâ-i deyne vekâlet-i devriye ile mezbûr Angeli’nin vekîli olduğunu da‘vâ ve müdde‘âsına şuhûd-ı udûlle şer‘an isbât etmekle mezbûrun vekâletine işbu hüccet-i şer‘îyye nâtıka olduğu üzere hükm-i hâkimü’ş-şer‘ lâhık olmağla vekîl-i mezbûr Angeli dahi rehân-ı mezbûreyi vekâleti hasebiyle sûk-ı sultânîde ba‘de’n-nidâ ve’l-müzâyede kuyumcubaşı defteri nâtık olduğu üzere semen-i misilleri idiği vukūf-ı tâmmı olan bî-garaz Müslimîn’in icmâ‘ ve ittifâkları ile sâbit ve zâhir olan cem‘an dellâliyesinden mâ‘adâ altı bin altmış sekiz guruşa ma‘rifet-i hâkimü’ş-şer‘ ile kuyumcu tâifesinden el-Hâc Hüseyin Çelebi ve Hasan Çelebi nâm kimesnelere bi’l-vekâle bey‘ ve teslîm ve semen-i mezbûru ba‘de’l-kabz dâyin-i mezbûr Yako’ya deyn-i mezbûrun ol mikdârına mahsûben edâ ve teslîm edip ol dahi ahz u kabz etmiş idi. Lâkin rehân-ı mezbûrenin mecmû‘u babamız olup bundan akdem hâlik olan mezbûr Duka’dan cümlemize müntakil beynimizde müşâ‘ ve müşterek mülkümüz iken anamız mezbûre Domine Anaştaşya eşyâ-i mezbûreyi bilâ-izn irtihân ve bey‘e vekîl etmiş idi deyü da‘vâya mütesâddî olmuş idik. El-hâletü-hâzihî bey‘-ı mezbûru tecvîz edip eşyâ-i mezbûrenin a‘yânına ve semenlerine ve târih-i kitâba gelince beynimizde cereyân eden ahz u i‘tâ ve mu‘âmelât-ı şettâya müte‘allika âmme-i da‘vâdan biz ve müvekkiletân-ı mezbûretân Safita ve Anaştaşya işbu mezbûr Yako’nun zimmetini ibrâ-i âmm-ı kātı‘u’n-nizâ‘la ibrâ ve ıskāt edip mezbûr Yako dahi bedel-i sulhden merkūm Kostantin zimmetinde hakkı olan iki bin guruşdan mâ‘adâ târih-i kitâba gelince sâir ahz u i‘tâ ve mu‘âmelât-ı şettâya müte‘allika âmme-i da‘vâdan bizim ve müvekkiletân-ı mezbûretânın zimmetlerini ibrâ-i âmm-ı kātı‘u’n-nizâ‘la ibrâ ve ıskāt eyledi, min-ba‘d bedel-i sulh-i mezbûr iki bin guruşdan mâ‘adâ birbirimiz ile da‘vâ ve nizâ‘ımız kalmadı dediklerinde gıbbe’t-tasdîkı’ş-şer‘î vâki‘ hâli mezbûr Ebûbekir Efendi mahâllinde ketb ü tahrîr edip ba‘dehû ma‘an ba‘s olunan Ahmed b. Abdullah ve Hüseyin b. Mustafa ile meclis-i şer‘e gelip alâ vukū‘ihî inhâ ve takrîr etmeğin mâ vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu.

Fi’l-yevmi’s-sâlis aşer min-Saferü’l-hayr sene [1]108.

Şuhûdü’l-hâl: Salih Ağa b. Mustafa Muhtesib-i sâbık, Mustafa Çelebi b. Mehmed, Mustafa Çelebi b. Abdullah, Abdülkadir Efendi İmâm-ı Karabaş, Ömer Çelebi b. Mustafa, Salih Çelebi b. Abdülkerim, [162a] Abdülkadir Çelebi b. Mehmed, Durmuş Çelebi b. İvaz, İbrahim Çelebi b. Zülfikar, Salih Çelebi b. Mehmed, Eyüb Çelebi b. Hasan, Ahmed Çelebi b. Hüseyin, Abdurrahman Çelebi b. Ali, el-Hâc Süleyman b. Receb, Ali Çelebi b. Mehmed, Mahmud b. Osman, Mehmed Çelebi b. Abdullah, Hamza b. Mürüvvet, Mehmed Çelebi b. Abdullah, Terceman Antonaki v. İstefan, Esban Donaki v. Kanaki, Panayot v. Mihail, Avraham v. İlya, Şabatay v. Mosi.