.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 24 Numaralı Sicil (H. 1138-1151/M.1726-1738)
cilt: 21, sayfa: 111
Hüküm no: 47
Orijinal metin no: [15b-1]
Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Eminönü-Üsküdar arasında işleyen at kayıkçıları kethüdâlarından birinin İstanbul’da diğerinin Üsküdar’da durması emri

Kayıkçılar kethüdâları biri İstanbul’da ve biri Üsküdar’da A‘lemü’l-ulemâ’i’l-mütebahhirîn efdalü fuzalâi’l-müteverri‘în yenbû‘u’l-fazli ve’l-yakīn keşşâfü’l-müşkilâti’d-dîniyye hallâlü’l-mu‘dilâti’l-yakīniyye miftâhu künûzi’l-hakāyık misbâhu rumûzi’d-dekāyık el-mahfûf bi sunûfi avâtıfi’l-meliki’l-A‘lâ Anadolu kazaskeri pâyesiyle hâlâ İstanbul kadısı olan Mevlânâ ( ) -edâmallâhu te‘âlâ fezâilehû- ve akzâ kuzâtü’l-müslimîn evlâ vülâtü’l-muvahhidîn ma‘denü’l-fazli ve’l-yakīn râfi‘-i a‘lâmi’ş-şerî‘ati ve’d-dîn vâris-i ulûmü’l-enbiyâ’i ve’l-mürselîn el-muhtas bi mezîdi inâyeti’l-meliki’l-Mu‘în Mevlânâ Üsküdar kadısı ( ) -zîde fezâiluhû- tevkī‘-i refî‘-i hümâyûn vâsıl olıcak ma‘lûm ola ki Üsküdar’a işleyen Eminönü kayıkçıları südde-i sa‘âdetime arzuhâl edip eyyâm-ı sayf ü şitâda Eminönü’nde bekleyip iki kethüdâları olup ba‘zı vakitde umûr-ı mühimme vâki‘ ve zâbıta ve hükkâm tarafından suâl ve cevâb iktizâ eyledikde kethüdâlarının ikisi dahi Üsküdar’da bulunup Eminönü’ne gelip beklemediklerinden bunlar itâb çekip mükedderü’l-hâl oldukların bildirip kethüdâları mezbûrların birisin Eminönü’nde ve birisin Üsküdar’da ikāmet eylemek bâbında emr-i şerîfim recâ eyledikleri ecilden Üsküdar at kayıkçılarının kadîmden askerî tâifesi için bir kethüdâ ve rençber tâifesi için bir kethüdâları olup ve zikr olunan kethüdâların ikisi dahi medîne-i Üsküdar’da meks etmeleriyle zikr olunan kayıkçıların Üsküdar piyâdecilerinden cemm-i gafîr meclis-i şer‘de zikr olunan kethüdâlar bundan akdem medîne-i Üsküdar’da meks edegelmeklerine medîne-i mezbûrede meks etmelerini iltimâs ederiz deyip ve Eminönü’nden Üsküdar’a işleyen cemm-i gafîr at kayıkçıları dahi eğerçi kethüdâlarımız medîne-i Üsküdar’da meks eyleyip, lâkin Eminönü’nde kethüdâmız olmamakla ba‘zı vakitde umûr-ı mühimme vâki‘ ve zâbit ve hükkâm tarafından suâl ve cevâb iktizâ eyledikde yanımızda kethüdâmız olmadığına binâen nice münâza‘a ve ihtilâle bâ‘is olmağın, zikr olunan kethüdâların birisin Üsküdar’da ve birisin Eminönü’nde meks etmek üzre beynimize nizâm verilmesini iltimâs ederiz deyip ve yedlerinde olan senedlerine nazar olundukda kethüdâların ikisin dahi Üsküdar’da meks etmesini nâtık olmamakla minvâl-i muharrer üzre takrîrlerin İstanbul mahkemesinin bâb nâibi olan kıdvetü’l-ulemâ’i’l-muhakkikīn Mevlânâ İbrahim -zîde ilmuhû- i‘lâm etmeğin, Mevlânâ-yı mûmâ-ileyhin i‘lâmı mûcebince kethüdâ-yı mezbûreynden biri Üsküdar’da ve biri dahi İstanbul’da meks ettirilmek bâbında fermân-ı âlîşânım sâdır olmuşdur, buyurdum ki hükm-i şerîf vusûl buldukda bu bâbda sâdır olan emrim üzre amel dahi Mevlânâ-yı mûmâ-ileyhin i‘lâmı mûcebince kethüdâ-yı mezbûreynden biri Üsküdar’da ve biri dahi İstanbul’da meks ettirilip, mazmûn-ı emr-i şerîfimle âmil olasız. Şöyle bilesiz, alâmet-i şerîfe i‘timâd kılasız. Tahrîren fî evâsıtı Şevvâl sene sitte ve selâsîn ve mi’e ve elf. Be makām-ı Kostantıniyye el-Mahrûse.