İstanbul Mahkemesi 24 Numaralı Sicil (H. 1138-1151/M.1726-1738) cilt: 21, sayfa: 345 Hüküm no: 264 Orijinal metin no: [78b-2] Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Çıkrıkçı Kemal mahallesindeki ekmek ve çörek fırınlarının nizamı
Akzâ kuzâtü’l-müslimîn evlâ vülâtü’l-muvahhidîn ma‘denü’l-fazli ve’l-yakīn râfi‘-i a‘lâmi’ş-şerî‘ati ve’d-dîn vâris-i ulûmü’l-enbiyâ’i ve’l-mürselîn el-muhtas bi mezîdi inâyeti’l-meliki’l-Mu‘în İstanbul kadısı -zîdet fezâiluhû- tevkī‘-i refî‘-i hümâyûn vâsıl olıcak ma‘lûm ola ki mahmiye-i İstanbul’da Sarıgez sûkunda Çıkrıkçı Kemal mahallesi imâmı Mustafa ve müezzini Mustafa Halîfe ve kurbunda vâki‘ Terkim câmi‘i imâmı es-Seyyid Mahmud ve İmâmzâde es-Seyyid Mehmed ve mahalle-i mezbûrede ve etrâfında sâkin olup isimleri cerîdede mazbût elli nefer kimesneler meclis-i şer‘a varıp mahalle-i mezbûrede vâki‘ kebîr ekmekçi fırını karşısında olan çörekçi fırını müste’ciri olan Coco v. Kosta nâm Arnavud zimmî tasarrufunda olan çörekçi fırınında tâmmü’l-vezn hâssü’l-hâs nân-ı azîz tabh ve ibâdullâha bey‘ eyledikde fırın-ı mezbûra karîb olan Sıçanlı ve Şah Hubân fırınları ile zikr olunan fırın müste’cirleri Sarı oğlu Hokaz ve Murad oğlu Aritun ve Kalyos zimmîler bize kesâd verir zîrâ biz harâb ve müflis olduk zarar ederiz deyû merkūm çörekçi Coco’yu nân-ı azîz tabhından men‘ murâd ederler deyû mesfûr Coco zimmînin zikr olunan çörekçi fırında tabh eylediği tâmmü’l-vezn hâssü’l-hâs nân-ı azîz ahâlî-i mahalle-i mezbûreye ve âmme-i ibâdullâha evlâ ve enfa‘ olmağla zikr olunan kebîr fırınlar müste’cirleri mesfûrûn Hokaz ve Aritun ve Kalyos’un bî-vech mu‘ârazaları men‘ ve def‘ ve merkūm çörekçi Coco’ya ber vech-i muharrer hâssü’l-hâs tâmmü’l-vezn nân-ı azîz tabhına izin verilmek matlûbumuzdur dediklerinde mezbûrûn zimmîler cevâblarında, zikr olunan fırınlar birbirinin mukābilinde vâki‘ olup gāyet akreb olmağla ba‘de’l-yevm zikr olunan çörekçi fırında nân-ı azîz tabh olunur ise bizim tasarrufumuzda olan mârrü’z-zikr kadîmî ekmekçi fırını ve iskemleleri bi’l-külliye mu‘attal ve harâb olmak mukarrer olmağın, ol takdîrce sagīr çörekçi fırınında tabh olunan nân-ı azîz kebîr fırında tabh olunan nân-ı azîze mu‘âdil olmayıp ekall-i kalîl olmağla ol havâlîde olan ibâdullâha müzâyaka verilmek mukarrer olmağın, lâkin ibâdullâha müzâyaka verilmemek için mesfûr Coco bizim fırın-ı mezbûrda olan buğday ve odun ve devâb ve fırın âlâtın semen-i misli ile bizden iştirâ ve tesellüm ve iki fırın dahi ma‘an tasarruf ve hâssü’l-hâs tâmmü’l-vezn nân-ı azîz tabh eylesin dediklerinde mesfû[r] Coco zimmî dahi râzı olmağla mesfûrûn zimmîlerin fırın-ı kebîrde olan buğday ve odun ve sâir emlâki habbâzlar kethüdâları ve yiğitbaşıları ve ustaları ve bi’l-fi‘l muhtesib ağası ve sâir ehl-i vukūf ma‘rifetleriyle taraf-ı [79a] şer‘den keşf ve tahmîn ve takvîm olundukda mesfûrûn zimmîlerin el-yevm fırın-ı mezbûrda mevcûd olan emlâk ve eşyâlarının semen-i misilleri dört yük sekiz yüz altmış akçe olduğu zâhir ve müte‘ayyin oldukda mesfûr Coco zimmîye arz ve teklîf olundukda ibâ ve imtinâ‘ edip ve aldığı takdîrce iki fırını gereği gibi işledip destgâhlarına müstevfâ nân-ı azîz yetişdirmeye adem-i kudreti zâhir oldukda, iştirâdan bi’l-külliye fâriğ ve kasr-ı yed eyledi. Ba‘de’l-yevm zikr olunan fırınlarda kadîmden bu âna gelince tabh olunduğu vech üzre mesfû[r] Coco nâm nân-ı azîze karışmayıp sâir çörekçi fırınlarında tabh olunduğu vech üzre çörekçi metâ‘ı tabh ve ibâdullâha bey‘ ve mesfûrûn Hokaz ve Aritun ve Kalyos dahi el-yevm mesfûr Coco’nun tabh eylediği nân-ı azîz misillü tâmmü’l-vezn hâssü’l-hâs nân-ı azîz tabh ve ol havâlîde olan ibâdullâha müzâyaka çekdirmeyip müstevfâ yetişdirmek şartıyla izin verilip onlar dahi râzı ve her biri müte‘ahhid olmağın, eğer hilâf-ı mu‘âhede ve hâlâ çâşni olmak üzre ahz olunan iki aded nân-ı azîzin hilâfı noksânü’l-vezn ve alçak dakīkden tabh eder ise yedlerinde olan fırınları âhara verilip kendilerden ba‘dehû ekmekçi olmayıp esnâfdan men‘ ve hacr olunmak üzre beynlerine nizâm verildiği tescîl-i şer‘î olunduğu sen ki mûmâ-ileyh Mehmed Ebû Said -zîdet fezâiluhû-sun i‘lâm etmekle i‘lâmın mûcebince amel eylemek bâbında fermân-ı âlîşânım sâdır olmuşdur. Buyurdum ki, hükm-i şerîfim vusûl buldukda bu bâbda sâdır olan emrim ve i‘lâmın mûcebince amel edip hilâfına rızâ ve cevâz göstermeyesin. Şöyle bilesin, alâmet-i şerîfe i‘timâd kılasın. Tahrîren [fî] evâsıtı Rebî‘ilâhir li sene tis‘a ve selâsîn ve mi’e ve elf. Be makām-ı Kostantıniyye el-mahrûse.
|