İstanbul Mahkemesi 24 Numaralı Sicil (H. 1138-1151/M.1726-1738) cilt: 21, sayfa: 290 Hüküm no: 207 Orijinal metin no: [62a-1] Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır. Sarımsakçıların buğday döğücülere ait zahireye karışmamaları Ma‘rûz-ı dâ‘î-i devletleridir ki Mahmiye-i İstanbul’da Kapan-ı dakīk ve Sultân Bayezid Hân câmi‘-i şerîfi kurbunda ve Gümrükönü ve sâir mahallerde olan buğday döğücü tâifesinin kethüdâları Yusuf b. Abdullah ve yiğitbaşıları Mustafa Yazıcı ve ustalarından Osman b. Yusuf ve el-Hâc Süleyman b. Abdullah ve el-Hâc Ali b. Mehmed ve Mehmed b. Abdullah ve el-Hâc Ahmed b. Mehmed ve Suhte Mehmed ve sâirleri meclis-i şer‘de mahmiye-i mezbûrede Odunkapısı kurbunda vâki‘ sarımsakçı tâifesinin kethüdâları el-Hâc Hüseyin ve esnâfından Mahmud Yazıcı ve Molla Ahmed ve el-Hâc Ali ve Ahmed Sofu ve Ali ve sâirleri muvâcehelerinde mahmiye-i mezbûrede olan cemî‘ esnâf herkesin kendiye mahsûs ve mu‘ayyen olan metâ‘ı bey‘ ve şirâ edip âhara mahsûs olan metâ‘a karışagelmeyip ve nizâm-ı hâl dahi vech-i muharrer üzre olduğundan mâ‘adâ herkes kendi metâ‘ına kanâ‘at edip âharın metâ‘ına karışmamak üzre taraf-ı şer‘den tenbîh ve mûcebince fermân-ı âlî dahi sâdır olmuşiken, mahmiye-i mezbûreye gelen buğday ve bulgur ve tarhana ve böğrülce ve mercimek ve nohud ve bakla ve döğülmüş arpa bizim metâ‘ımız olmağla bey‘ ü şirâsı ancak bize mahsûs olup âharın medhali olmayıp yumurta ve sarımsağın bey‘ ü şirâsı mezbûrûna mahsûs ve nizâm-ı hâlimiz dahi bu vech üzre muntazam iken mezbûrûn sarımsakçı tâifesi hilâf-ı fermân ve mugāyir-i nizâm bize mahsûs olan zehâyir-i mezkûreyi hafiyyeten alıp ve der mahzen ve ihtikâr ve narh-ı cârîden ziyâde bahâ ile bey‘ etmeleriyle ibâdullâhı ızrâr ve nizâmımıza halel verirler hakīkat-i hâl vukūfu olan bî-garaz müslimînden istihbâr ve haberleri tahrîr ve bizim metâ‘ımıza karışmayıp bâ‘is-i ihtilâl olmamak üzre mezbûrûna tenbîh olunup Dîvân-ı âlî’ye arz ve i‘lâm olunmak matlûbumuzdur dediklerinde hakīkat-i hâl Pazarbaşı Mehmed Çelebi b. el-Hâc Hüseyin ve Mehmed Yazıcı b. el-Hâc Ahmed ve bölükbaşılarından İsmail Yazıcı ve Davud oğlu Mehmed ve sâirlerinden tefahhus olundukda fi’l-hakīka hâl vech-i meşrûh üzre olup zehâyir-i mezkûrenin bey‘ ü şirâsı ancak buğday döğücü tâifesine mahsûsdur, sarımsakçı tâifesinin zehâyir-i mezkûreye müdâhale edegeldikleri yokdur deyû her biri mezbûrûn sarımsakçı tâifesi muvâcehelerinde ihbâr etmeleriyle, kadîmden olageldiği vech üzre mezkûrûna bey‘ ü şirâsı mahsûs olan zehâyir-i mezkûreye bî-vech müdâhale etmemek üzre merkūmûn sarımsakçı tâifesine taraf-ı şer‘den tenbîh olundu. Husûs-ı mezbûru nâtık hükm-i hümâyûn recâ ettikleri huzûr-ı âlîlerine i‘lâm olundu. El-emru li men lehü’l-emr. Fî 12 Rebî‘ilevvel sene 1139.