.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 24 Numaralı Sicil (H. 1138-1151/M.1726-1738)
cilt: 21, sayfa: 103
Hüküm no: 36
Orijinal metin no: [13a-1]
Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Yaş yemiş alıp satan sermayecilerin işlerine koltukçu ve madrabazların karışmaması

Yaş yemiş tüccârı Ma‘rûz-ı dâ‘î-i kemîneleridir ki Mahmiye-i İstanbul’da ve mahrûse-i Galata ve medîne-i Üsküdar’da olan sermâyeci ta‘bîr olunan yaş yemiş tüccârından olup mahmiye-i mezbûre Bahçekapısı iskelesinden Ahmed b. el-Hâc Ali ve Ali b. Mustafa ve Odunkapısı iskelesinden Ahmed Çelebi b. Mustafa ve Abdullah Yazıcı b. Ahmed ve Unkapanı’ndan Mehmed Yazıcı b. Abdullah ve Küçük Hacı Mehmed b. Ahmed ve Cebealikapısı’ndan Abbas b. el-Hâc Ahmed ve Küçük Ahmed b. Mustafa ve Topçu Halil b. Abdullah ve Mehmed Yazıcı b. Mehmed ve Balat iskelesinden Osman Yazıcı b. Ömer ve Topal Ahmed b. Abdullah ve Kartal Mustafa b. Mustafa ve Abdullah Yazıcı b. Abdullah ve Samatya iskelesinden Hacı Mehmed ve Kanca Ahmed b. Mehmed ve es-Seyyid Mehmed ve Yenikapı iskelesinden Hacı Kasım oğlu Mehmed ve Ahmed Çelebi b. İbrahim ve el-Hâc Mehmed b. Ali ve Hacı Hüseyin ve Kumkapı iskelesinden es-Seyyid Eyyûb Çelebi ve Ömer Beşe ve Şeyh Hacı Mustafa ve Çatladıkapı iskelesinden es-Seyyid Mustafa ve Ali Beşe ve sâirleri ve Kasımpaşa iskelesinden Çavuş oğlu Ahmed ve Çavuş oğlu Mehmed ve Galata’dan Ali b. Hızır ve Yahya b. Abdullah ve Üsküdar’dan Süleyman Çelebi b. Mehmed ve Cafer oğlu Mustafa meclis-i şer‘a gelip her biri şöyle takrîr-i kelâm eylediler ki bizim kadîmü’l-eyyâmdan nizâm-ı hâlimiz ibtidâ üstâda hizmet edip ba‘dehû başka çıkdıkdan sonra cümle ustalar ma‘rifetiyle sermâyeci oldukda, Âsitâne-i sa‘âdete gelen kiraz ve armud ve üzüm ve sâir meyve-i ter hâsıl olan kasaba ve kurâya varıp ashâbından narh-ı cârî üzre iştirâ ve sefînelere tahmîl ve mahmiye-i mezbûrede şırahâne önüne yanaşıp pazarbaşımız ve ustalarımız ma‘rifetleriyle narh-ı cârî üzre hırfetimiz erbâbına tevzî‘ onlar dahi kezâlik narh-ı cârî [13b] üzre ibâdullâha bey‘ edegelmekle umûr-ı narh bu vech üzre cârî ve nizâm-ı hâlimiz dahi vech-i meşrûh üzre muntazam iken bu yakīnde hırfetimizden olmayıp kat‘â haber ve âgâhı ve alâka ve medhali olmayan ba‘zı koltukçu ve madrabaz tâifesi zuhûr edip her biri birkaç küfe peydâ ve piyâde ta‘bîr olunur küçük kayıklar ile meyve-i ter hâsıl olan mahallere varıp ashâbından narh-ı cârîden ziyâde bahâ ile alıp, gece ile bu cânibe getirip her biri birer mahfî mahalde istîcâr eylediği mahzen ve sâir mahfî yerlere vaz‘ ve ihtikâr ve hafiyyeten koltukçu ve küfeci ve sâir madrabaza narh-ı cârîden ziyâde bahâ ile bey‘ etmeleriyle, nizâm-ı kadîmimize muhâlif vaz‘ u hareketlerinden nâşî narh-ı cârînin dahi adem-i icrâsına ve âmme-i ibâdullâhın zarar ve iz‘âcına bâdî olurlar hâlâ zikr olunan koltukçu ve madrabaz tâifesi men‘ ü def‘ olunup nizâm-ı kadîm üzre sermâyeciler mahallinden narh-ı cârî üzre iştirâ ve sefînelere tahmîl ve doğru sebzehâne önüne yanaşıp pazarbaşı ve cümle ustalar ma‘rifetleriyle hırfet-i merkūme erbâbına tevzî‘ olunur ise umûr-ı narh ke’l-evvel cârî ve nizâm ve intizâmımız mer‘î ve ibâdullâhın du‘â’-i hayrına mazhar olurlar deyû inhâ ve ihbâr ve husûs-ı mezbûru nâtık fermân-ı âlîleri recâ ve niyâz ettiklerinde, hakīkat-i hâl vech-i meşrûh üzre olduğuna vukūfu olan bî-garaz sikāt-ı sahîhatü’l-kelimât dahi ihbâr eyledikleri fi’l-hakīka mezbûrların merâmlarına müsâ‘ade buyurulup yedlerine tuğrâ-yı garrâ-yı sultânî ile mücellâ fermân-ı hümâyûn ihsân buyurulur ise indallahi’l-meliki’l-Celîl nâil-i ecr-i cezîl olurlar. Fermân hazret-i veliyyü’l-emrindir. Fî 13 Şevvâl sene [1]138.