|
İstanbul Mahkemesi 22 Numaralı Sicil (H. 1107-1108 / M. 1695-1697) cilt: 57, sayfa: 655 Hüküm no: 514 Orijinal metin no: [171b-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Cizye tahsilinde kullanılacak kağıtların ne şekilde dağıtılıp tahsilatın nasıl yapılacağına dair hüküm
A‘lemü’l-ulemâi’l-mütebahhirîn efâzılü’l-fudalâi’l-müteverrî‘in yenbû‘u’l-fezailehû ve’l-yakīn keşşâfü’l-müşkilâti’d-dîniye hallâlü’l-mufassalâti’l-yakīniye miftâhu künûzi’l-hakāyık ve messâhu rumûzi’d-dekāyık el-muhtassu bi-mezîd-i inâyeti’l-meliki’l-a‘lâ sâbıkā Rumeli kādıaskeri olup hâlâ ber-vech-i arpalık Üsküdar kazâsına mutasarrıf olan Mevlânâ ( ) ve hâlâ Anadolu kādıaskerliği pâyesiyle hâlâ İstanbul kadısı olan Mevlânâ Abdullah -edâmallâhu te‘âlâ fezailehû- ve akzâ kuzâtü’l-Müslimîn evlâ vülâti’l-muvahhidîn ma‘denü’l-fazl ve’l-yakīn râfi‘ü i‘lâmi’ş-şerî‘ati ve’d-dîn vârisü ulûmü’l-enbiyâi ve’l-mürselîn el-muhtassu bi-mezîd-i inâyeti’l-meliki’l-mu‘în Galata ve Hâslar kadıları -zîdet fezailehumâ- ve mevfâhirü’l-kuzât ve’l-ahkâm ma‘denü’l-fazl ve’l-kelâm livâ-i Kocaili’nde vâki‘ olan kadılar -zîde fazluhum- ve kıdvetü’l-emâcid ve’l-a‘yân bin yüz sekiz senesi zikrolunan kadılıkların cizyeleri cibâyetine memûr olan ( ) -zîde mecduhû- tevkī‘-i refî‘-i hümâyûn vâsıl olucak ma‘lûm ola ki, bin yüz sekiz senesi cizye evrâkı tevdî‘i bin yüz yedi Ramazan-ı şerîfi gurresinden fermânım olup Rumeli ve Anadolu’da vâki‘ kazâ ve elviyenin ba‘zıları karîb ve ba‘zıları dahi mesâfe-i ba‘îdde olmağla cümlesinden evrâk Ramazan-ı şerîf gurresinde verilmek lâzım gelirse karîb olan yerlere mukaddem varılıp kâğıd tevzî‘ine mübâşeret ve ba‘îd olan yerlere sonradan varılmak iktizâ etmele ol sebeb ile mukaddem varılan kazâ ve elviyede cizyedâr ziyâde kâğıd tevzî‘ edip mukāyese üzere hesâb vermeğe tâlib olup ve sonra varanlar mukāyesesinden noksan kâğıd tevzî‘ eylemekle ekseri hîn-i hesâbda cevâba kādir olmayıp mal-ı mîrîye gadr olunmağın fîmâ-ba‘d cizyedârların beyninde olan ihtilâf [ve] ihtilâli ref‘ için inşâallâhu te‘alâ karîb ve ba‘îdine göre evrâk her cizyedâra addolunup teslîm olundukdan sonra kendileri dahi ne tarîkle mahâlline gönderilmek murâd ederlerse evrâkı vaz‘ edeceği sandığa ve muşamma‘ heybe ve sâir götürecekleri şeye vaz‘ olunup hâlâ sene-i mezbûrun olarak mühürlenen mîrî mühür ve târih-i mührü ve defterdâr ve hazîne muhâsebecisi mühürleriyle bu tarafda mühürlenip memûr olduğu üzere zikrolunan kadılıklar keferesinin cizyeleri cibâyetine mübâşeret eyledikde gurre-i Ramazandan hâkimü’l-vakt huzûrunda ahâlî-i vilâyet ve iş erleri ma‘rifetleriyle mühürleri kat‘ ve evrâkda olan mühür ile tatbîk olundakdan sonra bir keseye vaz‘ ve kadısı mühürleyip arz ve mahzar olunup Dersa‘âdetime irsâl olunmak üzere cümle memâlik-i mahrûse cizyedârları vaktiyle kâğıd tevzî‘ine mübâşeret etmiş olmalarıyla bu tarîkle sene-i sâbıkā mukāyese karîne cevâb vermeleri âsân olup ve bundan mâ‘adâ cizyedârın memûr oldukları kazâ ve elviyeden kurâ ve nevâhîye gönderecekleri kolcularına kâğıd tevzî‘ eylediklerinde kâğıd alıp cizye kaleminde mahfûz memhûr temessükleri mührüyle kendi bi-nefsihi mühürleyip kolcularına tevzî‘ eyledikde bir kâğıd ele gitdikde cizye kaleminde mahfûz temessükleri mühürleriyle tatbîk ve def‘-i sinîn olunmak için [172a] fîmâ-ba‘d kolcular mühürleyip asıl cizyedârların mührüyle mühürlemek üzere cizye kaleminde kayd ve kâğıd tevzî‘nine nizâm verilmek bâbında emr-i şerîfim verilmek recâsına arz ve telhîs olundukda imdi telhîsi mûcebince amel olunmak fermânım olmuşdur buyurdum ki, hükm-i şerîfimle vardıkda bu bâbda sâdır olan emrim üzere amel edip dahi siz ki kadılar ve ahâlî-i vilâyet ve iş erlerisiz, minvâl-i meşrûh üzere sâdır olan fermân-ı âlîşânımın mazmûn-ı münîfi ile amel edesiz, şöyle bilesiz, alâmet-i şerîfe i‘timâd kılasız.
Tahrîren fi’l-yevmi’s-sâdis ve’l-ışrîn min-Şa‘bâni’l-mu‘azzam li-sene seb‘a ve mie ve elf.
Kostantıniyye el-mahrûse
|