İstanbul Mahkemesi 22 Numaralı Sicil (H. 1107-1108 / M. 1695-1697) cilt: 57, sayfa: 715 Hüküm no: 555 Orijinal metin no: [189b-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Nemçe ile yapılacak olan savaş öncesinde sâdır olan dua fermânı.
Du‘â fermânıdır.
Düstûr-ı mükerrem müşîr-i müfahham nizâmü’l-âlem müdebbiru umûri’l-cumhûr bi’l-fikri’s-sâkıb mütemmimü mehâmmü’l-enâm bi’r-re’yi’s-sâib mümehhidü bünyânü’d-devleti ve’l-ikbâl müşeyyidü erkâni’s-sa‘âdeti ve’l-iclâl el-mahfûfu bi-sınûfi avâtıfi’l-meliki’l-a‘lâ Âsitâne-i sa‘âdetimde Sadâret-i uzmâ ve vekâlet-i kübrâ kāimmakāmı olan vezîrim Osman Paşa -edâmallâhu te‘âlâ iclâlehû- ve a‘lemü’l-ulemâi’l-mütebahhirîn efdalü’l-fudalâi’l-müteverri‘în yenbû‘u’l-fazl ve’l-yakīn keşşâfü’l-müşkilâti’d-dîniye hallâlü’l-mufassalâti’l-yakīniye miftâhu künûzi’l-hakāyık messâhu rumûzi’d-dekāyık el-mahfûfu bi-sınûfi avâtıfi’l-meliki’l-a‘lâ Anadolu kādıaskerliği pâyesiyle İstanbul kadısı olan Mevlânâ Abdullah -edâmallâhu te‘âlâ fezailehû- tevkī‘-i refî‘-i hümâyûn vâsıl olucak ma‘lûm ola ki a‘dâ-i dîn ve müşrikîn-i delâlet karîn ve merhemallâhu te‘âlâ itfâe nûr-ı yakīn kasdıyla birbirlerinden isticâş ve istinsâr ile berren ve bahren bilâd-ı İslâmiyeye müstevlî olup ve lâkin bi-hamdillâhi te‘âlâ bekā-i dîn ve nusret-i şer‘-i mübîn ve kâne hakkan aleynâ nasrü’l-müminîn “yürîdûne en yutfiû nûrallâhi bi-efvâhihim ve ye’ballâhu illâ en yütimme nûrahû ve lev kerihe’l-kâfirûn. Lâ-tezâlü tâifetün min-ümmetî yukātilûne ale’l-hakkı zâhirîne alâ men nâdâhum” fehvâ-yı sa‘âdet-ihtivâsı ile müberhen ve mev‘ûd olmağla “Ene inde zanni abdi bî” mısdâkı üzere bu va‘d-i sâdıka kemer-beste-i ittikān olup muhâlifân-ı dîn ile cihâd için i‘dâd olunan ensâr-ı hak berren ve bahren taraf taraf irsâl ve cenâb-ı hilâfet-meâbım dahi “Fe-kātilû eimmeti’l-küfr” fermân-ı vâcibü’l-imtisâline i‘timâden bi-avnillâhi te‘âlâ bekā-i izz ü şerî‘at seyyidü’l-enâm ve muhâfaza-i bîda-i kerîme-i devlet-i İslâm için mütevekkilen alellâh ve müsta‘înen billâh Nemçe keferesiyle cihâd kasdıyla niyet-i hâlisa ile râyet-i ifrâz-ı azîmet ve hâlâ mu‘asker-i nusret-eser ile sügūr-ı İslâmiyeye vüsûl müyesser ve ahzâb-ı şeyâtîn ile hengâm-ı muhârebe ve mukātele firîb olup “İz testegīsûne Rabbeküm festecâbe leküm innî mümiddüküm bi-elfin mine’l-melâiketi mürdifîn. Vemâ ce‘alellâhu illâ büşrâ ve li-tatmeinne kulûbüküm [bih]. Ve me’n-nasru illâ min-indallâhi innallâhe azîzün hakîm” fehvâ-yı şerîfesi üzere arza ve nasîrimiz olan cenâb-ı Bârî tekaddeset esmâe ve azamet-i kibriyâ dergânında istikāle-i usrât ve isti‘fâ-yı seyyiâtıyla istisrâh ve istihbâr ve istigāse ve istimdâd vakti olmağın “Lâ yüraddü’l-kazâ illâ bi’d-du‘â” eseri sahîhi üzere ulemâ ve sulehâ ve fukarâ ve zu‘afânın enfâs-ı tayyibelerinden isti‘ânet lâzım gelmeğin inşâallâhu te‘âlâ nesâyim-i feth-i fîrûzu “Lekad nasrukümullâhu fî mevâtini kesîratin” mehâbetinden mütenessim olup hufûf ve ihtirâz i‘lâm-ı nusret ile bu gazâ-yı garrâdan mansûr [ve] muzaffer ric‘at müyesser olunca ibtidâ Okmeydânı musallâsında ba‘dehû ale’t-tertîb cevâmi‘-i selâtîn-i semânîyede mu‘tâd üzere cümle ulemâ ve sulehâ ve sâdât-ı kirâm ve bi’l-cümle fukarâ ve zu‘afâ ve etfâl-i sıbyân ile “Ed‘ûnî istecib leküm ve izâ seeleke ibâdî annî fe innî karîbün ucîbü da‘vete’d-dâ‘i izâ de‘ânî” mevâ‘îd-i sâdıkasını [190a] istîhaz “Ud‘ullâhe ve entüm mûkınûn bi’l-icâbeti” “Mâ min-Müslimîn yensıbu vechu li’llâhi te‘âlâ fî mes’eletin illâ a‘tâhâ iyyâhu” ehâdîs-i sahîhası üzere meb‘ûs-ı bi’s-seyf olan sipihsâlâr-ı enbiyâ Muhammedü’l-Mustafa -sallallâhu te‘âlâ aleyhi ve sellem- hazretlerini tevessül ve şerâyit-i da‘avât mürâ‘âtıyla a‘dâ’illâh ve a‘dâ-i rasûlillâh ile eyne mâ kânû îlâ-i kelime-i dîn için muhârebe üzere olan isâbe-i ehl-i İslâmın intisârı ve kubbe-i küffârın inhizâm-ı inkisârı için kemâl-i züll-i meskenet ile tazarru‘ ve niyâz edip bu minvâl üzere bir nevbet tamamından sonra geçen sene olduğu gibi cevâmi‘ ve mesâcidin cümlesinde kendi hâssa cemâ‘atleriyle ba‘de salâti’l-fecr du‘â-i hayra müdâvemet ve ber-fehvâ-yı “Ed-du‘âu silâhü’l-mü’min” cünûd-ı muvahhidîn itâd-ı da‘avât-ı hâlise ile techîz ve imdâd ve i‘ânet eyleyeler bundan mâ‘adâsını dahi haber aldığınız mazınna-i icâbet olan sulehâdan hâsseten isticlâb-ı du‘â-i hayr eyleyesiz cenâb-ı menzilü’l-küttâb ve hâzimü’l-ihrâb sû-i za‘îfimize bakmayıp habîb-i muhteremi hurmetine inzâl-i beis ile şeml-i a‘dâyı teştît ve i‘tâ-i sekîne ile ikdâm-ı mücâhidîni arsa-i musâberetde tesbît elleyip hemvân-ı kitâbet-i Müslimîni mansûr u muzaffer ve fırka-i müşrikîni makhûr ve müdemmer edip eydî-i a‘dâda giriftâr-ı züll-i üserâ olan ahrâr-ı Müslimîn halâs ve makarr-ı tevhîd ve temcîd iken dârü’ş-şirk eyledikleri me‘âbid-i muvahhidîn yine envâr-ı tevhîd ile pür-nûr ve taraf taraf tevârüd-i peyâm-ı fevz ve nusret ile kalıp mü’minîni mesrûr eyleye âmîn. Bi-hurmeti seyyidi’l-mürselîn.
Tahrîren fî evâhiri Zilhicceti’ş-şerîfe li-sene seb‘a ve mie ve elf.
Be-yurd-ı sahrâ-yı Niş.
|