.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 22 Numaralı Sicil (H. 1107-1108 / M. 1695-1697)
cilt: 57, sayfa: 633
Hüküm no: 486
Orijinal metin no: [163a-2]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Vefat eden Veliyüddin Efendi b. Hüseyin Efendi’nin küçük oğlu Mehmed Salih Çelebi’ye kalan evin tamiri için vasî Mustafa Efendi’nin yaptığı masraf

Husûs-ı âti’l-beyânın mahâllinde ketb ü tahrîri iltimâs olunmağın savb-ı şer‘-i şerîfden keşif nâibi fahrü’l-müderrisîni’l-kirâm Abdullah Efendi b. Ali irsâl olunup ol dahi hâssa mi‘mârlarından Mustafa Halîfe b. Abdullah ve Osman Halîfe b. Abdülmennan ile mahmiye-i İstanbul’da Çerağ[î] Hamza mahallesinde vâki‘ Anadolu kādıaskerliğinden me’zûnen vedâ‘-ı âlem-i fânî eden Veliyüddin Efendi b. Hüseyin Efendi’nin sulbî oğlu Mehmed Salih Çelebi nâm sagīrin menziline varıp zeyl-i vesîkada muharrerü’l-esâmî mahzarlarında akd-i meclis-i şer‘-i nebevî eyledikde sagīr-i mezbûrun kıbel-i şer‘-i şerîfden mansûb vasîsi olan râfi‘u’l-kitâb Mustafa Efendi b. Veliyüddin nâm kimesne meclis-i ma‘kūd-ı mezbûrda takrîr-i kelâm ve bast-ı merâm edip sagīr-i mezbûrun babası mûmâ-ileyhden müntakil işbu menzilin ba‘zı mevâzi‘i müşrif-i harâb ve mâil-i turâb ve eşedd-i ihtiyâcla ta‘mîre muhtâc olup ben dahi izn-i şer‘le işbu müşâhede olunan mevâzi‘i ta‘mîr etmemle hâlâ keşf ve masrûfum tahmîn-i sahîh ile tahmîn ve takvîm olunmak matlûbumdur dedikde fi’l-hakīka hâl vech-i meşrûh üzere olduğu zâhir [163b] ve müte‘ayyen oldukdan sonra mi‘mârân-ı mezbûrân keşf ve mesâha ve tahmîn eylediklerinde sokak kapısından girildikde şimâlen vâki‘ taş mahlût bi-hesâb-ı terbî‘î elli bir zirâ‘ taş duvarın beher zirâ‘ı kırkar akçeden iki bin kırk akçe ve duvar-ı mezkûr üzerinde tûlen on dokuz ve kadden bir buçuk bi-hesâb-ı mezbûr yirmi sekiz zirâ‘ sakfın beher zirâ‘ı otuz dokuz akçeden sekiz yüz kırk akçe ve yine duvar-ı mezkûr üzerinde vâki‘ tahta perdeye payanda yedi aded dirke tabanının beher dânesi otuz akçeden iki yüz on akçe ve yine mahâll-i mezkûrda vâki‘ duvar sakfı meremmâtı ve tahta perde meremmeti ber-vech-i tahmîn iki yüz akçe ve fevkānîde vâki‘ çeşme meremmeti ber-vech-i tahmîn üç yüz akçe haremde vâki‘ bi-hesâb-ı mezbûr yedi zirâ‘ taş duvar meremmetinin beher zirâ‘ı on beş akçeden yüz beş akçe ve mahzen duvarında bi-hesâb-ı mezbûr kerpiç horasan ile üç zirâ‘ derzin beher zirâ‘ı onar akçeden otuz akçe ve bi-hesâb-ı mezbûr yirmi beş zirâ‘ taş mahlût kaldırımın beher zirâ‘ı yedişer akçeden yüz yetmiş beş akçe ve bi-hesâb-ı mezbûr kestane tahtasından kırk zirâ‘ perdenin beher zirâ‘ı yirmi üçer akçeden dokuz yüz yirmi akçe ve perde-i mezkûre yanında üç aded dirke tabanının beher dânesi otuz akçeden doksan akçe ve bi-hesâb-ı mezbûr doksan beş zirâ‘ tahta perde meremmâtının beher zirâ‘ı beş akçeden yirmi beş akçe fevkānîde vâki‘ bi-hesâb-ı mezbûr beş zirâ‘ mahlût tahta döşemenin beher zirâ‘ı onar akçeden elli akçe ve direk ve ba‘zı mevâzi‘ meremmeti ber-vech-i tahmîn yüz seksen akçe fevkānîde vâki‘ odada ocak davlumbazı ber-vech-i tahmîn yüz akçe ve bi-hesâb-ı mezbûr kiremidi mahlût on beş zirâ‘ akta[r]manın beher zirâ‘ı onar akçeden yüz elli akçe ve matbahın ocak döşemesi ber-vech-i tahmîn otuz akçe ve mezbele ihrâcı ber-vech-i tahmîn altmış akçe ki min-haysü’l-mecmû‘ vasîyy-i mezbûr Mustafa Efendi’nin masrûfu beş bin beş yüz beş sağ akçe ile ancak olur, bundan noksan ile olmak mümkün değildir deyü mi‘mârân-ı mezbûrân ile Müslimîn-i mezkûrûn icmâ‘ ve ittifâk edip her biri haber vermeğin mevlânâ-yı mezbûr mahâllinde ketb ü tahrîr ve ma‘an ba‘s olunan Mehmed b. İbrahim ve Yusuf b. Abdurrahman ile meclis-i şer‘e gelip alâ vukū‘ihî inhâ ve takrîr etmeğin mâ vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu.

Fî 6 min-Saferü’l-hayr sene [1]108.

Şuhûdü’l-hâl: Umdetü’l-müderrisîni’l-kirâm Yahya Efendi eş-şehîr bi-Kebîrîzâde, Mehmed Efendi b. Mehmed el-imâm, Mehmed Halîfe el-müezzin, Süleyman Halîfe b. Ahmed, el-Hâc Rüstem b. Abdullah, el-Hâc Osman b. Abdullah, İbrahim Çelebi b. Ömer, Ahmed Çelebi b. İbrahim.