İstanbul Mahkemesi 24 Numaralı Sicil (H. 1138-1151/M.1726-1738) cilt: 21, sayfa: 139 Hüküm no: 77 Orijinal metin no: [22b-1] Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Basmacı esnafından olmayanlara izin verilmemesi
Basmacı i‘lâmı Ma‘rûz-ı dâ‘î-i devletleridir ki İstanbul’da Vezîr hanında vâki‘ basmacı tâifesinden ashâb-ı arzuhâl kethüdâyeri es-Seyyid el-Hâc Ali ve yiğitbaşıları Ahmed Çelebi ve erbâbından es-Seyyid Mehmed ve el-Hâc Ali ve Abdullah Çelebi ve Murtaza Çelebi ve Mustafa Çelebi ve sâirleri meclis-i şer‘de Manuk ve Oseb ve Eremya ve Nikola ve Aleksan ve Serkis nâm zimmîler muvâcehelerinde, hırfetimiz erbâbı kadîmden ancak yirmi yedi gedik ve kârhânelerimiz ber mûceb-i fermân-ı âlî hân-ı mezkûra mahsûs olup bu âna gelince şâkirdlerimiz bir müddet üstâda hizmet ile mahâreti nümâyân ve pîr-perver olduklarından sonra gedik erbâbından bir üstâd yanında halîfe ve yâhud şerîk olup ba‘dehû gedik düşdükde cümle ittifâkıyla kendiye gedik verilmek ve âhar diyârdan gelip hırfetimiz erbâbından olmak üzre iddi‘â edenlerin san‘at-ı mezkûrede mahâretleri nümâyân oldukdan sonra mu‘temedün-aleyh kefîli ile kezâlik gedik erbâbından bir üstâd yanında bir müddet halîfe ba‘dehû şerîk olup ve mahlûl gedik düşdükde yine cümle ittifâkıyla kendiye verilmek mu‘tâd ve nizâmımız olup hân-ı mezkûrun gayrı âhar mahallerde dükkân ve kârhâne ihdâs etmek memnû‘ iken mezkûrûn zimmîler ile gāibûn ani’l-meclis Ovanes ve Artin ve Haçador ve Arakil ve Mihayil nâm zimmîler mechûlü’l-ahvâl olduklarından mâ‘adâ her biri nizâmımıza mugāyir ve yedimizde olan senedlerimize muhâlif Üsküdar ve Beşiktaş ve Kadıköyü ve sâir mahallerde dükkân ve kârhâne ihdâs etmeleriyle işledikleri basmaların kalbını ve a‘lâsını ve mezbûrların rütbe-i isti‘dâdını kat‘â derk ve temyîz mümkün olmadığı ecilden nizâmımızın ihtilâline ve ibâdullâhın metâ‘larının ziyâ‘ına bâ‘is olmuşlardır deyû [her] biri teşekkî ve mezâmîni bâlâda şerh ve beyân eyledikleri vech üzre nizâmlarını nâtık ve müş‘ir evâmir-i aliyye ve hücec ve i‘lâm ibrâz eylediklerinde mûceblerince min ba‘d gerek zimmiyûn-ı mezbûrûn ve gerek sâirleri zikr olunan nizâm-ı kadîme ve senedâta muhâlif ve hareket etmeyip ve hân-ı mezkûrda gayrı mahallerde ziyâde kârhâne ve gedik ihdâs olunmamak üzre mezbûrûn basmacı esnâfı müceddeden hükm-i hümâyûn recâsında oldukları huzûr-ı âlîlerine i‘lâm olundu. Bâkī emir men lehü’l-emrindir. Fî 10 Zilka‘de [sene 1138.]
|