.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 22 Numaralı Sicil (H. 1107-1108 / M. 1695-1697)
cilt: 57, sayfa: 644
Hüküm no: 500
Orijinal metin no: [167b-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


İstanbul mukataası ve ihtisabının Toygun Mustafa’ya verildiğine dair berat

Nişân-ı şerîf-i âlîşân-ı samî-mekân-ı sultânî ve tuğrâ-yı garrâ-yı cihân-sitân

İşbu râfi‘-i tevkī‘-i refî‘ü’ş-şân-ı hâkānî kıdvetü’l-emâcid ve’l-a‘yân İstanbul sâkinlerinden Toygun Mustafa emîn-i beytü’l-mâl -zîde kadrühû- Âsitâne-i sa‘âdetimde Dîvân-ı hümâyûnuma arzuhâl edip bin yüz yedi senesine mahsûb olmak üzere İstanbul ihtisâbı ve tevâbi‘i mukāta‘atı kendüye der-uhde ve berat-ı şerîfim verilmek bâbında inâyet recâ etmeğin Hazîne-i âmiremde mahfûz olan İstanbul mukāta‘ası defterlerine nazar olundukda mukāta‘a-i mezbûrun eyyâm-ı şems üzerine üç yüz altmış beş günde yevmiyesi dörder bin dörder yüzer akçeden on altı yük altı bin akçe ve fermân-ı âlîşân ile sene-i sâbıkda ziyâde olan dört bin yedi yüz akçe ile cem‘an mal-ı mîrîsi senede on altı yük on bin yedi yüz akçe olup meblağ-ı mezbûrdan elli dokuz bin akçesi mevâcib-i nakībü’l-eşrâf ve yirmi dört bin akçesi mezbûrun hubûbâtı ve doksan altı bin akçesi anbâr-ı âmireye revgan-ı zeyt ve bezir bahâsı ve otuz bin akçesi Saray-ı cedîd-i âmireye kaba hasır bahâsı ki bu cümle iki yük dokuz bin akçe mesârif-i mu‘ayyenesi ocaklığı olup bundan mâ‘adâ sinîn-i sâbıkaya mukāyese ile yedi yük altmış bin akçesi ber-vech-i münâsafe mütekā‘idîn ve du‘âgûyânın nısf vazîfelerine verilmek üzere ihrâc olundukdan sonra sahhu’l-bâkī altı yük kırk bir bin yedi yüz akçesi irsâliye-i hazîne olmak üzere bin yüz yedi senesi Şa‘bâni’l-ma‘azzamının yedinci gününde vâki‘ Mart evvelinden olup henüz kimesnenin uhdesinde olmadığı derkenâr ve arz ve telhîs olundukda mûcebince şurûtuyla der-uhde olunup berat-ı şerîfim verilmek bâbında fermân-ı âlîşânım sâdır olmağın hakkında mezîd-i inâyet-i pâdişâhânem zuhûra getirip mûcebince bin yüz yedi Şa‘bân’ının altıncı gününde vâki‘ Mart evvelinden bir sene tamamına değin zabtetmek üzere der-uhde edip zabtı’çün bu berat-ı hümâyûn-ı sa‘âdet-makrûnu verdim ve buyurdum ki, mezkûr Mustafa -zîde kadrühû- varıp târih-i mezbûrdan mukāta‘a-i mezbûru bi’l-cümle tevâbi‘ ve levâhıkı ile zabt u rabt ve âid olan cüz’î ve küllî rüsûm-ı dekâkîn ve sâir ve rüsûm-ı senevî ve rüsûm-ı sûriye ve gayridir rüsûmâtı bi’l-cümle ahz u kabz edip bundan akdem mukāta‘a-i mezbûru zabtedenler minvâl üzere zabtedegelmişler ise mezkûr dahi ol minvâl üzere zabt u rabt ve mîrî’çün âid olan rüsûmâtı cüz’î ve küllî ahz u kabz eylediğinde vechen mine’l-vücûh âhardan bir ferd dahl ü ta‘arruz eyleme[ye] ve mukāta‘a-i mezbûrda beher sene ber-vech-i ocaklık verigelen mevâcib-i nakībü’l-eşrâf ve bahâ-i erz ve hınta ve şa‘îr hubûbât-ı mezbûr ve bahâ-i revgan-ı zeyt ve bezir anbâr-ı âmire ve bahâ-i hasır-ı kaba Saray-ı cedîd-i âmire ocaklıkları verilip mu‘tâd-ı kadîm ve sinîn-i sâbıkā üzere deyne mahsûb kılına ve mukāta‘a-i mezbûrdan berat-ı âlîşân ile mütekā‘idîn ve du‘âgûyân vazîfeleri fermân olunduğu üzere ber-vech-i münâsafe verilip kimesneye cevr ü eziyet olunmaya ve sene âhırında emîn-i merkūm gelip ber-mûceb-i temessükât sahîh yeri ile muhâsebesin görüp kat‘-ı alâka ile ol bâbda zabt ve tasarrufuna ve ahz u kabza efrâd-ı âferîdeden bir ferd vechen mine’l-vücûh dahl ü ta‘arruz kılmayıp mâni‘ ve dâfi‘ ve müzâhim ve râfi‘ olmaya ve etdirmeyeler ve emîn-i mezkûr yedinden ber-vech-i peşîn ma‘a tefâvüt iki yük doksan yedi bin akçe bin yüz yedi Rebî‘ülâhiri’nin onuncu günü kendü[ye] verili[b] teslîm-i Hazîne-i âmire olmuşdur, şöyle bilesin, alâmet-i şerîfe i‘timâd kılasın.