.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 24 Numaralı Sicil (H. 1138-1151/M.1726-1738)
cilt: 21, sayfa: 343
Hüküm no: 262
Orijinal metin no: [78a-2]
Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Yedikule’deki debbağların kullandıkları kuyuların etrafını duvarla örmeleri

Ma‘rûz-ı dâ‘î-i devletleridir ki Bundan akdem Yedikule hâricinde vâki‘ debbâğhânelerden birinin kuyusunda bir kimesne maktûl bulunmağla mahall-i mezkûrda olan debbâğlar ve kasablar ve mumcular ve sâirleri tekfîl ve kefâletleri tescîl olunup fîmâ ba‘d ahvâlleri mazbût olmak için iktizâ eden husûsda tekayyüd ve ihtimâm olunmak bâbında fermân-ı âlî sâdır olmağın, imtisâlen-lehû mahall-i mezkûrda olan debbâğ ve koyun ve sığır kasabları ve mumcu ve hancı ve aşçı ve sâirlerinden her hırfetin ustaları birbirlerine kefîl olup ve her usta dahi kendi kârhânesinde bulunan işçi ve hademesine tekeffül etmeleriyle bu minvâl üzre kefâletleri tahrîr olundukdan sonra her debbâğhânenin kireçlik ta‘bîr olunan çukurları meydanlarda olup mahfûzü’l-etrâf olmamakla, mürûr ve ubûr eden ibâdullâh ale’l-gafle içine düşüp helâk olmadığı takdîrce dahi mutazarrır olmak emr-i bedîhî olmağla def‘an li’l-zarari’l-âm fîmâ ba‘d debbâğ ustalarından herkes kendi kârhânesinde olan kireçliğinin etrâf-ı erba‘asını müstemirren bâkī olmak için taş ve kireç ile zemînden kadden ikişer buçuk zirâ‘ kârgîr duvar ve her birine kuyular vaz‘ı ile etrâfını hıfz etmek lâzım ve mühim olmağın her birine gereği gibi tenbîh olunup lâkin mahall-i mezkûr hükkâm ve zâbitlerden ba‘îd olmak takrîbiyle makarr-ı erâzil ve eşhâs ve müslim ve kefereden nice mechûlü’l-hâl kimesnelerin mecmû‘u olduğu ecilden zabt u rabtları husûsunda kemâl-i tekayyüd iktizâ edip zabt-ı hâlleri dahi mahall-i mezbûrda bulunan hıref-i merkūme ustalarının teyakkuz ve tekayyüdlerine menût olmağla kemâl-i teharrî ve ol havâlîyi fesâddan hıfz ve sıyânet için ba‘de’l-yevm mahall-i mezkûrda maktûl bulunup kātili ma‘lûm olmazsa Ma‘rûzât-ı Ebussuûd’dan olup amel olunmak fermân buyurulan hazret-i İmâm Ebû Yusuf kavli üzre sükkân üzerine iktizâ eden diyetini vârisi var ise vârisine yok ise taraf-ı mîrîye zikr olunan debbâğ ve kasab ve mumcu ve hancı ve aşçı ustaları vermek üzre müekked fermân-ı âlî ve başmuhasâbede kayd buyurulup zikr olunan duvarları dahi her debbâğ ustası ber vech-i muharrer binâ etmek üzre izzetlü yeniçeri ağası dâ‘îleri mübâşir ta‘yîn buyurulmak emr-i savâb idiği huzûr-ı âlîlerine i‘lâm olundu. Bâkī fermân men lehü’l-emrindir. Fî 24 şehri Rebî‘ilâhir sene [1]139. An Ebi’l-Abbas Abdullah b. Abbas -radiyallâhu anhümâ- "Kāle küntü halfe’n-nebiyyi aleyhi’s-selâm yevmen fe-kāle yâ gulâmu [innî] u‘allimüke kelimâtin ihfazillâhe yahfazke, ihfazillâhe tecidhu tücâheke, izâ-se’elte fes’elillâhe ve izâ-iste‘ante festa‘in billâhi va‘lem inne’l-ümmete lev-ictema‘at alâ en-yenfa‘ûke bi şey’in lem-yenfa‘ûke illâ bi şey’in kad ketebehullâhu leke ve in-ictema‘û alâ en-yedurrûke bi şey’in lem-yedurrûke illâ bi şey’in kad ketebehullâhu aleyke, rufi‘ati’l-aklâm ve ceffeti’s-suhufi." Harrerehu’l-fakīr ileyhi sübhânehû Kethüdâzâde Mehmed afa’llâhu’l-izzü ve’s-samed. [Mühür]