.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 24 Numaralı Sicil (H. 1138-1151/M.1726-1738)
cilt: 21, sayfa: 328
Hüküm no: 246
Orijinal metin no: [73a-2]
Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Eyüp’teki Hacı Mehmed salhanesinin Yedikule’ye taşınmayacağı ve et satışına engel olunmaması

Ma‘rûz-ı dâ‘î-i devletleridir Mûcebince amel oluna Hatt-ı şerîfdir. Düstûr-ı mükerrem müşîr-i müfahham nizâmü’l-âlem müdebbir-i umûrü’l-cumhûr bi’l-fikri’s-sâkıb mütemmim-i mehâmmi’l-enâm bi’r-re’yi’s-sâib mümehhid-i bünyâni’d-devleti ve’l-ikbâl, müşeyyid-i erkâni’s-sa‘âdeti ve’l-iclâl el-mahfûf bi sunûfi avâtıfi’l-meliki’l-A‘lâ Âsitâne-i sa‘âdetimde sadâret-i uzmâ ve vekâlet-i kübrâ kāimmakāmı olan vezîrim ( ) Paşa -edâmallâhu te‘âlâ iclâlehû- ve akzâ kuzâtü’l-müslimîn evlâ vülâtü’l-muvahhidîn ve ma‘denü’l-fazli ve’l-yakīn râfi‘-i a‘lâmi’ş-şerî‘ati ve’d-dîn vâris-i ulûmü’l-enbiyâ’i ve’l-mürselîn el-muhtassân-ı bi mezîdi inâyeti’l-meliki’l-Mu‘în İstanbul ve Hâslar kadıları -zîdet fezâiluhümâ- ve kıdvetü’l-ulemâ’i’l-mütehakkikīn Haremeyn-i şerîfeyn müfettişi Mevlânâ ( ) -zîde ilmühû- ve iftihârü’l-emâcid ve’l-ekârim câmi‘ü’l-mehâmid ve’l-mekârim dergâh-ı mu‘allâm yeniçeri ağası ( ) -dâme mecduhû- tevkī‘-i refî‘-i hümâyûn vâsıl olıcak ma‘lûm ola ki iftihârü’l-havâs ve’l-mukarrebîn mu‘temedü’l-mülûk ve’s-selâtîn bi’l-fi‘l Dârü’s-sa‘âdetim ağası olup hâlâ Haremeyn-i Şerîfeyn evkâfı nâzırı olan Mehmed Ağa -dâme ulüvvühû- rikâb-ı hümâyûnuma arz gönderip, taht-ı nezâretde olmağla hazret-i Ebâ Eyyûb Ensârî -aleyhi’r-rahmetü’l-bârî- evkāfından kasaba-i mezbûrede Hacı Mehmed selhhânesi ve bir sığır selhhânesi olup kadîmden beri zebh eyledikleri koyun ve sığır lahmların ahâlî-i kasabaya kifâyet mikdârı verdikden sonra ziyâdesin Ayvansaray kapısından geçirip İstanbul’da mezbûrların taht-ı icârelerinde olan dükkânlarına gönderip, narh-ı cârî üzre füruht edegelip vakfın selhhânelerinde zebh olunan ganem ve kuzu ve keçi ve sığırdan birer akçe bâc-ı mürdeleri ve bundan mâ‘adâ zebh olunan ağnâmın yağları kasaba-i mezbûre mumcuları alıp resm-i kantâriyyesi ve zikr olunan ağnâmların derileri ve vakf-ı şerîfe hâsıl kayd olunup vakfın debbâğhânelerinde olan debbâğlara tevzî‘ olunup onlar dahi icârelerin vakf-ı şerîfe edâ ederler iken ve minvâl-i meşrûh üzre taraf-ı vakıfdan zabt oluna gelip âhardan müdâhale olunmamak bâbında müte‘addid evâmir-i aliyye sâdır olmuşiken bundan akdem bir def‘a hilâf-ı evâmir-i aliyye Yedikule kasablarından Bektaş oğlu Halil ve Kırkık Hacı Ali ve Hacı İbrahim nâm kimesneler hevâlarına tâbi‘ nice kimesneler ile yek-dil ve yek-cihet olup kasaba-i mezbûrede olan selhhâneleri ref‘ ve Yedikule’ye nakl ettirip, vakf-ı şerîf mahsûlüne küllî gadr ve ahâlî-i kasaba fukarâsına müzâyaka çekdirmeleriyle, bundan akdem bi’l-fi‘l Anadolu kazaskeri Mirzâzâde Şeyh Mehmed Efendi -edâmallâhu te‘âlâ fezâilehû- huzûrunda mezbûrlar ile murâfa‘a-i şer‘ olunduklarında, dört aded mükemmel koyun selhhânesi ve bir aded sığır selhhânesi ve İstanbul’da olan dükkânlara gönderdikleri mahallerine Yedikule kasabları kat‘â müdâhale eylemek lâzım gelmediğin Mevlânâ-yı mûmâ-ileyh i‘lâm etmeğin, i‘lâmı mûcebince nizâm-ı kadîmleri üzre amel olunmak bâbında taraf-ı vakfa emr-i âlîşân verilmişiken, yine hilâf-ı inhâ bir tarîk ile selhhâne-i mezbûrları Yedikule’ye nakl ettirmek üzre fermân ısdâr ettirdip, vakfın selhhâneleri ibtâline bâ‘is ve mahsûl-i vakfa küllî gadr ve kasaba-i mezbûr [73b] ahâlîsinin müzâyakalarına sebeb olmalarıyla mukaddemâ ve hâlâ sudûr eden emr-i âlîşân mûcebince amel ve selhhâne-i mezbûrelerine kadîmîsi üzre kasaba-i mezbûreye nakl ve kemâ fi’l-evvel geçip geldikleri Ayvansaray kapısından geçirip İstanbul’da olan dükkânlarına lahmların gönderip, mezbûr kasablar ve âhardan bir ferd dahl ü ta‘arruz eylemeyip ve yedlerinde olan senedlerine amel olunmayıp işbu emr-i âlîşân düstûrü’l-amel olunmak üzre taraf-ı vakıfdan ibkā olunmak bâbında emr-i şerîfim verilmek recâsına i‘lâm eylemeğin, imdi vech-i meşrûh üzre amel olunmak bâbında fermân-ı âlîşânım sâdır olmuşdur. Buyurdum ki hükm-i şerîfimle vardıkda bu bâbda vech-i meşrûh üzre şeref-yâfte-i sudûr olan işbu emr-i celîlü’ş-şân-ı vâcibü’l-ittibâ‘ ve lâzımü’l-imtisâlimin mazmûn-ı münîf-i itâ‘at-makrûnuyla âmil olup hilâfına rızâ ve cevâz göstermeyesin. Şöyle bilesin, alâmet-i şerîfe i‘timâd kılasın. Tahrîren fî yevmi selhi Şevvâl sene semân ve ışrîn ve mi’e ve elf. Be makām-ı mahrûse-i Edirne